Bahar bayramı
Çiçekleri üzerinde daha. Bir yandan da bebeklerini büyütüp erik yapmaya çabalıyor. Çok sürmez, pek yakında, "Gel de tadıma bak," diye çağıracaktır yanına. Biz hep böyleyiz. Öyle bir duygu ki, sanki yanına gidip sevmezsem onu, önce bomboş dallarını sevmezsem, çiçeklendiğinde yapraklandığında sevmezsem eriksiz kalacak mahalle çocukları.
Bir de sevmeyi öğretirim çocuklara, onlara erik veren erik ağacını. "Uzat bakalım elciklerini, sev ki..."
Kişneme duygusu var bugün içimde. Olacak iş mi? İki günlüğüne ihmal etmişim sadece. Başımı çeviriyorum ki, o aşk pembelerine bürünmüş. Neden sanki edebiyat dünyası basmamış seni bağrına? Neden onun bunun ağzında avizeye benzetilmekten başka bir yere gelememişsin? Adının içinde hayvan var diye mi?
Kişnemek de güzel a canım at kestanesi, hatta kişnemeyi bilmek çok güzel.
4 Comments:
oyacan,
Bu çok güzel kırmızı çiçekli at kestanesi....O ne ulvi ağaçtır derdi bir tanıdık..
By Adsız, at 2 Mayıs 2007 09:40
Mine'si, nasıl ekilir de tutar bu ağaç? Muhteşem duygular yüklüyor bana...
By Oya Kayacan, at 2 Mayıs 2007 17:59
Oyacan,
Kırmızı at kestanesinin kestanesini ekersen yeni çıkan bitki pembemsi krem-beyaz renk çiçekli oluyor..Ona aşı yapılıp tam kırmızı elde ediliyor..Bizim fidanlıkta bir tane yerde dikili tam kırmızı var..Görülesi bir ağaç....
By Adsız, at 2 Mayıs 2007 19:47
Mine'si bu yıl bana dik bir tane olur mu? Ben de bu ağaçtan kestane alır dikerim. Aşı meselesini sen bilirsin. Ben ortancaların toprağına çivit atıp maviye boyamaktan başka çiçek renklendirme yöntemi bilmiyorum 8~)
By Oya Kayacan, at 3 Mayıs 2007 10:09
Yorum Gönder
<< Home