Cumartesi mutfağım
Mısır ununu mısır ekmeği yapmak için almıştım. Un, tuz, su, yoğuracaksın ekmek olacak. Laz usulü. Aklımda ama yapamadım bir türlü. Öğleye doğru mutfağa kabak haşlamak için girdim. Yanına da küçük bir ızgara falan, aklım sıra hafif bir yemek olacak. Şimdi de ne yaptığıma bakın. Ben adam olmam.
Dört iri kabak ve iyice yıkanmış iki iri taze patates kabuklarıyla, bir de büyük soğan rendelendi. Bir kaç kereviz yaprağı, bolca dereotu ve maydanoz, iki taze sarmısak robotta kıyıldı. Rendelenmiş malzemenin saldığı su akıtılıp robottaki yeşil malzeme ile karıştırıldı. Az karabiber ve tuz, iki yumurta yarım çay bardağı sızma ve mısır unu eklendi. Benim malzemem yarım kilo unu kaldırdı. Sulu değil ama kurusıkı da olmayan bir hamur elde ettim. Yaptığım işe yoğurmak denemez, iyice karıştırdım herşeyi. Yüksek kenarlı teflon bir fırın tepsisine yayıp 180 derece fırında 60 dakika pişti, 120 derecede 15 dakika daha durdu. Ne oldu? Ben iki kocaman dilim yedim, yanında beyaz peynirle. Aklımı da yedim.
Siz ya fotoğrafta gördüğünüzle idare edin, ya da doğru mutfağa.
Marş marş...
Baklayı güzel yaparım doğrusu. Bugün de Noel süslemesi yaptım o güzelim sakız gibi baklama. Ayıklarken limonlu suda beklettim. Kocaman beyaz soğan, sızma, şeker, tuz, limon suyu az su ile kuvvetlice ateşte pişirdim. Dereotu malum, çok yakışır baklaya. Piştikten sonra üzerini süslüyorum. Hem tadsal hem de görsel lezzet.
Nasıl yenecek? Süzme yoğurt ilave edilecek tabağa alınınca.
Yanında taze sarmısaklar “Ye beni,” diyecek.
Ben yiyeceğim.
Dört iri kabak ve iyice yıkanmış iki iri taze patates kabuklarıyla, bir de büyük soğan rendelendi. Bir kaç kereviz yaprağı, bolca dereotu ve maydanoz, iki taze sarmısak robotta kıyıldı. Rendelenmiş malzemenin saldığı su akıtılıp robottaki yeşil malzeme ile karıştırıldı. Az karabiber ve tuz, iki yumurta yarım çay bardağı sızma ve mısır unu eklendi. Benim malzemem yarım kilo unu kaldırdı. Sulu değil ama kurusıkı da olmayan bir hamur elde ettim. Yaptığım işe yoğurmak denemez, iyice karıştırdım herşeyi. Yüksek kenarlı teflon bir fırın tepsisine yayıp 180 derece fırında 60 dakika pişti, 120 derecede 15 dakika daha durdu. Ne oldu? Ben iki kocaman dilim yedim, yanında beyaz peynirle. Aklımı da yedim.
Siz ya fotoğrafta gördüğünüzle idare edin, ya da doğru mutfağa.
Marş marş...
Baklayı güzel yaparım doğrusu. Bugün de Noel süslemesi yaptım o güzelim sakız gibi baklama. Ayıklarken limonlu suda beklettim. Kocaman beyaz soğan, sızma, şeker, tuz, limon suyu az su ile kuvvetlice ateşte pişirdim. Dereotu malum, çok yakışır baklaya. Piştikten sonra üzerini süslüyorum. Hem tadsal hem de görsel lezzet.
Nasıl yenecek? Süzme yoğurt ilave edilecek tabağa alınınca.
Yanında taze sarmısaklar “Ye beni,” diyecek.
Ben yiyeceğim.
9 Comments:
Oya hanım kabağı pek de yararlı olabilecek sıklıkta tüketmiyoruz. Mücver haricinde sevemedik.. Yalnız bu tarifin de böyle bir havası var çok lezzetli olduğundan eminim. Ellerinize sağlık ben de bu hafta bu tarifi denicem.
