Edremit gelmiş, eli kolu dolu...
O gün Çiğdemler geldi. Olanca keyiflerini de yanlarında getirmişler, sağolsunlar. Edremit dağları indi buralara, mutfağın rengi kokusu değişti. Dallarında kekik demetleri, deste deste adaçayı, sarışın narin çiçekleriyle kantaronlar; kucak dolusu.
Kurutmuyorum dağ kekiklerimi hemen. Hatta kıyamadım suya koydum. "Hem kullanır hem seyrederim şimdilik," dedim. Alıp yemeklerimi salatalarımı oturuyorum yanı yanıbaşlarına, gelsin tazecik kekik dalları da...
Etti sebzeydi ızgara yapacağımda, doldur ot ot ne varsa tavaya, bol tut kekiğini, hallolsunlar birlikte... Birkaç hafta önce Candan'ın Şirince'den getirdiği enfes kekikleri de katarsanız hesabıma..., ey kekik sen nelere kadirsin, göreceğiz bakalım.
Şimdilik bu, sonrası ne olacak bilmiyorum. Bazı asıveriyorum tepeüstü demetlerini, kurumaya azmettiriyorum, bir yandan da mutfağımın görselini şaşaalıyorlar. Dondurucuda tazeymiş gibi sakladığım da oluyor. Taze adaçayı demetlerini ağzı sıkıca kapanan bir yerde buzdolabında yıl boyu bekletebiliyorum. O yıl boyunca da gelsin yemeklere kattığı görsellik ve lezzet, gitsin çaylar çorbalar...
Kantaron yağı kullanımım, kocaman neşter yaramın tedavisinde çok başarılı olmuştu. Şirinceli Candan Kızım göndermişti o zaman, yaralara iyi geldiği gücünün altını çizerek. Bu sapsarı çiçeklerini de sızmaya yatırınca kantaron yağı elde etmeyi başaracakmışım Çiğdem'in dediğine göre. Yine kıyamıyorum tabii, okuyunca da beceremeyeceğimden korkuyorum. Göz zevkimi tatmin etmeye devam şimdilik, ayriyeten dallarını çaylarıma sallandırıp içmeye...
Enginar yapraklarının dolması enginar severler için harika. Önce bildiğiniz, sevdiğiniz bir dolma içi yapılıyor. Enginarın iri yapraklarını koparıp limonlu suda bekletin bence. Sonra birine iç doldurup diğerini üstüne kapatarak diziyormuşsunuz tencereye. Bir sıra, bir sıra daha, dahası varsa daha daha... Bittiyse sızmasını tuzunu koyup, limonunu sıkıp, tepesini tabakla kapaklayarak bastırıp pişirecekmişiz. Suyu tabağı aşmasın, çorba yapmıyoruz.
Yerken midye dolması yer gibi, aç kapağını at iç malzemeyi ağzına. İyice de kemir enginar yapraklarını. Midye dolmasından fazlası emildikçe keyif veren muhafazası.
Çiğdem Usta yapmış, yemesi ve böbürlenmesi benden. Müthişti müthiş. İlham veren Kaybolan Tatlar grubumuz da sağolsun, varolsun.
Üstüne de üstlüklerim var; zambak, gül, mürver ve ıhlamur şerbetlerim. Bu şerbetler de yıl boyunca, hani o raflarda satılıp da içmediğimiz şişe muhteviyatları var ya, işte onların yerini tutuyor benim evimde.
----------
Kokuları, tatları bastı buraları.
Vur vur inlesin Edremit.
8 Comments:
Oohhh!
Mis mis...
:))
Kokular, rayihalar, yaprakları dişlenen enginarlar...
Yaşasın Edremit!
:)
By EKMEKÇİKIZ, at 3 Haziran 2010 12:38
Kokuları buralara kadar geldi adeta..İnan birden burnumda kekik kokusunu hissettim..Hiç böyle olmamıştı Oya'cığım..)
Afiyet şeker olsun mis kokulu günlerinde..)Bekliyoruz yeni doğacak çeşitlemelerini..))
By Damak Tadı, at 3 Haziran 2010 14:00
Şu enginar dolmasını bir yiyemedim ona yanıyorum :(
By ruhdagı, at 3 Haziran 2010 14:22
Evet evet, Edremit Edremit duy sesimizi...
----------
Bana da olur bazı da çok şaşırırım o duyguya. İnsanoğlu garip Gül'cüğüm, hepimizin ıvır zıvır doğa üstü güçleri var muhakkak ;)
----------
Ahhh, Allahtan aş erme zamanlarını aşşştıın Ruh'çuğum.
By Oya Kayacan, at 3 Haziran 2010 14:34
Off hersey doğal hersey çok güzel görünüyor.
By A., at 3 Haziran 2010 16:48
Ah Edremit! Ah Kaz daglari! Agustosta gitmek icin gun saymaya baslayacagim :)
By ycurl, at 3 Haziran 2010 19:07
Ya Oya yaaaa :)
Duydum duydum, lojistiği halledersem İstanbul' da başlarım artık işe :)
By Çiğdem, at 3 Haziran 2010 19:37
Hoşgeldin Ashley ;)
----------
Hadi bakalım Curly'ciğim, şunun şurasında ne kaldı ki...
----------
Konuyu bilmeyenlere de bildirmek açısından o günleri linkleyelim Çiğdem'ciğim:
http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2008/05/edremitten-masal-tatlar.html
Kısmetse olur...
By Oya Kayacan, at 4 Haziran 2010 15:42
Yorum Gönder
<< Home