Kedili Mutfaklar

Cuma, Ağustos 03, 2007

İrmikli çerkez tavuğu


Bir paket alınır. Bazı evde bir paket olduğu unutulur, ikinci paket de alınır. Erzak dolabına yerleştirilir. Buraya kadar anlaşılan şu ki, var yani evde iki üç paket, mutlaka var.

Hanımefendi ocak başında dikilmiş, tencere içeriğinin kavrulmasıyla kendisinin de yanıp kavrulduğundan şikayet eder. Hele hele aslı esasına uygun hazırladığından, tereyağıyla birlikte kaynamış sütü tencereye ilave ederken oluşan sıcak ortam, iyice bayar. Öznesi yok değil mi, kimi bayar? Beni bayar, hanımefendi dediğimi hani.

Helvasıyla çorbası, çorbasıyla helvası... Ölüm hüzünlerinin ağız tadı irmik helvası... Yataklara duman duman tüterek ulaşınca, hastaları güldüren tavuk suyuna irmik çorbası... Annem Selma'nın şeftalili irmiği... İrmik, evveeeet, bu yazı evdeki dar çerçeve irmik kullanımından sıkılınarak yazılmıştır.

Bu kadarıyla kalmamalıyım diyerek, çerkez tavuğunu ekmek yerine irmikle yaptığımı, lezzetinin ve sofra duruşunun hayli keyifli olduğunu size de diyeyim dedim. Kalıp oluyor malûm, ters yüz edince, şık duruyor yani.

Siz bana bakmayın, içine ısırgan da koydum biraz. Kenarlarında da mini mini turşu süsleri var.

Veya bakın, mesela ıspanak koyun. Kenarlarına turşu koyun veya koymayın.

İrmiklerime itibar etmeliyim artık.







10 Comments:

  • Ah canım kedin dikkatimi çekti sarı beyaz pekde güzel..Garfid mi ne?..çizim bile olsa şeker...sevgiler..

    By Blogger daimamutfak, at 3 Ağustos 2007 17:39  

  • AAAAAAAAAAAA
    Oyacan ,bu hiç aklıma gelmemişti yaw...Yani irmik ile çerkez tavuğu yapımı....
    Deneyecem bakalım...

    By Anonymous Adsız, at 4 Ağustos 2007 08:20  

  • Yıllar önce Marks & Spencer'da bulmuştum Neriman'cığım. Çok sevimli değil mi? Diğer yanında da kuçu kuçu var.
    ----------
    Mine'si senin çerkez tavuğunun tadı damağımda kalmıştır yani. İrmik de çok yakıştı vallahi.

    By Blogger Oya Kayacan, at 5 Ağustos 2007 12:31  

  • Sevgili Oya ablacığım,
    Abla demek geldi içimden hanım lafının size yakışsa da biraz resmi kaçacağını düşündüm. Şimdi bu ne samimiyet derseniz bilmiyorum öyle işte diyeceğim çünkü uzun süredir sizi takipteyim bunun devamında sanki abla denirmiş gibi geliyor.
    Herneyse uzatmayalım ben naçizane aslında İzmir'li sonradan olma Ezine hatta Pazarköy'lü, gündüzleri deli gibi çalışan,peynir delisi, Ezine'ye gelmeden önce ünlü Ezine peynirini İzmir'de yediklerimden sanan ve hayran olan ama buraya gelince bu inanılmaz lezzeti bunca yıldır nasıl ıskaladığıma hayıflanan bir Neşe'yim. Demem o ki duydumki Çamlıcalı markayı beğenmişsiniz -o da güzeldir- ama bir de HÖ-444 diye bir marka var ki tam yeme de yanında yat cinsindendir. Eğer bana adres belirtirseniz size ondan gönderebileceğimi bildirmek için bu kadar uzun yazmış bulunmaktayım. Sevgilerimi yolluyor görüşmek üzere diyorum

    By Anonymous Adsız, at 7 Ağustos 2007 09:29  

  • Aaaah Neşe'ciğim, tam da Oya Abla, "Bitsin şu Ezine, ben bir an önce yine eski peynir yaşamıma döneyim," diye kıvranırken. Olay şu: eş dost bir süredir benim mayolu mayolu fotoğraflarımı çekip gözüme gözüme sokmaya başladı. Yok olacak gibi değil, başedemiyorum bu insanlarla. Kararım mı? Oflaya poflaya zayıflamak. Bak on kilo verirsem hemmen talip olacağım HÖ-444'e. Bu ara internette arayıp bulamadım bu markayı. Ezine peynirleri artık tescilliymiş bilirsin tabii; e peki bu değil mi?
    Neşe'ciğim çok çok teşekkür şimdilik. Ancak yolun İstanbul'a düşerse, kolunun altında peynirinle birlikte beklerim, tamam mı?

    By Blogger Oya Kayacan, at 7 Ağustos 2007 13:59  

  • Oya ablacığım merhaba tekrar,
    Bu peynirin tescilli olduğunu biliyordum ama sahibini aradım buldum yeniden doğrulattım. Zaten üretim izni olması için illaki tescilli olması gerekiyor diye biliyorum ben. Bu arada bunlar 20 yılı aşkın süredir hizmet veren lokal bir mandra diyelim o yüzden pek internetle de işleri yok. Herhalde hani olurya yayıldıkça kalite bozulur diye mi korkuyorlar bilemiyorum. Herneyse rejim adına kolay gelsin diyorum. İstanbul'a çok özel nedenim olmadıkça gelmemeyi tercih ediyorum ama bu sefer eylülde bir kongreye geleceğim denk gelirse kolumun altındaki peyniri bırakırım.
    Sevgiler

    By Anonymous Adsız, at 7 Ağustos 2007 14:38  

  • Merakımdan sordumdu Neşe'ciğim, okuduğuma göre Ezine, Ezine olarak tescilleniyor artık. Yani üretim izni demek istememiştim.
    Kongre zamanı, Eylül'de geeeel...

    By Blogger Oya Kayacan, at 8 Ağustos 2007 10:32  

  • Merhaba Neşe Hanım,

    Ezine bana iki adım, doğrusu iyi peynirin de meraklısıyım. Nerede bulunur acaba bu HÖ-444?

    Sevgiler

    By Blogger Çiğdem, at 8 Ağustos 2007 15:00  

  • Merhaba Çiğdem hanım,
    Bu peyniri Ezine'de ben nereden alıyorum onu söyleyeyim isterseniz çünkü diğer namı meşhur markaların stış yerlerinde olmayabilir. Birincisi; İzmir'den gelirken ilk ışıkları geçtikten sonra ikinci ışıklara gelmeden sağ tarafta Peynir Market'ten (sahibi Erhan usta), ikincisi bu ikinci ışıkları geçtikten sonra yine sağ tarafta Aktürk yağlarının satıldığı dükkandan (sahibi Rasim Aktürk) her ikisine de selamımı söyleyerek edinebilirsiniz.
    Sevgiler

    By Anonymous Adsız, at 9 Ağustos 2007 11:23  

  • Sağolun Neşe Hanım, hafta sonu tadına bakacağım inşallah.

    By Blogger Çiğdem, at 9 Ağustos 2007 13:35  

Yorum Gönder

<< Home