Enginarlı pilav
İstanbul'da mevsiminde dahi o tazecik körpecik enginar kalplerini bulmak çok zor. Hani meğer ki rasgele, bunca alıştı verişti merakım içinde iki kere raslamışlığım vardır, denk gelen bu koskoca ömüre. Kavanozlarını kullanıyoruz tabii. Bu pilav da kavanozlanmış enginarcıkların sızmada öldürülen beyaz soğana katılması ile hazırlandı. Pirinci eklenip, pilav gibi pilav yapıldı. Ve de dereotu, altı kapanınca tabii. Kullanılan pirinç baldo. Çünkü baldo lezzetini arar oldu ağzım dilim. Uzun zamandır ukalalık mı desem, beceriksizlik mi pilav tutturamaz olup yabancı pirinçlere dadanmıştım. Pilav tutuyor, hep tutuyor ama lezzet tutmuyordu. Onların yeri yine olacak tabii mutfağımda ama şu anadan gördüğümüz mutfakların bire birbuçuk tarifi ile pilav pişirmelere de doyum olmuyor canım.
3 Comments:
cok iyi fikir. cok guzel olmali. tahmin edebiliyorum
By yuvakuran, at 25 Ağustos 2005 09:56
pilava da geleyim derdim ama saglikli beslenme takiliyoruz bugünlerde efeeem. eh, saglikli beslenme kitabi çevirirsen o olur, mas fasulyesi filizleri felan...
By Tijen, at 26 Ağustos 2005 18:18
Ben de gittikçe azıtıyorum Tijen'cim. Yok mu bir çevrilecek "kötü beslenip mutlu olun" kitabı? Alkoller, yağlar, tuzlar felaaan? Gel valla. Ahlaklarımızı yarı yarıya paylaşırız. Ben biraz maş filizi yerim, sen de, "Allah allah allah bunlar nasıl yemek," diye midene bayram havası basarsın.
By Oya Kayacan, at 26 Ağustos 2005 19:52
Yorum Gönder
<< Home