Kedili Mutfaklar

Cumartesi, Nisan 05, 2008

Naneli maneli, ferah ferah

Nane aldım. Kocaman bir demet. Ye ye bitmez. Domates yanında çok severim. Henüz domates alınmıyor eve malum, mevsimsel takıntılardan dolayı. Kurulara talime devam.

Bütün kış sızmada yatan kuru domateslerim havyar gibi olurlar, yumuşak ve çok lezzetli. Kavanozda sızma içinde birlikte barındırdığım sarmısağıydı defnesiydi arnavutuydu biberiyesiydi, hepsi öyle bir ortak imza atarlar ki domateslere, değmeyin lezzetine.


Bir demet nane almak bir sürü keyfe yol açınca, demete övgü düzmek geldi içimden. "Sattıkları nane demetleri evladiyelik," demek geldi. Demete böyle denmez tabii ama kurut, Annem Selma gibi dağıt evlatlarına, olsun sana evladiyelik! Yine denmez tabii. Kelime anlamı bu değildir çünkü. Aslında sağlam mala denir, geçer ya hani kuşaktan kuşağa. Anneannem Estreya’nın çeyizi gibi hani, evladiyelik.

Şimdi aldık nane demetini yolda geliyoruz, bir kokuyor mübarek, bende akıl namütenahi nane nane. Daha kapıdan eve süzülür süzülmez Cancan’ın kontrolundan geçen iki demet yeşilliğimi derhal kullanmak için can atıyorum. Domateslerin içinde yattığı sızmayla ıslanan çavdar diliminin misafir ettiği nane yaprakları inanılmaz keyifle iniyorlar mideme.

Öteki demet ıspanak, pek taze pek güzel pek temiz pek lezzetli. Çiğ salatası minik yapraklarından yapılıp hemen yenecek. Körpe kökleri sızmalı pilav olacak. Yaprakları tencerenin buharında gevşeyince, tuzlanacak biberlenecek sızmalanacakta yenecek.

Kök pilavı yapmaya saplarla köklerin sızmada, soğanla çevrilmesiyle başlanıyor. Bir avuç arpa şehriye katılıyor, sonra pirinç, şeker, tuz, biber. Rice seasoning denen baharata neden pilav baharatı denmiş anlaşılıyor, ne kadar bol koysam pilavlarım neli olursa olsun o kadar güzel oluyor. Ben de tel tel yapıyor muyum pilavlarımı huyum kurusun, yapıyorum. Bu kadar kolay yani.

Bu furyada nane limonlu tavuk yapmayı başarıyorum. Nane ve limon birlikte benim favori lezzetlerimdendir ya, tavuğa uygulayalım diyorum. Kuşbaşından iri tavuk parçalarını, soğan, rendelenmiş patates ve havuçla birlikte kendi suyunda pişmeye bırakıyorum. Onların rendelenmiş olmaları, özlenip koyu bir sos elde etmeme yarayacak.

Bol naneyi, sarmısak ve limonun incecik alınmış sarı kabuğuyla birlikte kıyıyorum; mezzaluna ile. Bızzzt alışkanlığıyla mertlik bozulduydu, yarımay aletime yüz vermez olduydum. Haydi bakalım el işlesin alet ışıldasın, bugün böyle.

Limonun suyunu yumurtayla çırpıp sıcak suyla çoğaltarak, ki yemeğin içine girince pişmesin, yemeğe katıyorum. Ardından bir tat ve koku şöleni olan kıyılmış naneyi. Yine sızma tabii, cimri cimri değil, boca. Kaynasın bir iki taşım.

Bir yandan da yetişiyor nanelerim, bildiniz, mutfak penceremin önünde. Bir kök Mine'sinden getirip diktim. Teyzem Jale'nin bahçesinden köküyle çıkardıklarımı da diktim sonra. Şu pazardan aldığım kocaman demetten birkaç sap da girdi suya, kökleniyor. Hepsi başka çeşit bunların, hepsi başka tat.

Nane sevmeyen var mı?

Var mısınız nane sevmeye?














16 Comments:

  • Sevgili Oya, o kadar keyifli yazmıssın ki yine, okurken taa nerelere gitti aklım... Kücüklügümde rahmetli dedem alırdı tüm kızlarının nanelerini, anneannecigim de hazırlar kurutur, kavanoz kavanoz dagıtırdı kızlarının evlerine. Ama en cok alınısı gözlerimin önüne gelen, esekli bir amcadan, esegin üzerinde heybelerde kokusu bir arka sokaktan bile duyulabilen koca koca demetler ve "Has naaaane, kokulu naaaane" seklinde vurgulu ve nameli bir söylemle satılan naneler... Inanın ki o koku, yazınızla birlikte burnumda bitiverdi ve hafif bir iç çekisle duruyor orada. Evet, naneyi severim, sizi de severim...

