Şikayet
Pansuman / uzun uzun
Her normal vatandaş gibi sabah evinden çıkan bir İstanbullu, kapısı önünde duran poşetli poşetsiz çöp yığınlarını aştıktan sonra...,
sokağında hiç bitip kapanmayan kazıları, çamuru taşı tozu toprağı tümsekleri geçtikten sonra...,
İstanbul’u kapsama alanında, Marmaray Projesi ve her halükarda her yeri altüst eden kırk adet alt ve üst geçit inşaatıyla debelendikten sonra...,
döşendikçe sökülesi mübarek kaldırım taşlarını, döküldükçe çöken asfaltları aştıktan sonra...,
evinde muhtemel akmayan sularıyla alamadığı duşları sokaklarda araçlardan püsküren zifoslarla aldıktan sonra...,
ay ayyy ayyyyy, gözlere şenlik patladı ki, bulvardı meydandı dinlemedi, caddelere sokaklara taştı laleler.
Kaç yeni teleler soğan soğan ağladılar dikildikleri pisliklerin içinde.
Aynı kaç yeni teleler bin pişman dikildiklerine de, patlayıp sivrildiklerine de bu pisliklerin analarını ağlattığı yerlerde.
--------------
Otoyollar boyunca kenarlarda boşaltılmış küllüklerden oluşan izmarit yığınları, araçlardan atılan ambalaj malzemeleri ve meyve kabukları...,
geçirilmiş kazalardan artan sürrealist demir yığınları...,
hiçbir zaman kaldırılmayan, doğanın yokediş gücüne terkedilen ölü hayvan bedenleri...,
ve yine otoyollar boyunca, çiçek işçileri yayılmacı çiçekleri mevzilediler bayırlara; git git bitmiyor, alı moru sarısı.
--------------
Şimdi Belediye’nin zillerini çalalım.
Zııırrrrrrn, zıırrrnnnnn.
Neler oluyor, heeeey?
Önce bir kıçınızı yıkayıp temizleyin, sonra don giyin demezler mi adama?
--------------
Oysa, “erişti nev-bahar eyyamı,” İstanbul’a.
Bir nihavendi bile bize çok gördüler.
Her normal vatandaş gibi sabah evinden çıkan bir İstanbullu, kapısı önünde duran poşetli poşetsiz çöp yığınlarını aştıktan sonra...,
sokağında hiç bitip kapanmayan kazıları, çamuru taşı tozu toprağı tümsekleri geçtikten sonra...,
İstanbul’u kapsama alanında, Marmaray Projesi ve her halükarda her yeri altüst eden kırk adet alt ve üst geçit inşaatıyla debelendikten sonra...,
döşendikçe sökülesi mübarek kaldırım taşlarını, döküldükçe çöken asfaltları aştıktan sonra...,
evinde muhtemel akmayan sularıyla alamadığı duşları sokaklarda araçlardan püsküren zifoslarla aldıktan sonra...,
ay ayyy ayyyyy, gözlere şenlik patladı ki, bulvardı meydandı dinlemedi, caddelere sokaklara taştı laleler.
Kaç yeni teleler soğan soğan ağladılar dikildikleri pisliklerin içinde.
Aynı kaç yeni teleler bin pişman dikildiklerine de, patlayıp sivrildiklerine de bu pisliklerin analarını ağlattığı yerlerde.
--------------
Otoyollar boyunca kenarlarda boşaltılmış küllüklerden oluşan izmarit yığınları, araçlardan atılan ambalaj malzemeleri ve meyve kabukları...,
geçirilmiş kazalardan artan sürrealist demir yığınları...,
hiçbir zaman kaldırılmayan, doğanın yokediş gücüne terkedilen ölü hayvan bedenleri...,
ve yine otoyollar boyunca, çiçek işçileri yayılmacı çiçekleri mevzilediler bayırlara; git git bitmiyor, alı moru sarısı.
--------------
Şimdi Belediye’nin zillerini çalalım.
Zııırrrrrrn, zıırrrnnnnn.
Neler oluyor, heeeey?
Önce bir kıçınızı yıkayıp temizleyin, sonra don giyin demezler mi adama?
--------------
Oysa, “erişti nev-bahar eyyamı,” İstanbul’a.
