Kedili Mutfaklar

Cumartesi, Nisan 01, 2006

Lordan ne mi anlarım?


Peynir diye sevmem. Peynir anlayışım biraz dilimi ısıran tatlardan oluşuyor da ondan.

“Ne anlarsın sen lordan?” diye sorarlar bazı bazı.

Anlatıyorum.

Dün, Gourmex’de satış yapan iki üç yerden biri Ünal Çiftliği idi. Bu Manyaslı çiftliğin peynir üretimini haylidir takip ediyor, bulduğum yerde de alıyorum. İsli peyniri yerlilerin içinde en iyi. Bir de hiç tuzsuz loruna bayılıyorum. İkisinden de aldım yine. İsli peynirim dün akşam yeşil salatamızın yanında yeşil Efe’yle yarenlik etti.

Bugün öğle yemeğinde ise lorlu cevizle sunulan ıspanakla pişirilmiş noodle ve de...



...ve de benim hani o sizlerle paylaştığım güzelim altıntop mucizemle birlikte, violetlerle ballıbaba yaprakçıklarının süslediği lor tatlım vardı.

Mutfağa girmekle noodle tabaklarımızı masaya servis etmek arasında en fazla onbeş dakika geçiyor. Ve de inanın, en kıyamet makarnacılarda yesem bunun onda biri etmez bana göre.

İki büyük avuç yıkanıp kurulanmış ıspanağı azıcık sızmada çeviriyoruz önce ve beş dakika ağzı kapalı pişiriyoruz. Yüksekçe kenarları olan bir tava bu iş için ideal. Sonra altılı noodle paketlerinden üç tanesini atıyoruz aynı tavaya. Üzerine pilav yaparmış gibi ayarlayıp sıcak su koyarak tuzunu ve biberini de kattık mı tamam. Suyunu çekince de iki dakika dinlensin. Şimdi tabaklara alıyoruz ve üzerinde lor, ceviz ve kırmızıbiber şenliği ile masaya getiriyoruz.




İki kişiyi güzelce doyuracaktır bu yemek. Hele de hiç tuzsuz lor bulunca buldumcuk olan Oya gibi bir de lordan tatlı çıkarırsanız sofraya... O da beş dakikalık bir iş olan muhteşem bir lezzet olursa hele. Hele hele de violetlerle ballıbabalar da, altıntop mucizemle birlikte lor üzerinde yerlerini alıp buradaki şenliğe katılmış olurlarsa.



Ben lordan böyle şeyler anlarım.

Kimsecik'im de bunları anlar.

Daha başka zamanlarda daha başkalarını da yaparız.

Bu kadar.

8 Comments:

  • ben bir peynir insanıyım.Evde her zaman 4-5 çeşit,ya bazen ben de şaşırıyorum 7 çeşide çıkıyo oburluğumdan.Ayıptır soylemesi çokca Londrada yaşadığım için seçeneğim sonsuz yiyecek konusunda.Dondum memlekete yerli ricotta çıkmış mesela,o bile beni çok sevindirdi.Bi çıkayım bakayım sizin de alttaki postta yazdıklarınıza.Ben hep açım çünkü:)

    By Blogger Nes london-ist, at 2 Nisan 2006 01:09  

  • Hosgeldin Neslihan. Bugün seni Nes İstanbul olarak okumak hoşuma gitti. Peynirler, bu evde de bulunmasi çok hoşa giden ancak kısıtlı tutulmaya çalışılan yiyecek türü. Genelde, lezzetli olanlar çok yağlı oluyor. E ben de senin gibi her daim aç olduğumdan, kafamı buzdolabından çıkaramıyorum sonra, bir dilim şundan, bir parça bundan falan diye. Gourmex'ye gittin mi? Bence çok kötüydü. Yani gurme anlayışım değişebilirdi az daha kalsaydım!!! Sana Londra'dan sonra ne etki yapmıştır kimbilir, değil mi:-((

    By Blogger Oya Kayacan, at 3 Nisan 2006 10:31  

  • Londra herkesin tahminin aksine(tabi gören gözler,arayan bulan,yemekle ilgilenen için,ya da obur mu desem,gustosu olan amatör gurme mi)binlerce yiyeceği barındıran pazarları ,şarküterileri olan bir yer,buna bir de italya,fransız,çin,hint vs yi ekle,eh cennet tabi.Istanbulun ona yetişmesi zor,ama benim baharım da hiçbir memlekette yok,huzurlu yemeklerimiz olsun,çeşidi biz yaratırız Oya ablacım..

    By Blogger Nes london-ist, at 3 Nisan 2006 13:50  

  • lor tatlısı muhtesemm
    en eksi tatlılarla -visneli ahududulu ve evet altıntoplu- lora bayılırım. gül reçeliyle de gider hem de nasıl... of da off

    By Blogger hera, at 4 Nisan 2006 14:37  

  • Gene güzelce yazmissin yasadiklarini,pisirdiklerini,afiyet olsun. Benim de esim peynir hastasi ve bu nedenle buzdolabi hep cesit dolu.Tabii benim icin cok zararli, deneme istegi acisindan. Bazen diyorum ki bu kadar ülkenin cesitlerini tanimak da iyi degil, bolca yaglaniyorum. Ama gel de fransiz keci peynirine, ispanyol koyun peynirine karsi koy. Ya sabir!

    By Blogger tata, at 4 Nisan 2006 16:24  

  • Hera'cığım hemmen güllüsü denenecek. Bende kalan lor şimdilik sadece tuzlu bir yere girer. Güllüm taptaze lorla olmalı.

    Tata ta taaaa, peynire karşı koyabilen beri gelsin.

    Neslihan, haklısın bahara geldin ya İstanbul'a. Keyfini sür. Londra'da yaşadım bir süre ben de. Ne yalan söyleyeyim, İstanbul ve Roma yaşantılarım Londra'ya bin basar.

    By Blogger Oya Kayacan, at 4 Nisan 2006 19:10  

  • ben de cok severim LOR peynirini.

    By Blogger yuvakuran, at 5 Nisan 2006 11:00  

  • İpek'çiğim, Ünal Çiftliği İstanbul satış mağazası 4. Levent, Seyrantepe, Cesur Sokak No 41. Telefonları
    0212 279 6163, 0212 284 51 00

    Belki sana yakın nerede satışları var öğrenebilirsin.

    By Blogger Oya Kayacan, at 6 Nisan 2006 09:46  

Yorum Gönder

<< Home