Karidesli bulgurotto
Dehşet bir lezzet, nasıl ama nassıl da yapıverdim bir anda? "Açıııım açııım," diye bir ses geldi önce vurmalı gur guuur eşliğinde midemden kulağıma. Vahim hallerdeymişim de farkında değil miymişim neymişim? Mutfağa dalış aynen o hızda.
"Doyurucu bir tabak olmalı ama neeee?" derken gelişigüzel doğranmış bir koca domates ve kırmızı çarli, yedi sekiz tane iri yarı taze soğan, patlatılmış bol bol sarmısak dişleri, denizin tuzu, arnavutun biberi ..., sızma içinde başlıyorlar döndürülüp pişirilmeye.
Barilla makarnalarına duyduğum hayranlık her zaman dilimdedir zaten ya. Soslarını yazmamışımdır ama hiç. Nedeeeen? Çünküüüü çünküüü 'hazır sos' benim için çok zor zamanların dostudur, kurtarıcısıdır o kadar. Eh, sos kullanma işinin içinde makarnayı haşlamaktan başka bir dahlim olamayacağına göre, yazmamışlığım bundandır.
Şimdi, "Vay sahtekar Annoya. Makarna sosunu kötü yollara düşürdün haaa...," ... deseniz de nafile; aha giren kulak bu, çıkan kulak diğer yanda. Barilla makarna sosları benimle beraber doğru yolu buluyor çocuklar. Anlatayım da dinleyin.
Annem Selma bende kalırken, ben de onu evde Şemsi'mle beraber koyup işime gücüme gitmişken, canları makarna çekmiş. Fesleğenli Barilla sosu ne güne duruyor, karıştırmış yemişler güzelce. Neyse, artmış kavanozun yarısı her nasılsa, koymuşlar buzdolabına. Ertesi gün barbunya pişiriyorum, hani benim kırmızı çarli biberlimden, dedim ki kendime, "Ziyanlık olmasın, at şunu da içine." Fazladan yani, öylesine....
Aboooo bu nee beeee, bu ne neee?
Sordular söylemedim, kendime sakladım taaa bugüne kadar. Bugün ifşaatımdır işte, sahtekarlık yapıyorum. Barilla makarna soslarını bazı bazı yemeklerimde kullanıyorum. Duyarlarsa beni keserler mi artık, yoksa, "Ömür boyu yiyip yiyebileceğin her Barilla şeyini al, sana bedawaaaa şeyttiriceezz..." mi derler, bilmiyorum?
Barilla Barilla duy sesimiiii, bu ses Annoya'nın ayak sesleriiii...*
Öyle işte. O tencerede olanların içine, bir kavanoz 'ricetta speciale' Ricotta Barilla'yı katın. Karidesleri de, az sonra.
Bulguru atın ve deeee..., azar azar sıcak su..., oldu da bitti.
"Doyurucu bir tabak olmalı ama neeee?" derken gelişigüzel doğranmış bir koca domates ve kırmızı çarli, yedi sekiz tane iri yarı taze soğan, patlatılmış bol bol sarmısak dişleri, denizin tuzu, arnavutun biberi ..., sızma içinde başlıyorlar döndürülüp pişirilmeye.
Evde Sea Star marka dondurulmuş karides bulunduruyoruz çünkü donmuş deniz ürünleri satan bu markayı pek beğeniyoruz.
Bulgurcular derseniz bir alem vallahi. Bulgur markaları, tam manâsıyla bir varmış bir yokmuş diye başlayan masallar sanki. Neyse ki bu yıl elime geçen Noba'nın pilavlığı da güzel köfteliği de.Barilla makarnalarına duyduğum hayranlık her zaman dilimdedir zaten ya. Soslarını yazmamışımdır ama hiç. Nedeeeen? Çünküüüü çünküüü 'hazır sos' benim için çok zor zamanların dostudur, kurtarıcısıdır o kadar. Eh, sos kullanma işinin içinde makarnayı haşlamaktan başka bir dahlim olamayacağına göre, yazmamışlığım bundandır.
