Hurmalı incir tatlısı
Bayramın birinci gününde ailemiz Borsa’da toplandı. Kocaman masalara sığılamadı, ne güzel. Yedik içtik, hoş geçtik.
Borsa yemekleri benim ağır yemek üslubuma uyuyor. Porsiyonlar büyük ve lezzetli. Kıvamları Türk mutfağının yüzünün akı. Tuzuydu yağıydı şekeriydi, her gün yenecek şeyler değil belki ama yendi mi de tavan yapan lezzetler yani... Minik lahmacunlardan girip, tatlıdan çıkıyoruz doğrusu gittik mi. Benim bu sefer çıktığım tatlı hurmalı incir tatlısıydı ve de fevkalâdeydi.
Ben olsam nasıl yapardım? Hurmaların kabuklarını ve çekirdeklerini temizleyip parçalardım önce. Biraz baharat koyardım sanki içine, tarçın, karanfil ve muskat gibi. Sonra incirleri sap kısmından keserek kaşık yardımıyla içine hurma parçacıklarını doldururdum. Hafif ateşte, çok az tereyağ ve krema içinde incirleri yumuşatır ve çıkarırdım. Tenceredeki kremaya azıcık bal ve konyak koyar karıştırırdım, sos olurdu.
Üzüm, kayısı vesaire kuru meyveleri tabaktaki incirin üstüne / etrafına yayar, soslardım. Nane yapraklarını süs eder, vanilyalı dondurmayı da yanına koyar yerdim.
Yapmak lazım.
Kesene bereket İnal'cığım.
Hesabı eniştem İnal ödedi.
2 Comments:
sevgili oya,
borsanin gecmis senelere gore lezzetinde kabalasma baslamis ise de hala favorilerim arasinda (gecenlerde ornegin donerinden tattik bir oglen ama hic memnun kalmadik), ozellikle turk mutfagina merakli yabanci arkadaslarla planlanan is yemekleri icin...
bu arada, resim cekerken makinenin kapatilabiliyorsa flashini kapatmayi denesen saniyorum renkler daha dogal haliyle gorunecek, denemissindir muhakkak ama su incirleri daha net gormek isterdim diye burnumu sokayim dedim
By hera, at 16 Ocak 2006 11:04
Hera'cığım, döner pek yemediğim için Borsa'da da tatmadım. Doğrudur dediğin, geçmiş senelerle kıyaslamak olmuyor artık ne Borsa'yı ne Şamdan'ı!
Dur bakalım, yakında makine değişecek zaten. Bunun flaşının da nasıl kapatıldığını araştıralım bi hele... (Flaş hep mi kapalı kalmalı?)
Hamiş: burnunu buralarda her yere sokabilirsin. Teknoloji kiiim, ben kim!!! Kim ne derse makbulümdür. Öğreniyorum. Öptüm.
By Oya Kayacan, at 16 Ocak 2006 19:41
Yorum Gönder
<< Home