Kedili Mutfaklar

Cuma, Mart 03, 2006

Forza


Akşamı zor ettim. Oradaydı yine.

Ben ne istiyordum? Çekip gitmiş olmasını mı?

O zaman ben ne bilirim, gitti işte havalarımı takınıp rahat mı ederdim? Yoksa koşa koşa dönüp, orada işte çok şükür, diyen kadın mı benim?

Sonuçta adı Forza. Güç demek, kuvvet demek İtalyancada. Forza uydu ağzıma o anda. O da baktı Forza deyince. Z'yi okurken tS yapın yalnız, t’si az S’si fazla... Öylesi makbuldür İtalyan dilinde!

----------

Sabah önce arka bahçe kedilerimle yaptık içtimamızı. Saydım, tamamdan fazlası da vardı. Annelerinin peşinden bahçe duvarından atlamayı henüz becerebilen iki yeni velet.

Geçtik sokak tarafına. Karşımızda boş duran elâlemin evinin bahçesini şimdilik mesken tuttuk ya. Tam bahçe kapısını aralıyorum, bir kolumda ille de her sabah kucağıma zıplayan Zifir, diğerinde mamalar; baktım ‘O’ yattığı yerden bana bakıyor. Mahçup, mahzun, halsiz, yorgun, sevecen, kahırlı, muhtaç; velhasıl öyle çok ifadeli ki o gözler.

Hâl hatırları kısa kestim bahçedekilerle, eve koştum.

----------

Mevcutta kedi mamaları var. Makarna çabuk haşlanır da çabuk soğumaz. Ama olsun, o bekleyecek biliyorum. Neyse, yedirdim yemeğini, suyunu içirdim. Sevdim okşadım, sevdim, sevdim ve işime gücüme gittim.

Sekiz saat sonra döndüğümde yine oradaydı. Kusmuştu biraz uzağa, kalkıp çiş yaptı beni görünce yine biraz uzağa... Bir başka biraz uzakta da kakası vardı, biraz ishal. Tertemiz yaptım oraları hemen. Ona aldığım bir kutu köpek mamasını koydum bu sefer önüne. Daha az istekliydi bu sefer, azıcık yedi.

Bu hikayenin iki sonu olabilir. Birincisi mutlu olacak olan son. O hâl olursa eğer, size anlatacak bir mucize zincirim olacak, devam mahiyetinde.

O zaman ben de mucizeperest olacağım hem de, sıkça olmasa da bekler olacağım böyle güzel sonları.

Yok eğer mutsuzsa son, hikayem zaten burada bitti.

3 Comments:

  • sanırım evden atılmış...onu bulmanız ona verilen bir şans daha...İnşallah herşey çok güzel olur..siz iyisiniz ve iyilerde ödüllendirilir ki devam etsinler diye :) sağlıcakla...

    By Blogger Sedencik, at 3 Mart 2006 19:54  

  • Kiyamam ben ona, hangi essek evden atti attiysa eger? Nasil insan evine birni alir da atar oyle, ne vicdansizdir bunlar.

    By Blogger Deniz, at 3 Mart 2006 21:03  

  • Sevgili Seden ve Deniz. Evet evden atılmış belli ki. Uzunca bir süre de aç kalmış. Bugün daha iyi. Mahalle kedilerini kovalamaya, saklandıkları arabaların altına burnunu sokup onları korkutmaya başladı. Bu sabah da erkenden makarnalı köpek maması yedi. Kusmadı, ishalli bir durum da görmedim bu saate kadar.

    Çiğdem'ciğim, dün akşam ve bu sabah 100'er mg'lık Monodoks verdim. Yarın da verip kesmeyi düşünüyorum. İki günde Annoyası olduğumu anladı kerata. Peşimden eve girme çabaları başladı... Sonra da gidip yatıyor karşı evin kapısında veya oturup kulaklarını dikerek çevreyi kolluyor.

    Ben de çok istiyorum hikayenin devam etmesini sevgili Burcu. Bu sabaha kadar yüksek olan umudum çok azalsa da...

    By Blogger Oya Kayacan, at 4 Mart 2006 11:54  

Yorum Gönder

<< Home