İmzalı fotoğrafımız
Annoya bu pozumuzu ne güzel yakaladı. İçimiz geçmiş, ha uyuduk ha uyuyacağız.
Bugün mutfakta olanları hiç konuşmasak daha iyi. Ağzımıza göre bir lokma bile yok. Kızılcık likörü... Şekere basılmış, yarın kaynayıp reçel olacak kızılcıklar... Geçen yıldan kalmış kuru parça biberlerin turşusu... Bamya turşusu... Zeytinyağlı bamya... Yine geçen yılın kamkat likörlerinden kalan kamkatlardan püre.
(Bu püre hem Tijen'in annesine yaptığı likörün taa Antalya'dan gelen kamkatları, hem de yine Tijen'in Gisela'nın bahçesinden toplayıp Annoya'ya getirdiği kamkatların burada likör yapılmış halinden çıkan kamkatlardan oluşuyor. Cümle uzun ama hadise aynen böyle. Dondurmalarda ve süt tatlılarında özellikle delicatesse olacağını iddia etti durdu bugün bizimki.)
Derken Durmadon'un keşfiyle tüy dikildi yani mutfağa. Biz de boşa beklemeyelim dedik ayak altında, geldik yattık işte.
Blog işleri yoluna girince Annoya yazar bu saydıklarımızın inceliklerini size, maaaavvvu miyauuuu....
4 Comments:
oh rahatladik yani..
geçmis olsun efendim. cümleten.
By Tijen, at 20 Ağustos 2005 21:20
Güldürme beni Tijen... Bu Kedili Mutfaklar rahatla hazırol arası askeri disiplinle gidip geliyor. Nefes almak yok yani, tam oh derken, hazırollll tüfekler omzaa..., iki resim dört satır için iki saat uğraşıyorum.
By Oya Kayacan, at 20 Ağustos 2005 21:31
Ay ay, çöp tenekelerim geri geldi. Spam kovuldu gitti. Eskiden delete forever deyince gönderenin adı da kalmıyordu. Şimdi kaldı. Armudun sapı, üzümün çöpü falan filan... Bilgisayarcım Korhan'ımın 5 ay küsur günü var daha askerde. Hele dönsün, çalışsın bir şu blogger dersini...
By Oya Kayacan, at 21 Ağustos 2005 14:42
Haydaaaa, adamın adı da gitti işte.
By Oya Kayacan, at 21 Ağustos 2005 14:42
Yorum Gönder
<< Home