Kedili Mutfaklar

Cuma, Ağustos 10, 2007

Cancan haberleri

Haberleri okumak istiyorum. Annoya'cığım, haberleri ben okumak istiyorum. Neeee, neeeee? Spikerlik dersleri mi almamışım? E peki dersini alıp da okuyanlara ne kızıp duruyorsun o zaman? Neden güle güle hâl oluyorsun?

Burası Annoya'nın bürosuymuş. Orada Ferrari filosu varmış. Biz görmedikti, fotoğrafını çekip getirmiş işte. Bir de bu Verano roze, amman tanrımmış, o kadar güzelmiş yani. Eve almadık daha. Alınırsa koklarız.

Bizde herşeyin kedilisi vardır sayın seyirciler. Burası ütü masamızın üstü. Annoya sokaktan gelmiş atmış üstündekileri. Biz de hemen çıkıp yattık, hem Annoya'nın gün içinde neler yaptığını anlamaya çalışıyoruz, hem de şekerleme yapıyoruz. Az sonra mutfağa girer, biz de koşar gideriz yanına. Pire tasmalarımızı çıkardık neyse. Boynumu kaşıdım diye işkillendiydi Annoya, geçirdi boynumuza tasmaları. O da kaşınıp duruyo, biz onu tasmalıyo muyuz?
Eh bre Annoya..., yine yaptı yapacağını sayın seyirciler..., akşam yemeğine bakar mısınız? Yeşil mercimek, taze soğan, maydanoz, limon, sarmısak, sızma ve de baharat karışımları. Bizim sallanan fare Maviş bile şaştı bu işe. Neyse ki Annem Kimsecik'in sevdiği IAMS Senior 11+ açtı bir paket. Annem yedi, sevindi. Bana da dil peyniri yedirdi azıcık. Ben de çok mutlu oldum.
MMM'lerden aldığı sos dondurma kaplarına bayılmış. Bir dörtlünün içine domates sivribiber sosu koydu, attı dondurucuya; makarnaya yaptığı sostan ayırdıydı. Ve yine bir fare. Öfff be, Annoya evi fare bastırdı. Tchibo diye ucuz bir yer var ya, oradan almış bu fareleri, üçü bir yerde. Popolarında ip var, çekiyorsun kendi etraflarında dönüyorlar. Biz de eğleniyormuş gibi yapıyoruz.


Bu da sürpriz oyuncak Humpty Dumpty. Kolları bacakları filan hazır ama böyle dilim dilim değil yekpare yapıyor. Annoya'mızın oyuncak yapma yeteneği de varmış. Biz bilmiyoruz. Yani düşünün ne kadar uzun zamandır yapmamış hiç. Annem Kimsecik merakla bekliyor oyuncak kitabının başında. Daha daha işi ileri götürür kendi modellerini yaparmış bir zamanlar.
Başkaca resimler yükleyip haber programımı uzatmak isterdim ama bu sıralarda resim işi yine bir tuhaflaşmış. Tek tek, o da canı isterse yüklüyor. Annoya da sıkılıyor tabii, başka işi gücü mü yok kadının, benim haberlerimle mi uğraşsın kaç saat.
İşte bu yüzden bu kadar okuyabildim.













9 Comments:

  • Cancan'ım,
    ne iyi ettin de geldin, özlemiştim seni.

    By Blogger Isil Simsek, at 10 Ağustos 2007 13:27  

  • Ah!
    Nasıl çirkin kediler!
    Nasıl da poz vermişler!
    Oya hanım
    Onlara dokunmayı nasıl isterdim.İnsanın bütün stresini alırlar.Ne mutlu size.
    Şimdilik ben o sevgiden mahrumum ama bahçeli bir ev için gayretteyim.İnşallah o zaman...
    Kedili kalın.
    Tütü

    By Anonymous Adsız, at 10 Ağustos 2007 16:21  

  • Işıl'cığım, ben de senin Defne Bebek'le ziyaretine bayıldım. Hoşgelmişiniz...
    ----------
    Sevgili Tütü, gayretin kısa zamanda gerçek olsun da bu çirkin şeylere daha daha aşık ol her gün. Evde de oluyorlar gördüğün gibi ama sen bilirsin...

    By Blogger Oya Kayacan, at 11 Ağustos 2007 10:11  

  • İş arama ve bulamama stresinde olduğum günlerde fotoğraflarına bakmak bile rahatlattı.

    Benim Cancan kızım çok güzel masaj yapar... Seansımı kaçırmiim. Kara burnuna 5 öpücük alıyor masaj başı.

    By Blogger Ezgi, at 12 Ağustos 2007 13:19  

  • Hayırdır Ezgi? Eskişehir etabı tamamlandı mı? Kimsecik'im ve oğluşu Cancanla beraber öpüyoruz seni... Masaj dedin de, her tarafım ince tırmık izleriyle donanmış durumda, malum yaz günü...

    By Blogger Oya Kayacan, at 12 Ağustos 2007 15:17  

  • Bitti, evet. Mezunum.

    Hayat gailesi etabı başladı.:) Zorlu parkur.

    Ben de güzelim Kimsecik'i ve oğlu Cancan'ı öperim. Adaşı olan kız Cancan annesiz olduğundandır sanıyorum, patileriyle yoğurma ve giysi emme meraklısı.

    By Blogger Ezgi, at 12 Ağustos 2007 16:17  

  • Yok yok her yaşta var bu eğilimleri, didikleyip duruyorlar hala beni baksana...
    Çok sevindim. Yolun açık olsun, bu devirde ekmek aslanın ağzında gerçekten. Ara biii, e mi?

    By Blogger Oya Kayacan, at 13 Ağustos 2007 10:17  

  • Özlemiştik gerçekten ikisini de,
    İki kedi aynı evde en iyi ihtimalle birbirinin yüzüne bakmaz diye veterinerimize inat ne tatlılar:)

    Minnoş & Boncukçu

    By Blogger Boncukçu, at 13 Ağustos 2007 11:21  

  • Hepsi ayrı karakter bunların Boncukçu'cuğum. Kimi sevecen oluyor, her geleni bağrına basıyor. Bazıları, Kimsecik misali, yanına kimseyi sokmuyor. Cancan'ı kendi doğurup büyüttüğü içindir onu sevmesi. Minnoş, duruşundan anladığım kadar halim selim bir kedi. Evde bir arkadaşı olmasına laf etmeyecek gibi sanki!

    By Blogger Oya Kayacan, at 13 Ağustos 2007 13:44  

Yorum Gönder

<< Home