Bir nihavendi bile bize çok gördüler.
4 Comments:
Çiçeklerin dilinden en iyi sen anlarsın canım Mine'ciğim... Onların çektiği bir yandan, kısa devre nemalanma sistemi diğer yandan. İster istemez çok üzülüyor insan. Laleler gerçekten bahçelerde /lalezarlarda olması gereken ve de soğanları ile sürekli arttırarak yaşatmayı başaranların elinde güzel bir bitki.
By Oya Kayacan, at 9 Nisan 2006 14:30
güzel bir konu.fakat bunu uzun süre düşündüm inanın bana belediye her insan için bir kişi çalıştırsa yetmez. Etiler de ki , kalbur üstüdür malum arabasının camından yediği şeyin kağıdını atan insanlar varsa varın diğer yerleri siz tehayyül edin. oranın halkı değildir demeyin araba ve içindekiler biz buralıyız diye adeta ilan veriyordu. hadi attı atmasına ağzım bir karış açık bakıyorum bende çünkü koca kağıdı buruşturduğunu gördüm ama atacağına inanamadım yanlız ben hatalıymışım gibi o daha uzun baktı. anladım ki o zatın hayatında gayet normaldi bu durum. İstanbul'un çöpüyle baş edilmez bari laleyle örtelim diyorlar bence.Bir kaç ay lale bir kaç ay kar idare edip gidiyoruz ama İstanbul'u seven bir bloğa girdiğime sevindim. Selamlar.
By sahra, at 11 Nisan 2006 23:32
Haklısın Sahra ama tabii ki kişi başına bir kolluk kuvveti takmanın mümkünü yok. Yine de yollara lale dikenlerin, hemen yanlarında kümelenmiş çöplükleri kaldırması gerekmez mi bir önceki etapta? Üstelik lale bizim neyimize yahu? Mevsimlik çiçek neyimize? Daha yeni dikilmişti alayına güller her tarafa. Neden söküldüler ki? Bu paraları harcayacak başka yeri yok mu bu belediyelerin? Her iş bu kadar göstermelik mi olmalı?
By Oya Kayacan, at 12 Nisan 2006 10:13
Belediyelerle ilgili şikayetinize katılmamak elde değil.Hatta belediyelerin vatandaşı hiçe sayan ,aldırmayan ve yerine getirmedikleri görevlerine dair uzunca bir liste yapılabilir.En son yaşadığım ve belediyeye gönderdiğim iki şikayeti buraya da yazayım.
1-Maltepe belediyesinin şu anda oturmakta olduğu bina otoparksızdır çünkü otoparksız inşaa edilmesine izin verilmiştir!ve otopark olarak binanın yanındaki alışveriş merkezinin otoparkını kullanıyorlar.Gün içinde vatandaş alışveriş için gittiğinde park edecek yer bulamıyor :)çünkü belediye çalışanlarının ,zabıtaların araçları heryeri doldurmuş vaziyette.Alışveriş merkezindeki Görevliye soruyorsunuz niye böyle diye?Görevli yanıt veriyor saat 17:30 tan sonra gelin her yer boşalıyor diyor :)Belediye ile anlaşmamız böyle gün içinde onlar parkediyor diyor.
2-Hafta sonu ana caddeler miting alanı gibi kullanıldı.Belediye aksev,oflu örtülü köylüleri,diyarbakır yardımlaşma derneği gibi sivil örgütlerin siyasi mesajlarına ait afişleri heryere asılmasına izin verdi.Hayrola ne zamandan beri sivil örgütlerin siyasi afişler asması yasal oldu hem ana caddeler miting alanı mı diyorsunuz ses yok!!!
Geçen gün belediyeden haksız ihaleler alan yolsuzlukları ortay çıkan bir taşeron firma sahibi yapılan yolsuzlukları gözler önüne sermeye çalışan bir gazeteciyi TV de canlı yayında dövdü!
Yani anlayacağınız çiçeklere gelene kadar şikayet edilecek o kadar çok şey var ki!!!
Ama belediyelere bu şikayetler yazılmalı çünkü sesimizi çıkarmadığımız için galiba bizi salak sanıyorlar.
By DREAMER Elif GÜNEŞ, at 17 Nisan 2007 01:45
Yorum Gönder
<< Home