Patlat bir "cheesecake", mastihaya mastiha...
Önce sakızlı bisküvi yapmalıyım. Kararımda mastihaya mastihalı (mastiiyka okuyun) cheesecake (fotoğraf çektirirken "say çiiiiiz" ve keyik dermiş gibi okuyun) yapmak var! Bugün günlerden Pazar. Dün kadın kadına toplanma günümüze rastgelen Kadınlar Günü'nde yine hiç kadınca şeyler konuşulmadı. Bizim sınıf böyle. Sağına dönsen Prof. Dr., soluna dönsen dekan filan, haliyle anlamıyorlar ütüden mutfaktan, sudan sabundan kadınlıktan! Varsa yoksa memleket halleri bahse mevzu.
Mastikaya mastika dememden sebep şu. Alt katman bisküvileri de sakızlı olacak, labneli kremalı dolgusu da. Tatlı pasta işlerinden hiç anlamam ya... Tarif uygulamayı da beceremem ya... İşte yani, tarifi ilk defa açıklanacak olan bir güzel cheesecake çıkacak ortaya, artık Allah'a havale. "Allah utandırmasın," derdi rahmetli kayınvaldem Sponza, ne zaman ocağa bir yemek atacak, fırına bir yemek sürecek olsa. Aynen diyorum ben de.
Sakızlı bisküvi için sakız reçeli ile damla sakızı birlikte kullandım. Aklımla bin yaşamam lazım, onikiden vurdum. Dört kaşık dolusu sakız reçelini bir paket kremada uzunca süre tahta kaşıkla karıştırdım. Zor eriyor mübarek bulamaç ama eriyor sonunda. Küçük paket tereyağı kullandım, yumuşamış bir halde kremaya katıp karıştırarak. Dövülmüş damla sakızı üç tanecik..., dört su bardağı elenerek ve karıştıra karıştıra kremalı karışıma yedirilen un ve bitti.* Sakız reçeli çok çok tatlı olduğundan, şeker ilave etmek için biraz düşündüm. Neyse koydum sonra üç tepeleme kaşık da şeker. Vıcık bir hamur oluyor, olsun.
İki adet ince düz fırın tepsilerimi hem yağlayıp hem de biraz unlayıp döktüm hamuru içlerine yaya yaya. Pişince gelişigüzel çıkardım tepsiden, nasıl olsa ufalanacak. Tam 550 gram sakızlı enfesss bisküvim oldu.
Bızzztlandılar. Yüz gram tereyağı da bızttttlandı, birbirlerine karışıp kelepçeli kalıbın dibine sıkı sıkı yerleşti.
Kalan mastikam / sakız reçelim ikiyüz gramdan fazlaca. İçine iki yumurta kırıldı, iki kaşık şeker atıldı ve tahta kaşıkla kola kuvvet karıştırıldı. Mastikanın macun kıvamı çözülünce, üç kaşık tepeleme un ve el bızzzztı. Labne peynir 600 gram, 200 ml krema bıııızzzzzzt, bu sefer yumurta çırpıcısı ile.
Kıvamı pek güzel oldu oldu. Buzdolabında beklettiğim bisküvi tabanın üzerine döküldü. Şimdi 180 derece sıcak fırına girecek. Tekrardan, "Allah utandırmasın," denecek.
Bir saat sonra, ta ta ta taaaaa...
Soğusun hele, dinlensin biraz. Önce biz yeriz. Sonra size de ikram ederiz.
Utanılacak bir durum yoksa tabii.Bir saat sonra, ta ta ta taaaaa...
Soğusun hele, dinlensin biraz. Önce biz yeriz. Sonra size de ikram ederiz.
Gerilim had safhada.
Derkeeeeen...,
...ve de aha sonuç.
Yalanım yok. Delicious yazılır, deliyışız okunur!
*Sinangil unum kendinden mayalıymış meğer, farketmeden bir çay kaşığı toz maya da eklemiş bulundum, bir zararı dokunmadı.
16 Comments:
Mastihaya deyince çok duygulandım yaw Oyacan'cım...
Sakızlı sabun da çok hoş oluyor bilirsin...
Sakızın her bir şeyi güzel vesselam...
minesi
By Adsız, at 11 Mart 2008 14:29
Bir dahaki topyantiya cheese cake isteriz!
Fusun
By Adsız, at 12 Mart 2008 08:56
Mine'si, walla iki gün uğraştım! Zor iş bu tatlı pasta filan, onu çırp bunu çalkala... Yok bir daha yapmam. Zaten etrafta bu işlerin alasını yapanlar var. Rağmeeen, mastihaya mastiha olması tamamen bana ait bir tarif, fazla kabartamadım filan ama lezzeti o biçim oldu ;~)
Yeni yaptığın sakızlı sabunları sakla olur mu? Kimselere satma, verme. Hepsi benim, hepsi benimmm.
Haaa, bir yazımda mutlaka değinirim ama, şuracıktan da hemen aleniyete dökmek istiyorum. Mine Flora yani Mine Özgür, Sağlık Bakanlığı'ndan aldığı belgesi ile dündden itibaren TASDİKLİ SABUNCU. Dün telefonda ağlaştık bile biraz, sevinçten. Mağazalara, eczanelere falan da duyurulur. www.mineflora.com
----------
Füsun'cuğum, ne hoş etmişsin de girmişsin buralara. Yani fotoğrafta solumda uyuyan İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Füsun Sokullu Akıncı'cığım... Tanımayanlara takdim edilir.
