Kedili Mutfaklar

Çarşamba, Eylül 03, 2008

Kabaklı yufka

Kolay işler bunlar. Bunlar, bu evde aç kalınmayacağının resimleri. Dolaylı olarak, aç kalınması muhtemel tembellerin evlerinde, aslında kalınmaması gerektiğinin de resimleri. Bir yerine iki, iki yerine dört alınan dondurucu dayanıklı bazı gıdalar; mesela yufka, açlığa karşı alınacak önemli önlemlerden.

Bir minicik yuvarlak tepsi içine dondurucudan çıkıp az beklemiş bir yufka didiklenecek. Sızma yağ ve bir yumurta ile karıştırılıp yayılarak üzerine iki kabak rendelenecek. Az daha sızma ve taze çekilmiş karabiber ilavesiyle verin fırına. Kızarsın. Ters çevirip yufkası üstte alın tabağa. Biraz yeşille süsleyin, peynirle zenginleştirin.

Ramazan vakti üstelik. Sahura kalkıp çabucak yapılır, sıcacık yenir.


En hayret hallerimi şu motosikletlerle vızır vızır pizzaydı kebaptı köfteydi taşıyanları görünce yaşıyorum.

O getirip götüren adamların haline baktıkça da, Allah affetsin ama midemin bulanması cabası.



13 Comments:

  • ama herkez sizlerin kadar hamarat ve eline çabuk değilki!

    takipteyim..

    hayati

    By Anonymous Adsız, at 3 Eylül 2008 11:19  

  • Oyacan,
    En harikası da en son cümlen vallahi...
    Sonuna kadar aynen öyle ..aynen öyle diyorum :)
    mine

    By Anonymous Adsız, at 3 Eylül 2008 11:26  

  • Çok pratik bir börekimsi olmuş değil mi,içinde de kabak var...
    Ellerinize sağlık

    By Blogger Hülya, at 3 Eylül 2008 15:25  

  • Oya' cım,

    12 kg biber salça yapıldı, 3 kg barbunya ayıklandı şoklandı, 1 kg bamya ayıklanmayı bekliyor..

    Pazarda dediler ki "abla tut bi gündelikçi sen yorulma bunları yapmaya". İyi bir düşündüm önce sonra olmaz dedim kendi kendime... dedim demesine de kollarım koptu be canım. Şart mıdır bilmek, yapmak, yapmaktan keyif almak, afiyetle yemek bilmedim. Annemin bir arkadaşının sözü geliyor aklıma, annem ocak başında durdukça "aman hizmetçi ruhlu kadın, benim kocam beni daha mı az seviyor sanki" derdi :)

    Çok yoruldum aklım karıştı...

    By Blogger Çiğdem, at 3 Eylül 2008 15:37  

  • Hımmm,çok güzel görünüyor,bunun bi değişiğini yapıyodu arkadaşım,çok lezzetli oluyor.eline sağlık.sevgiler...

    By Blogger neslihan erzincan özgür, at 3 Eylül 2008 15:52  

  • Ben eli çabuk denince Arzu derim!!! Senin balık marifetlerin de tabii.
    Çok sessiz bir takip bu Hayati Kaptan. Ses duyalım seees...
    ----------
    He ya Mine'si...
    ----------
    Böyle yufkalama çeşitlerini çok yapıyorum Hülya. Bence pizzadan alâ.
    ----------
    Hem şarttır hem de değil. Yapmaktan keyif almak deyince akan sular duruyor, şart oluyor Çiğdem'ciğim. Ellerine sağlık, kış aylarında da afiyetle yemek durumu hasıl olacak. Tatar'a sorarım o zaman daha mı az daha mı fazla 8>)
    ----------
    Her türlü değişiği oluyor Neslihan, demin de yazdım ya, ben de çok çeşitlisini yapıyorum. Sevgiler

    By Blogger Oya Kayacan, at 3 Eylül 2008 18:20  

  • Ahhh yarama tuz bastın .
    Sadece taşıyan adamlar mı Oyacan'ım
    Asıl pişirildikleri mutfaklar berbat:(
    Bazen bir hazır yemekçinin önünden geçerken görüyoruz, çokça da televizyondaki belediye baskınlarında..
    Hiç aklım almıyor çoluğuna çocuğuna nasıl bunları yedirebiliyor anneler.
    Birde üste para vererek:(

    By Anonymous Adsız, at 3 Eylül 2008 20:02  

  • Sevgili Nüket, ben de kendimi sorguluyorum çok mu vıdı vıdıyım yiyecek konusunda diye. Kuzguncuk'ta krikkrak aldığım kurabiye fırınının bile mutfağını denetliyorum sık sık!!! Çoluk çocuk Allah'a emanet. Şerbetleniyorlar galiba.

    By Blogger Oya Kayacan, at 4 Eylül 2008 09:44  

  • bayıldım yine tarife,
    şimdi...
    herkes bilir
    yapar da,
    Annoyam gibi yemek hazırlayanı da az görülür,
    çünkü o bir "foodie"dir

    By Blogger carpediem, at 4 Eylül 2008 11:03  

  • Yok yok, bu vıdı vıdılık değil Oyacan'im. Cok iyi bir restaurant olmadikça yada cok iyi bildigim bir mutfak olmadıkça ne dışarıda yemek yediğim zaman rahat edebiliyorum, nede hazır birşey almaya cesaret edebiliyorum. Tatilde bile gittiğim otelin mutfağında , tezgah arkasında geziniyor ille de gözlerim. Acaba mutfakta zaman geçirmekten keyif alanlara özgü bir durum mudur bu diyorum:). Pişirmeyi sevmeyenler "aman önüme hazır gelsinde ufak tefek arızaları görmesem de olur" mu diyorlar?

    By Anonymous Adsız, at 4 Eylül 2008 11:31  

  • Dilara'cığım, bazı kendimi mutfağa dar attığım olur. Aman şu hemen kafamdan çıksın da rahat edeyim vaziyetleri. Ancak ne yazık ki "Haydi şunu yap da yiyelim," dediklerinde fena bozulurum! İstekler sadece özünde kalmalı yani. Mesela spagetti veya risotto yap denebilir ama şulu bulu yap denemez bana ;~}
    ----------
    Doğru dediklerin sevgili Nüket ancak azıcık vıdıvıdı konumuna giriyoruz canııım. "Ne yağı kullanıyorsunuz bakiiiim?" diye Çengelköy'de börekçiye bağırdığımda bir hayli antipatik olduğumu düşünüyorum! E yani, tadına bile baksam oluyor bir midevi zuhurat kardeşim, nedir içindeki, nedendir?
    En güvendiğim fırınlardan birinde imalat kontrolu yaptığımda (!) çalışanların çoraplarını yıkamış ve hamur karılan yere suları damlayacak şekilde astıklarını görmüştüm mesela. "E, nolacak tertemiz yıkadık, kuruyor," dediydi adamın teki.

    By Blogger Oya Kayacan, at 5 Eylül 2008 09:42  

  • Oyacığım ellerine sağlık bir çırpıda pratik ve lezzetli bir çeşni yaptı gene...

    By Blogger daimamutfak, at 5 Eylül 2008 13:56  

  • "aç kalınması muhtemel tembellerin evlerinde" derken, benden mi bahsediliyor ne..:))

    Ama bak bunu yaparım. Ben bile yaparım tembelleşmeden.Üstelik içinde et de yok ne güzel.

    Ece

    By Anonymous Adsız, at 11 Ağustos 2011 13:45  

Yorum Gönder

<< Home