Şimdi, "Vay sahtekar Annoya. Makarna sosunu kötü yollara düşürdün haaa...," ... deseniz de nafile; aha giren kulak bu, çıkan kulak diğer yanda. Barilla makarna sosları benimle beraber doğru yolu buluyor çocuklar. Anlatayım da dinleyin.
Annem Selma bende kalırken, ben de onu evde Şemsi'mle beraber koyup işime gücüme gitmişken, canları makarna çekmiş. Fesleğenli Barilla sosu ne güne duruyor, karıştırmış yemişler güzelce. Neyse, artmış kavanozun yarısı her nasılsa, koymuşlar buzdolabına. Ertesi gün barbunya pişiriyorum, hani benim kırmızı çarli biberlimden, dedim ki kendime, "Ziyanlık olmasın, at şunu da içine." Fazladan yani, öylesine....
Aboooo bu nee beeee, bu ne neee?
Sordular söylemedim, kendime sakladım taaa bugüne kadar. Bugün ifşaatımdır işte, sahtekarlık yapıyorum. Barilla makarna soslarını bazı bazı yemeklerimde kullanıyorum. Duyarlarsa beni keserler mi artık, yoksa, "Ömür boyu yiyip yiyebileceğin her Barilla şeyini al, sana bedawaaaa şeyttiriceezz..." mi derler, bilmiyorum?
Barilla Barilla duy sesimiiii, bu ses Annoya'nın ayak sesleriiii...*
Öyle işte. O tencerede olanların içine, bir kavanoz 'ricetta speciale' Ricotta Barilla'yı katın. Karidesleri de, az sonra.
Bulguru atın ve deeee..., azar azar sıcak su..., oldu da bitti.
Cancan önceden dört karides ızgarası yedi, bulgurotto sadece koklandı.
Ricotta mükemmel, kremalı bir lezzet kattı karidesli bulgurottoya.
Fazladan parmesan eklenmedi.
Oh ne alâ ne alâ.
*Sinangil'den alışıldık bir bedawaacılık oturdu üzerime de üzerinize afiyet. Farkediliyor mu?
7 Comments:
karidese yazık!!!! yazık bulgur sevmem ben yemem de karides tek başına ızagara olsun beyaz şarapla yensin, güveç olsun bol acı sosla az domates az sivri biber kata taze kaşar değil birazcık belki belki eski kaşarla ama bulgurla ıhhhhh yazık
By Handan, at 14 Aralık 2009 20:04
Dediklerin olur, neden olmasın Handan'cığım. Amma ben bulgura bayılıyorum ve mutfakta 'yazık' lafını ancak çöpe gidenler için kullanıyorum. Lezzeti cuk oturan bir bulgurottoydu doğrusu.
By Oya Kayacan, at 15 Aralık 2009 09:46
Bulgura bayılırım, bu nasıl bir lezzet patlaması olmuştur düşünemiyorum..
Eline sağlık :)
By bir demet feslegen, at 15 Aralık 2009 11:16
Yok yok Annoyacığım anladım ben bu işi sorun bende diil sende:))))Dedim ki kendi kendime ben hep Annoya'yı öğlene doğru açken okuyorum onun için anlattığı yemeklerin hepsine ağzımın suyu akıyor bundan sonra tok karnına okuyacağım Kedili Mutfakları dedim. Eeeeee yine canım çekiyor yine canım çekiyor :)
By Feride Nizamettin, at 15 Aralık 2009 14:19
Yiyene kadar ben de düşünemezdim sevgili Eda. İşlem görmüş yiyecekleri pek kullanmam tamam ama Barilla soslar ara sıra girecektir bazı yemeklerime.
----------
Pisik'çiğim, senin yemeklerin rüyalarıma giriyor diyen dostlarım da var ;) Kaçış yok yani, aç tok farketmez. Öptüm.
By Oya Kayacan, at 16 Aralık 2009 08:19
Dimika - ''Kabul oy'un ''süppperrr...
Yılmaz Özdil'e sıkı rakipsin. Az laf, çook laf aslında...
By süzet, at 16 Aralık 2009 18:39
Hakikatli okurum sonunda yazarım olmayı da başardı valla... Buenos tardes Suzika'cığım, muchas gracias.
By Oya Kayacan, at 17 Aralık 2009 13:28
Yorum Gönder
<< Home