Kedili Mutfaklar

Salı, Mayıs 11, 2010

Türk kahvesi nasıl yapılır?

Türk kahvesi, mutfağın sahibi hakkında detaylı bilgi verir bana. Anlatıverir lâhzada, mutfak sahibi gerçekten mutfağının sahibi midir?

"Bu ne ciddiyet böyle?" demeyin, ciddi ilgi ve bilgi gerektiren iştir Türk kahvesi.




Plân birde, cezveye soğuk ve taze ve de iyi su koyulur. Gerekiyorsa şeker, ki bizim aile sadece sade üstüne çalışır çünkü kahvenin (hem de çayın) tadı şekerde değil kendindedir.

Neyse koydunuzsa koydunuz şekerini de, şimdi kahveyi ekliyoruz suya. Kahve suyun üstünde kalakalıyor. Sakın ama sakın haaa dokunmuyorsunuz.*


Plân ikide küçük gözlü ocak ufaktan yakılır. Üstüne oturtulan cezvenin başında, hiç elleşmeden dikilinir. Gözleme faslı başlar. Bu fasıl taaaa kahvenin son zerreciğinin eriyip suyun içinde kaybolmasına kadar sürer.



Kahve eridi, suya çöktü plânından hemen sonra aldık kaşığı elimize. Başladık ağır ağır ve hafifçe köpürdüğünü görene kadar karıştırmaya. Burası plân üç idi.

Şimdi dördüncü plândayız ve durumumuz tekrar dikilip kahvemizin başını bekleme durumu. Gözümüzü ayırmıyoruuuuz ve de bu poflama halini alıp taşmaya ramak çekip alıyoruz cezvemizi ateşin üzerinden.



Ben kocaman bir fincanda, kahve içmenin bütün örfünü adetini ayaklar altına alıp, kafama göre içiyorum.

Ama da dumanı üzerinde içiyorum.

"Gözü olan gözünü kendine saklasın," diye diye gözleri patlata patlata içiyorum.

Bazı höpürdete höpürdete Babam Nuri'yi anarak içiyorum.


İçme fasılları olan beşinci ve altıncı plânlarda, bazı bazı manzara da seyrediyorum fincanımın içinden.

Ben var ya, aslında Türk kahvesi yapmayı pek sevmem.

Yaptım mı da tam yaparım.

* Soğuk suyun içine hemen karıştırılan (veya sıcak suya atılan kahve) doğru dürüst çökmez, zerrecikleri ağıza gelir.

10 Comments:

  • Ellerinize sağlık!
    :))

    By Blogger EKMEKÇİKIZ, at 11 Mayıs 2010 14:46  

  • bana da babam öğretmişti kahve yapmayı aynen bu şekilde annoyam..pek duygulandım şimdi..yazayım o günleri bloguma dur aklıma düştü.

    By Blogger Feride Nizamettin, at 11 Mayıs 2010 16:24  

  • Kokusu burnuma geldi Annoya, afiyet olsun :)

    Son yazdığın not aklımda olsun.

    By Blogger ruhdagı, at 11 Mayıs 2010 16:27  

  • Afiyet şeker olsun Oya'cığım..Yanında bir siğara tüttürürdüm hemen..(sakın kimsecikler duymasın!)

    By Blogger Damak Tadı, at 11 Mayıs 2010 16:27  

  • Oyacan'cım yaw ben hemen karıştıran ekipteydim az öncesine kadar.
    Aaaa demek böyleyken böyleee..
    Artık iyice öğrendim..Maşallaaaah dediğini de duydumm :)

    By Blogger Unknown, at 11 Mayıs 2010 20:01  

  • Hay sagolasin, Oya. Sebzelerin rengini bozmadan nefis zeytinyaglilar yapmasini ogrenmistim senden, simdi sira hakkiyla Turk kahvesi yapmakta. Bu aksam senin yontemle yapip evimizin kahve gurmesine sunacagim, bakalim ne diyecek?

    By Blogger zinnur, at 11 Mayıs 2010 23:24  

  • Oya Hanım,
    Bence Türk Kahvesi gerçekten ayrı bir kültür ve özen gerektirir.Özellikle benim için bir seramoni gibidir.Bu yüzden kahvenin yanındaki su bardağım bile özeldir.Ben de soğuk su ile yaparım.Yanlız ocağa koymadan karıştırır, altını yaktıktan sonra köpüğü almak dışında hiç karışık sokmam.Bir de çok çok kısık ateşte pişiririm.Kırk yıl hatırlı kahve zamanları dileğiyle.Sevgiler....

    By Blogger minik, at 12 Mayıs 2010 17:23  

  • Yorumlara teşekkür ederim kızlar! Ben dediklerimin üstüne fazla laf etmem artık da hepinize sevgiler gönderirim.

    By Blogger Oya Kayacan, at 13 Mayıs 2010 12:11  

  • merhaba oya hanim, iyi hos güzelde, siz yapmissiniz, resminide koymussunuz. biz nasil yapacagiz veya nerde hata yapiyoruz. okudugum sekilde yapmaya calistim bir türlü köpügü yüzünde kalmiyor. kahve de taze iki sefer denedim olmadi.
    (hatayi suya buluyorum büyük bir ihtimal kirecli su galiba). :)

    By Anonymous Adsız, at 27 Ağustos 2010 22:33  

  • "Plân birde, cezveye soğuk ve taze ve de iyi su koyulur.," demişim ya Adsız, vardır mutlaka bir sebebi. Biz evlerimizde musluk suyu kullanmayız mutfakta, yıkamalar hariç. Hele hele kahveydi çaydı, yapılışını nasıl etkiler bilmiyorum ama tadını iyice bozar. Fazla da karıştırma, üç beş çevir bırak kendi kendine köpürsün.

    By Blogger Oya Kayacan, at 28 Ağustos 2010 10:04  

Yorum Gönder

<< Home