Kedili Mutfaklar

Cuma, Mart 20, 2009

Ayvayı yemeli de yemeli...

Ayvalarımın ıcığının cıcığını çıkarmaya girmedimdi mutfağa. Tatlı/reçel gibi yaptığım çok sevilen ben koydum annem kaldırdı pişecek, iş bitecekti. Hayal tabii. Madem öyle olacaktı, o zaman kabuklarını neden derli toplu biriktirdim çukur bir tabağın içinde? Çekirdekli koçanlarından talebim ne olacaktı ki ayrıldılar bir kenara?

İkinci sorumu hemen yanıtlıyorum. Kaynattım içtim. İçine iki de karanfil, bir kaşık da bal... Tadı güzel, rengi güzel. Faydası var mıymış? Bilmiyorum daha. Çekirdeğin faydasından cilt maskesi filan olarak bahsediyorlar. O taraklarda bezim yok. Olanlara baktım ama, öğrendim *.

Bir de hurafe, tatlısını filan yaparken ille çekirdek katacaksın içine ki rengi acayip güzel olsun, diyeler! Yok öyle bir durum. Yıllarca inandım, boş yere kandım... Baksanıza şu çekirdeksiz pişen ayvalarımın rengine, hani bir yazı önce. Ne yani, çekirdek ne yazacak bu renge siz deyin gayri.

Su Ürünleri Tanıtım Grubu ne hava çalıyor? "Haftada iki gün balık, yaşam boyu sağlık." Bana sorarsanız haftada üüüç beeeş gidiyor balık kekâları. Ama işi sağlık boyutundan sefa boyutuna çevirdiğimden bu grup beni dışlıyordur mutlaka. Bahsetmiyor yani adamlar, balık yanında çökülecektir rakının başına aynı zamanda, gibi bir mevzuattan. Ya da turpların gözleri sevdaya düşüren şekillerinden bul da, şiirlenip uzat uzattıkça sofranın keyfini demiyorlar.

Sorgu suallerimden ilkini merak ediyorsunuz bence. Altı ayvam vardı, hepsinin kabukları bızzzt aletime girdi. Bir limon suyu, iki üç diş sarmısak ve tuzla iyice bızzztlandı. Koyduğum şık porselen kavanozumda üstü sızmayla örtüldü. Süslendi de, benim gözlerime şenlik önce sonra da resme çıkacak tabii, kolay değil.

Akşamına, tavaya yatan balık filetosunun üzeri bu ezmeyle kaplandı. Renkli biberlerin iri taneleriyle bezendi. Zencefil çentikleriyle ödüllendirildi. Tava folyoyla örtüldü sımsıkı. Beş dakika geçti, on dakikaya varmadı...

Artan ayva bızzztını buzdolabında saklayın. Balıktan başka yerlerde de kullanacaksınız çünkü. Tavuktu mavuktu filan...

Buyrun oturun sofraya.

Ablam Hülya, "Şeytanın aklına gelmez," dedi.

* http://dogadansifaya.blogspot.com/2008/01/ayva-ayva-ekirdei.html

13 Comments:

  • Ayva ile yaratici tarifler bekliyordum ama ayva ve balik. Hmmm kirk yil gecse -herhalde gecmesi gerek- aklima gelmezdi. Aslinda findik ve yagdan olusan bir sosun suruldugu balik tatmisligim vardi ama o kadar sevmemistim. Sanirim ayvanin eksisi ile balik mukemmel uyum saglayabilir. Ama ayva sorunumuz ne yazik ki mevcut :(

    By Blogger ycurl, at 20 Mart 2009 10:00  

  • Ayva kabuklarini, ihlamurla, bir iki karanfil ve bir parca kabuk tarcinla beraber pisirin, bir dilim de limon icine.. nefis bir icecek olur oneririm..
    ayva recelli bir kirmizi et yemistim, emilia bolgesinden bir arkadasimda.. balik hic aklima gelmezdi.. hele kabukla asla.. ayva bu sene bir kac kez buldum.. tanesi 4 euroya.. Kiyamadim pisirmeye.. yedim.. cok merak ettim bu kabuktan yapilma sosu..

    By Blogger Mehtap Pasin Gualano, at 20 Mart 2009 20:44  

  • Ne ilginc ne guzel ne cazip bir fikir .Hem cokda ekonomik. Dogru seytan in aklina gelmez ,hadi geldi diyelim cesaret gosteripde yapmamaz bence ,heheheh sizn bu cesaret li tarafiniza bayiliyorumm eliniz e sagliki

    By Blogger lezzet sefasi, at 20 Mart 2009 23:15  

  • vallahi oya şeytanın aklına gelmez miş :) ..

    Harika bir öneri. harika tarif. Bugün rakı balık keyfi var evde birazdan balık alınmaya gidilecek. Evde bir ayva var şeytan dürtüyor bir parça balıkla dene şu tarifi diye. Du bakalım.. :) Haber verilecek.

    sıcacık sevgilerimle..

