Şipşak Annoya mutfağı
Herkes yapıyor ama biz bilmiyoruz. Kolaj falan hani. Resimleri üstüste altalta yapıştırıp güzel görüntüler elde edemiyoruz. Annoya çalışmıyor bu işleri, çalışmayınca da dört fotoğrafı bir araya getiremiyor.
Ben şuracıkta Annoya'mın mutfak eldivenlerinden birinin üzerinde kıvrılmış bekliyorum. Söz konusu olan burada gördüğünüz çipura.... ki ben beklerken o teflon tavada pişiyordu. Sadece tuz koyduk çipuramıza, biz de rahat rahat yiyelim diye.
Mutfak eldivenine çikolata bulaşmış, derhal yıkanacak merak etmeyin. Fotoğrafımdaki üçüncül öge, yani ben ve eldivenden sonraki, şu bizim vefakar güllaç paketi. Ortaya koyduk yine, ki belki bayramlık yapar ikram falan ederiz. "Şart mıdır," diyor Annoya'mız, "Ramazan'da tüketmek? Yooooo!"
Şipşak mönümüzde limonlu yeşilli makarnamız da var. Çok lezzetli olmuştu. Tuzlu ve sızmalı suda yarım paket deniz kabuğu makarna haşlayıp suyunu çektirir gibi yaptık. İçine dereotu, maydanoz ve taze soğan doğradık, yarım limon sıktık. Kapak kapatıp dinlendirdik on dakika. Sonra yeşilliklerle makarnayı karıştırıp bir beş dakika daha. Annoya yerken japon havyarı da kattı içine. Kolesterol kabusunuz yoksa katı haşlanmış ve ezilmiş yumurta da katın. Havyarımız olmadığı zaman ton balıklı da yaparız bu lezzetli otlu makarnayı.
Gelelim mutfakta uzanıp veya dikilip beklediğimiz işin neticesine. Annoya balığımızı böldü. Oğlum Cancan için küçük bir tabağa koydu. O payını yalayıp yutarken (bak resim), bana da alışık olduğum üzere lokma lokma ağzıma ağzıma yedirdi. Hem yedirip hem fotoğrafımı çekemedi. Üçümüz yalnızdık çünkü!
Bir mutlu mutfak akşamımız da böyle geçti işte. Şipşak nefis yemekler hazırdı.
Makarnamızın çoğunu da bu sabah kargalar yedi.
Bir sürü karga gak dedi.
Biz bu fotoğrafları aslında kolaj yapmayı çok isterdik ama...
Ben şuracıkta Annoya'mın mutfak eldivenlerinden birinin üzerinde kıvrılmış bekliyorum. Söz konusu olan burada gördüğünüz çipura.... ki ben beklerken o teflon tavada pişiyordu. Sadece tuz koyduk çipuramıza, biz de rahat rahat yiyelim diye.
Mutfak eldivenine çikolata bulaşmış, derhal yıkanacak merak etmeyin. Fotoğrafımdaki üçüncül öge, yani ben ve eldivenden sonraki, şu bizim vefakar güllaç paketi. Ortaya koyduk yine, ki belki bayramlık yapar ikram falan ederiz. "Şart mıdır," diyor Annoya'mız, "Ramazan'da tüketmek? Yooooo!"
Şipşak mönümüzde limonlu yeşilli makarnamız da var. Çok lezzetli olmuştu. Tuzlu ve sızmalı suda yarım paket deniz kabuğu makarna haşlayıp suyunu çektirir gibi yaptık. İçine dereotu, maydanoz ve taze soğan doğradık, yarım limon sıktık. Kapak kapatıp dinlendirdik on dakika. Sonra yeşilliklerle makarnayı karıştırıp bir beş dakika daha. Annoya yerken japon havyarı da kattı içine. Kolesterol kabusunuz yoksa katı haşlanmış ve ezilmiş yumurta da katın. Havyarımız olmadığı zaman ton balıklı da yaparız bu lezzetli otlu makarnayı.
Gelelim mutfakta uzanıp veya dikilip beklediğimiz işin neticesine. Annoya balığımızı böldü. Oğlum Cancan için küçük bir tabağa koydu. O payını yalayıp yutarken (bak resim), bana da alışık olduğum üzere lokma lokma ağzıma ağzıma yedirdi. Hem yedirip hem fotoğrafımı çekemedi. Üçümüz yalnızdık çünkü!
Bir mutlu mutfak akşamımız da böyle geçti işte. Şipşak nefis yemekler hazırdı.
Makarnamızın çoğunu da bu sabah kargalar yedi.
Bir sürü karga gak dedi.
Biz bu fotoğrafları aslında kolaj yapmayı çok isterdik ama...
3 Comments:
Anno sordu da biz mi söylemedik ?
By ERDIL, at 22 Aralık 2006 11:51
Oyacığım,
İstediğin kolaj olsun komşucum.
Picasa denen şeyle yapıyorum ben kolajları: http://picasa.google.com/
Bu linkten Picasa'yı indirebilirsin. Sen onu yükleyince o kendiliğinden bütün kayıtlı resimlerini içine alıcak. Sonra sen programı açtığında altta kolaj butonunu görüceksin. Sonra gelsin kolajlar. Olmazsa mail at bana, ben sana anlatırım uzun uzadıya olur mu?
By Adsız, at 22 Aralık 2006 18:24
Erdil Bey, eksik olmayın. Bakın Margot'cuk da şipşak yazısıyla halletmiş meseleyi. Wolla çalışcağaaam. Durun bakalım. Margot'cuğum o dediğin bende yüklü, sonra gider bakarım bir. Tekno özür kötü şey kardeşim. Benim 4-5 yıllık uzunçalar Sony var ya, aldığımda çok moderen bir teknoloji harikasıydı. Benim için öyle de kaldı. Hala uzaktan el sallayınca nasıl da kapağını açtığını hayretle seyredip, içine beş CD'mi solmak için de kullanım kılavuzuna baş vuruyorum. Benim Kimsecik ve Cancan derseniz eğer, bazı akşamlar eve döndüğümde CD dinliyor oluyorlar. Birisi aklımı korusa!!!
By Oya Kayacan, at 23 Aralık 2006 10:11
Yorum Gönder
<< Home