Kedili Mutfaklar

Perşembe, Kasım 15, 2007

Hamsi yatmış yaprağa..., daaa


Hamsi turşulaştırma işini savsaklıyordum bu sene. Aklıma yeni bir akıl takılmamış olunca olur böyle. Yaprakla oynaştığım gün, işte o gündü. Akıl geldi peşime takıldı, ben dıgıdık dıgıdık; hareketlenmiş halimi anlatıyorum yani, dıgıdık dosdoğru balıkçı İsmail’e. Mutfakta, kenara ayırdığım bir tutam yaprak ve içine yaprakları salıp yüzdürdüğüm salamuralı su beni bekliyor.

Onca yıllık tanıdığım adam ya şu İsmail, yine de güvenme, anlatırım şimdi.

Beylerbeyi İskele Meydanı’nda yayılma harekâtımı gerçekleştirmek istiyorum o hamsilerimi ayıklarken. Tercümesi, üstünde oturup soğuk biramı ekmek arası kokoreç yanında içmeye yarayacak bir sandalye attırmak teknelerin taa öbür yanına. İnsandan kestiğim ilgiyi azami denize, kuşlara, vapurlara filan yönlendirmek, yanı sıra da üşümek.


Hamsi vurdu karaya okkası beş liraya, der türküde. Karaya vurmasını balıkçı tablasında görsem de, kilosunun beş lira olması tuttu. Aldık paketimizi geldik eve. Gördük ki İsmail Bey, baş ve bağırsak ayıklama şekliyle savmış başından benimkileri, kılçıkları bünyeye yapışık bırakmış. İlle de ricasını minnetini etmek gerekiyor önden, yoksa al birini vur öbürüne, bütün balıkçılar aynı ayıklar hamsiyi, kılçık içerde.

Kızmama ramak kalmıştı ki, vazgeçtim. Ne güzel de olacak, kuyruğundan tuttuğun gibi götür ağzına, şöylece sıyırıp etini yutarken kılçıklarını da tabak kenarında süs yapacaksın akabinde...

Oldu... Bir kat yaprak, bir kat kılçıklı hamsi, sarmısak, acı biber, yaprak, kılçıklı hamsi, sarmısak lay lay lom... Salamuralı suyun tortusu atılacak sonra. İçine iki limon suyu, tuzun çoğu tortuda kaldığı için ağzınıza göre deniz tuzu, limon kabukları ince ince, belki taze kekik can çekerse / taze defne yaprakları...

Bitti...


Kıymalı yaprak yemeğimi yaparken, "Sürprizim de var, bekleyin," demiştim. Sizi bekletme nedenim önce yaptığımın tadına bakmaktı. Tadına bakıp, tadı kadar konuşmaktı.

Konuşuyorum işte.

Kılçıklar da keyfhaneme artı yazdı.

Konuşuyorum da konuşuyorum, daaaaa.






















4 Comments:

  • Vakit olsa, oku bir daha oku dedim kendi kendime 2 kere okumadan sonra:) Konuş tabii konuş hakkındır bu güzel görüntülerden sonra daaa:))
    Sevgilerimle...

    By Blogger Bocuruk, at 15 Kasım 2007 17:20  

  • uy onlar nedirr daa paluk çörür gibi oldum paluk değil hamsi daa:))

    By Blogger Melek*, at 16 Kasım 2007 00:57  

  • vallahi ben de yemekten geçtim, gülerek okudum tüm yazıyı. şu tekne ötesinde kokoreç, bira keyfinize de bayıldım. yapmanıza da değil de içinizden, şimdi kokoreçle bira ne güzel olur, diye geçirmenize. ben de tüm keyiflere karşı bir otosansür gelişti, sevimsiz biri oldum. bütün keyiflerim evde kanepe üstünde, film izlemek, kitap okumak, örgü örmek, öpüp koklaşmak... olup olacağı bu. ben de kokoreçle biranın iyi gideceğini düşünmek istiyorum, ben de hamsinin kılçığını tabağımda süs olarak görmek istiyorum, ben de...

    :)

    kendinize çok iyi bakın. sevgilerimle.

    By Anonymous Adsız, at 16 Kasım 2007 16:37  

  • Bocuruk'çuğum, yeter bu kadar konuşmak. Çenem düşmesin sonra 8~]
    ----------
    Hamsi yaaa,...
    ----------
    Sevgili Endişeli, diyelim ki senin için şimdi bunları yapmanın zamanıdır. Mutluluğu böyle yakalarsın. Sevimsizliğin ev halkına sevimli gelir. Kitaplar, filmler filan daha bir değer katar varolanlarına. Yıllar sonra anlarsın da şaşarsın kendi kendine, bu bilge kişilik de nereden çıktı, diye. Yan keyifler her zaman olasıdır. Benimki laga luga. Aslolan bu yaptıkların. Çooook sevgiler...

    By Blogger Oya Kayacan, at 17 Kasım 2007 11:24  

Yorum Gönder

<< Home