    By Blogger dgül, at 6 Nisan 2008 21:15  

  • Ha, bir de o yuvarlanan, göbisi gıdıklanası Cancan'ı severim ve de öperim...

    By Blogger dgül, at 6 Nisan 2008 21:23  

  • Sevgili Oya,yazınızı keyifle okudum o fıstık kedinizi de keyifle mıncıkladım içten içe.
    Bayılıyorum ona.
    Sizi izlemek çok keyifli.
    Sevgiler

    By Anonymous Adsız, at 6 Nisan 2008 22:01  

  • Pideye az tereyagi surup uzerine beyaz peynir + nane. Off abla! Bahcede var neyse ki, ben simdi gidip yapmaz miyim bu karisimi!

    By Blogger fethiye, at 6 Nisan 2008 22:15  

  • Oya Hanim merhaba;
    Domatesleri ne zaman yemege baslayacagiz? Hangi ayda basliyor domates mevsimi?
    Ben 2 haftadir domates aliyorum da...

    By Blogger Ebruli, at 7 Nisan 2008 09:22  

  • Demet'çiğim, ne güzel keyifli anılar çıkıyor bak bir naneden. Annem Selma, sağolsun hala kurutur verir nanemi. Onun gibi yemyeşil kurutan başka kimseyi görmedim. Naneli olan herşeyi çok severim ben. Hele çocukken, ilkokulun kapısında bekleyen macuncu amcadan aldığım nane limon sarılmış çubuğu emdiğim keyifli dakikaları hiç unutmam.
    Cancan'ım çok sevmez göbişiyle oynatmayı ama sana bir istisna yapalım bakalım, göbişten öptürelim!
    ----------
    Saraylı'cığım, Cancan ve ben bayılırız takipte olmaya! Ev halimiz de birbirimizi izlemekle geçiyor zaten. Nereye gittiğimi bilirse önümden yürür. Yok anlayamadıysa arkama takılır. Dolayısıyla, slow motion hallerimiz pek gülünesi.
    ----------
    Sevgili Fethiye ben tereyağı yiyemiyorum, yani çiğ halde olunca. Yerine muhteşem lezzetli sızmalarım oluyor biliyorsun. Afiyet oldu mu sana, naneli peynirli piden ;-} Ya şeker de oldumu ya şeker? Afiyet şeker olsun...
    ----------
    Dur bakalım sevgili Ebruli, Çanakkale ajanım çalışıyor. Sanırım onlar daha geç alıyorlar çarşılarda yerlerini. Güney domateslerinin ne mevsiminde ne de serasında lezzet kalmadı. Mevsimlikler daha yeni çiçekleniyor zaten bildiğim kadar.

    By Blogger Oya Kayacan, at 7 Nisan 2008 10:32  

  • Oya' cığım hallerimi biliyorsun uzun zamandır elim klavyeye varmıyor. Yalnız domates ile ilgili bir iki şey yazmak istedim. Bir köşede bulunsun diye.

    Domates tek yıllık değil çok yıllık bir bitki öncelikle. Yani belirli koşulları sağlayabiliyorsanız bir fideden birden çok mevsim meyve alabilirsiniz.

    Mutfak aydınlık ise, hele bir de hep ılık ise ya da evinizde ayıracak bir köşe var ise o zaman şöyle gözünüzün kestiği sağlamca bir fide edinin ve kocaman bir saksıya dikiverin. Koyun cam önüne büyüsün.

    İlk çiçeklerini açacaktır. Yavaşça sırığa bağlayın bekleyin. İkinci katı çıkar, sonra 3. kat çiçeklerini açar. İşte o zaman artık yukarıya doğru giden dalları kırma zamanı gelmiştir. Altta büyücek meyve istiyorsanız elbette. Yoksa ucunu üst kat komşunuza hediye edebilirsiniz. Öyle çok uzar domates.

    Hava çok kış ise, evde sinek böcek yok ise yumuşak bir suluboya fırçası ile çiçekten çiçeğe aşk tozlarını aktarır iseniz her mevsim meyveniz olabilir. Dibine ister koyun gübresi koyun ister şişeli sıvı gübre alın siz bilirsiniz. Evde hayvan gübresini pek tavsiye etmiyorum. Hele benim gibi hassas burnu olanlara...

    Üstelik oldukça dekoratiftir, hem de mis gibi kokar domates fidanı. Kışın yemeklik kadar domates vermez ama kahvaltılık kadarına gücü yeter.

    Benm evimde bir kaç yıldır yok. Taşınma şu bu derken yapamadım. Ancak ablam ve yengem yıllardır yetiştirmekteler.