    By Anonymous Adsız, at 21 Mart 2009 11:19  

  • Ayva sorunlu Curly'ciğim, sorun bitince uygulamak üzere yaz kafana!
    ----------
    Ben de eminim Mehtap, güzel bir içecek tarifi. Yaptığım reçelvari meyveleri ızgaralar yanında sıkça tüketiyoruz biz de. Yeğenim Aylin'in en birinci ikramlarındandır üstelik. 4 Euro tanesi iyi para yani, ben burada ağacı ile başbaşa yaşarken!
    ----------
    Azıcık cesaret nelere kadir Lezzet Sefası. Kaybedeceğin bir dilim balık artı yarım saat olabilir, kazandığınla uçuyorsun ama.
    ----------
    Şeytan oraya vardıysa mesele yok Zerrin'ciğim. Missss gibi olmuştur o balıklar, eminim.

    By Blogger Oya Kayacan, at 21 Mart 2009 20:12  

  • "Su Ürünleri En Bi Kral Paylaşım Grubu" Şefim, Annoyam, aklını seveyim ben senin, nasıl düşüyor o güzel aklına bunlar, demek "fikir" de; becerisi+cesareti olana geliyor yalnızca, arslan yüreklilere... Yüreğine sağlık hem akıl ettiğin, hem de paylaştığın için...

    By Blogger dgül, at 22 Mart 2009 10:51  

  • Aklım düz çalışamıyor da ondan Demet'çiğim. Yaşadığım ortamlar benim olmam gereken yerler olmadılar hiç. O zaman ne oldu, her taşın altını kaldırıp bakmak zorunda kaldım. İyi kötü her taşın altından ne çıktıysa ilgilendim. Bundandır herhalde ;}

    By Blogger Oya Kayacan, at 23 Mart 2009 08:41  

  • Oyacım yazıya yorum yazacaktım (hakikaten şeytanın aklına gelmez diyecektirm:)), ama yorumlara verdiğin şu cevabını okuyunca ona bayıldım. Kendimden bir şey buldum sanırım. Aynen öyle hissediyorum ben de...

    By Blogger Basak, at 24 Mart 2009 09:15  

  • merhaba, blogunuzu geç keşfettiğim için üzgünüm, eli yeşil denen insanlardansınız sanırım, annem de eli yeşil denen kadınlardandır.

    ilk okumaya başladığımda tarzınız karşımda 25 yaşında biri var diye düşündürtmüş ki sayfaları gezdikçe şaşkınlıktan şaşkınlığa yuvarlandım.

    ben eli lezzetli bir kadın değilim ne yazık ki annem gibi, el de verdi ama öyle bir yumurta kırsa doyuran çok lezzetli yemekler yapabilen biri değilim. sizin en çok likör kavun gibi içki tariflerinize bayıldım. bir ara deneyeceğim.

    selamlar

    By Blogger Handan, at 24 Mart 2009 09:52  

  • İyidir öyle hissetmek Başak'çığım, pek bir şey olamazsın ama çok şey olursun ;)
    ----------
    Var bir anormallik Handan'cığım; ellerim yemyeşil, yüreğim 25... Daha neler neler, ben de uğraşıyorum halâ kendimi keşfetmeye.

    By Blogger Oya Kayacan, at 24 Mart 2009 10:41  

  • oya hanım evde bir şişe nane likörü var, kahvenin yanında içmek amenna,ben sizden başka öneriler bekliyorum.

    By Blogger Handan, at 24 Mart 2009 16:10  

  • Yapıldı, Annoyanın Ayva Sosu olarak sofraya kondu, balık yoktu, ekmeğini alan geldi, sürüp yiyen bayıldı:)

    Eline sağlık..

    Sevgiler..

    By Blogger Kedila ve Meşe, at 25 Mart 2009 02:21  

  • Sana iki linkimi armağan etsem sevgili Handan. İlkinde naneli süt çevirmemi bulacaksın. Nane likörüyle ilgisi sadece yorumlarda geçen "latte menta". Dene çok seveceksin. İnan nane likörü deneyimlerim çocukluğumun bayram anılarıyla, bu dediğim sütlü nane liköründen öteye gitmiyor. Aklımda olsun bakalım.
    İkinci link naneye dair keyifli bir anım. İyi okumalar.

    http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2006/07/naneli-st-reeli-evirmesi.html

    http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2005/12/her-halimle-bir-houm.html
    ----------
    Afiyet olsun Kedila'cığım, aklında olsun balık veya tavuğun bir yüzüne bulayıp, bulanmamış tarafıyla tavaya yatır. Benim yaptığım gibi yani. Sıkıca kapatıp bırak buharında pişsin. O zaman burukluğunu da atıyor, daha da seveceksiniz. Bu durum sos sadece kabuklardan yapılınca geçerli. Ayvanın bütünüyle yapılınca tam sürmelik oluyor, onu da denedim.

    By Blogger Oya Kayacan, at 25 Mart 2009 09:34  

Yorum Gönder

<< Home