By Berrin, at 24 Aralık 2005 18:50
Baklaya bayılırım. Resmi görünce ağzım sulandı. Ellerinize sağlık...
By Zeca, at 25 Aralık 2005 11:53
Sevgili Zeynep, kedilerimiz, bakla sevgisi falan derken ortak daha neler seviyoruz kimbilir...
Haydi bakla yemeye gelin Mine'ciğim, hazır pişmişi var bende işte.
By Oya Kayacan, at 25 Aralık 2005 15:29
Sevgili Oya Abla,
Baklayi maalesef Amerika'da alisveris yaptigim dukkanlarda goremedim. Kucukken en son olarak onu alip, doydum diyerek pek yemeye calisirdim. Ama simdi bulamadigimdan olacak, Turkiye'ye geldigim zamanlarda annecigim yaptiginda saldiriyorum.
Su siralar misir ekmeklerine takilmis durumda oldugunu biliyorsun. Simdi ben bu ekmegi denemez miyim? :)
Obur Kedi
By ipodtouch, at 26 Aralık 2005 02:30
İpek'çiğim, istersen nasıl yediğimi anlatayım! Resimde görülen parçaları ince ince dilimleyerek tabağa koyuyorsun. Sonra Bahçıvan beyaz peynirin kutuda dilimli sattıklarından biberli ve zeytinli olanını bol bol ufalıyorsun üstüne. Üzerine benim o çok lezzetli zeytin sosumdan koyuyorsun. Zeytin sosunda yok yok, her türlü baharat girebilir içine. Çok fazla lezzetli olduğu için keyfinden homurdanıyorsun yerken de...
Obur Kedi'cim yeme usulünü de anlattım bak. Haydi afiyet olsun. Bakla konusunda üzgünüm. Ben pek duramam baklasız ve taze sarmısaksız da...
By Oya Kayacan, at 26 Aralık 2005 09:24
http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2005/09/kahvalt.html
İpek, zeytinlerin linkini de vereyim bari. Tabii sosundan koyarken kendilerinden de kaçıyor biraz mısırlı ekmeğin üzerine...
By Oya Kayacan, at 26 Aralık 2005 09:30
Eline sağlık, Annoyam. Pek nefis olmuş. Mısır ekmeğinin her türlüsünü severim, hamsili, sade, sebzeli. Mısır ekmeğinin sadesini doğrar, tereyağında çeviririz, sonra üzerine sarımsaklı yoğurt döküp, nam nam.
Baklaya gelince o da çok sevilir ve mutlaka taze sarımsakla yenir bizim evde. Bu arada baklayla ilgili ufak bir bilgi. Baklanın içindeki bir maddenin bebekler için öldürücü olabildiği saptanmış. Bu yüzden iki yaşından önce asla tattırılmamalı, ilk tadımda reaksiyon var mı diye bir kaşıkla başlanmalıymış. Yeri gelmişken söylemek istedim.
By Doruk, at 27 Aralık 2005 13:04
Ellerinize saglik. Ekmek de bakla da nefis görünüyor.
By Isil Simsek, at 27 Aralık 2005 20:49
Burcu'cuğum, bu tereyağında çevrilip sarmısaklı yoğurtla yenen mısır ekmeği ilahi bir lezzet olmalı. Ayyy n'oooolur böyle tatları bilenler acilen herkese açıklasınlar!!!
Genetik olan ve bebeklerde sarılığa yol açan G6PD enziminin ve kandaki oksijenle ilgili favizm diye bir hastalığın bakla ile ilişkili olduğunu biliyorum. Bir de baklanın, nasıl olduğunu anlamam ama oksitlenmesi söz konusu galiba. Piştiği gün veya en geç ertesinde tüketilmesi gerek diye duyardık hep eskiden. Bu söylenti belki de buzdolabi kullanımının yaygınlaşması sonucunda, hiç duyulmaz oldu. Verdiğin bilgi bir yerde bunlarla çakışıyor mutlaka. Hatırlattığın iyi oldu bak, baklanın bu kötülükleri tamamiyle aklımdan çıkmıştı:-))
By Oya Kayacan, at 28 Aralık 2005 08:28
Yorum Gönder
<< Home