    Ay şimdi okudum da iç halim gibi yazmışım. Artık biraz kusura bakmayın olur mu? Toparlanırım yakında...

    Öpüyorum

    By Blogger Çiğdem, at 7 Nisan 2008 17:44  

  • İşte çok sevindirici bir misafir evlerimizde. İyi ki yazmışsın Çiğdem'ciğim, ufak tefek otlara filan yer veriyoruz kış aylarında mutfaklarımızda da, domatesi düşünmemiştim doğrusu. Bakalım şu mutfak pencereme yakın bir misafirhane de ona kuralım.

    By Blogger Oya Kayacan, at 8 Nisan 2008 09:53  

  • Şu kök pilavı fena halde cezbedici.
    Naneye zaten lafım yok, tatlıya, tuzluya , çaya, çorbaya...
    Sihirli değnek gibi , dokunduğu yeri güzelleştiriyor.
    Çok içaçıcı tarifler olmuş.
    Ellerinize sağlık, ağzınıza layık, afiyetler olsun sevgili Oya Kayacan

    By Anonymous Adsız, at 8 Nisan 2008 15:00  

  • sızmada kuru domates,naneli limonlu tavuk tarifi
    deneyeceğim ...
    bir de domates yetiştirmeyi güzel anlatmış arkadaş o da listeye alındı.
    sıra geldi nanelere,köklenmeden bile dikebilirsin toprağa hemen tutar...
    ben kış boyu fesleğeni korudum yazlıktan getirmiştim,makarnaya pek yakışıyor çünkü.
    sevgiyle Annoyam...

    By Blogger carpediem, at 8 Nisan 2008 18:51  

  • Doğru ya Nüket'çiğim, bayıldım bu naneyi sihirli değnek diye tarif etmene.
    ----------
    Onu da yapıyorum Dilara, bazı köklenmeden de itiveriyorum toprağın içine. Arsız şey n'olucak!!! Benim ne yazık ki ağaççık olmuş olan biberiyem bu kışın sıcağında (!) dondu. Mine'sinden yeni aldığım fesleğenciklerse nazlanıp duruyorlar henüz. Tabii pesto zamanı geliyor artık, demet demet fesleğenler, reyhanlar alınacak çarşı pazardan. Dediğin gibi makarnalara özellikle, mımmm pestolu pestolu...

    By Blogger Oya Kayacan, at 9 Nisan 2008 09:01  

  • Merhaba oya hanım,

    blogunuzu en iştah açıcı blog ilan ediyorum kendi adıma :)Ellerinize ve zihninize sağlık.

    Biz yeni nesil aşçılar adlı yeni bir aktiviteye başladık.Sizi de aramızda görmekten memnun oluruz.Özellikle sizin gibi mutfakta yaratıcılık konusunda sınrı tanımayan bir aşçının lezzetleriyle gruba katkısı bizi çok sevindirir.
    ayrıntılar için;
    http://venuslezzeti.blogspot.com/2008/04/yeni-nesil-alar.html

    Biliyorum siz önceden yazılmış bir tarife sadık kalmakta zorlanırsınız bu nedenle uygualrken bir sürü yaratıcı yeni çözümlere sahne olacaktır tarifleriniz.Made in oya kayacan ları bekliyoruz.

    Bu arada yeni tarif denemek isteyen tüm bloggerlar grubumuza katılabilir.

    selamlar,
    Elif

    By Blogger DREAMER Elif GÜNEŞ, at 10 Nisan 2008 02:35  

  • oh be nanenin kokusu buraya kadar geldi valla :)

    By Blogger Lucy and the Puppies, at 10 Nisan 2008 09:23  

  • Dreamer Dreamer, what a dream!
    ----------
    Nurci, "Sana da yaparmış Annoya," der misin Lucy'ye...

    By Blogger Oya Kayacan, at 10 Nisan 2008 11:23  

  • Takibinizden de tabii memnun oluruz Oya hanım :)

    Hem ne zaman canınız isterse katılabilirsiniz, her aktivitede katılımınız olacak diye birşey yok.
    Ayrıca bizim aktivite en özgür aktivite grubu ne isterseniz pişirebilirsiniz neyle isterseniz pişirebilirsiniz.Tek istediğimiztarifle ilgili püf noktalarını ve eleştirilerinizi ve önerilerinizi ekleyin.

    sevgiler saygılar,

    Elif

    By Blogger DREAMER Elif GÜNEŞ, at 10 Nisan 2008 19:02  

  • Nurci mesajınızı iletti. Hemen yanına gidip bilgisayarı kokladım. Gülmeye başladı. Ama yalamaya çalışınca, işte o zaman biraz azar işittim :)

    By Blogger Lucy and the Puppies, at 10 Nisan 2008 23:17  

Yorum Gönder

<< Home