Senin için yeniden kalkışırım şu cheesecake işine diyeceğim ama bir dahaki toplantımızda gecikmiş bir Nisan şakası gibi de olabilir...
By Oya Kayacan, at 12 Mart 2008 10:47
Oyacığım harika yazmışsın yine.Seni okumak güzel..kadınlar günün kutlu olsun..(biraz geciktim gibi ama olsun.yazının başına ek olsun bu)..yapılanlar güzel afiyetle..
By daimamutfak, at 12 Mart 2008 10:54
Ohhhhh, misler gibi sakız lezzetinde bir cheesecake... Her çeşit meyva ile denedm ama sakızlı hiç yapmadım... Hafta sonu yaparim, giden kiloların şerefine 1 çatal alırım , sonrada yiyenleri seyre dalar yutkunurum:))) Olsun, ikram etmek bazen daha büyük keyif veriyor (diye de kendimi kandirmali:))))
By Adsız, at 12 Mart 2008 14:16
sakız reçeline bayılıyorum ne de olsa egeliyiz:) böyle hiç denememiştim en kısa zamanda yapmalıyım ellerine sağlık.pamuş ceren de öpücüklerini gönderiyooor...
By siyap, at 12 Mart 2008 14:35
Sağol sevgili Neriman, saçma sapan söylevler ~ uygulamalar arasında, ne kadar buruk da olsa bize atfedilen bu gün!
----------
Ben de yapılmamışı yaptığım için çocuklar gibi sevindim zaten ;-)
Yaparsan sevinirim. Sakız sevmenin sonu yok, her yere girebilir!
----------
Yapma yahu, kanıma girdi bu kız pamuş. Git gel bakıyorum, kem gözlere şiş duaları ediyorum, biraz da kokluyorum!
Doğru ya Egeli sever bu reçeli. Bana çok tatlı geliyor, bayılmıyorum ama böyle bir yerlere karıştırınca çok hoşuma gidiyor. Sütlü tatlılarda da harika.
By Oya Kayacan, at 12 Mart 2008 15:51
Damla sakızına ben de bayılırım, bisküvisini yapamam sanırım ama kremasına muhakkak ekliyeceğim, eline sağlık
By Boncukçu, at 13 Mart 2008 11:22
E hadi bakalım, sakızlı cheesecake modası başlasın. Herkes kendine göre yapsın tabii. Bugün ablam Hülya diyor ki bana, "Sen haa, nasıl becerdin?" "Attım kafadan," dedim. "Bugüne kadar oku oku oku cheesecake nasıl yapılır diye biraz kalıyor tabii kafada. Sonra da yaptım işte." Oldu yani...
By Oya Kayacan, at 13 Mart 2008 20:14
Merhabalar;
İnanılmaz, muhteşem güzel yemekler yapıyorsunuz. 2005 yılından beridir bloğunuzda yazıyorsunuz. Sizi henüz yeni keşfettim. Bu yüzden bütün yazılarınızı ve yemek tariflerinizi henüz okuyamadım.
Ama artık bloğumda yer alıyorsunuz. Çok mutluyum. Bloğumu okuyanlarda eminimki size bayılacaklar.
Hoşçakalın...
Bu arada bana da yani bloğuma beklerim, en kısa zamanda...
By Ebruli, at 14 Mart 2008 17:31
Ne de güzel takdim etmişsin beni blogunda Ebruli'ciğim. Ebruli çok sevdiğim bir tanımlama/isim/nick olduğu için daha önce de dikkatimi çekmiştin, merak etme. Sevgiler, iyilikler sana ve de görüşmek üzere;~}
By Oya Kayacan, at 15 Mart 2008 10:30
ben o elbezine bayıldımmm :)
misir
By Adsız, at 20 Mart 2008 15:44
Mısır'cığım, o bir minik örtü. Bir zamanlar çok severek yaptığım komik aplike işlerinden. Ve de çok özledim ıvır kıvır böyle şeyler yapmayı. Sağol ;~}
By Oya Kayacan, at 20 Mart 2008 19:16
Çok nefis ve değişik olmuş..Önemlisi senin elinden olması Oya'cığım..O güzel yüreğindeki sevgi he ryaptığın lezzete ayrı ayrı yanısyor inan..Kocaman öpüyorum v eellerine sağlık diyorum canım..
Sevgilerle
By Damak Tadı, at 23 Mart 2008 19:14
harika olmuş bu! tabana sakızlı bisküviler kullanmak çok ince düşünülmüş bir ayrıntı. eline sağlık sevgili oya. sevgiler.
By Mimosa Café, at 18 Mayıs 2010 12:37
Ah bu tarif bir de senin elinden çıksa kimbilir ne olurdu Gül'cüğüm.
----------
Bütün sakızlı tatların karmaşası gerçekten iyi bir uyumdu Ebru'cuğum. Sevgiler
By Oya Kayacan, at 19 Mayıs 2010 12:12
Yorum Gönder
<< Home