Kabaktan kış cacığı
Her sebzeyi meyveyi mevsiminde yemek üzere sessiz sössüz anlaşmıştık aramızda. Evim dışında bazı bazı yiyenlere katılsam da, ev hallerimde elimden geldiğince tutuyorum sözümü. Koca kışlar geçiyor eve salatalık girmeden, cacık özleniyor haliyle.
Tıpkısının yerini alamasa da, sirkede kabakla yediğim süzme yoğurt benim kış cacığım oluyor. Bildiğimiz kabakları kaynayan suda üç beş dakika tutarak çiğ kabak tadından kurtuluyorum. Kabuğuyla mabuğuyla yapın bu işi ki kabaklar fazla su çekmesin. Sonra hıyarı cacığa doğramak şeklinde kabaklarımı doğrayıp içinde tuz, sirke ve sarmısak olan bir kaba bırakıyorum.
Bir gün sonra deneyin, kabaklar turşu tadını almışsa tamamdır. Sirkesinden süzerek süzme yoğurt ve taze nane yaprakları yoksa dereotu ile karıştırın. Bir kaç damla sızma, acı sos ve tuz katarak taze ekmek eşliğinde tüketin.
Dostların tebriklerini kabul etmeye başladım. Arayan soran, "Kabak tadı verdin ama, ne zaman sitene girsem karşımda kabak," diyor.
Seviniyorum vesselâm.
7 Comments:
"Kabak tadı"
Şu kabak'a ne haksızlık bu söz!
Hem derler tadı tuzu yok..
Hem derler "kabak tadı" verdin..
Yani sataşmak için her yolu kullanmışız garibim kabak'a...
Oysa bu güze birşeymiş o...
Bak hocam ellerinden ne tariflar çıktı... Hiç bir de yabana atılır gibi değil... Ben kabağı çiğ yiyebilecek kadar tadından kokusundan haz eden biri olarak çok seviniyorum bu kabak tadı veren hallere... Kolay gelsin!
By Şirin, at 15 Nisan 2007 10:54
Sevgili Oya, senin anlattigin tarife uygun bir kavanoz kabak var bizde. Esim Italyan bakkalinda görmüs, güzel antipasti olur diye getirmis. Oluyor da gercekten, bir de yogurtla deneyelim bakalim!
Sevgiler
By tata, at 15 Nisan 2007 12:25
Oya hanım, blogumun 1.yaşı için yazdığınız kutlama mesajı için teşekkür ederim. Selimiye Çarşamba pazarında gezinirken belki size rastlarım diye gözümü dört açtım ama yetmedi sanırım:) Sevgilerimle.
By Behiye, at 15 Nisan 2007 22:20
Tata çok şekersin vallahi. Kabaktan turşu yapan bir ben varım diye havalardaydım oysa...
---------
Sevgili Behiye, Cancan kedi oğlumun bebeliğini tıpkısı olan o fotoğraf beni sana çekip duruyor. Her Çarşamba değil ama, pazarda salakça gezinmelere bayılıyorum. Selimiye'den bana on dakika, yarımşar simit birer çay?
By Oya Kayacan, at 16 Nisan 2007 00:57
Ahhhhh, seni unuttum güzel gözlü Şirin. Kabak haklı haksız pek çok kullanılıyor atışmalarda. Ben sevecen kullanırım kabağı lügat'ül'oya'da...
Hocan çalışıyor bir tanem. Sen bana bu ünvanı layık gördün ya, ben de sana layık olmaya çalışıyorum :~o
By Oya Kayacan, at 16 Nisan 2007 01:06
Oya Hanım,
linkteki iki tarifim ile kabak etkinliğinize katılmak istiyorum.Başka ne yapmam gerekiyor bilmiyorum..Bilgilendirirseniz sevinirim..
http://mbemine.blogcu.com/2447882/
By Adsız, at 19 Nisan 2007 18:01
Sevgili Emine, notunu geç gördüm. Verdiğin adreste de bloguna giremiyorum.
zinnur.doganata@gmail.com adresine tariflerini gönderirsen sitemize alırız. İlgine çok teşekkürler ve sevgiler...
By Oya Kayacan, at 24 Nisan 2007 10:13
Yorum Gönder
<< Home