Kedili Mutfaklar

Pazar, Şubat 06, 2011

Tü tü tü tü maaşallah...

Hoooop, tezgaha mı çıkmış bakiiim benim bebeğim?  Pazı yapraklarını da mı kemirmiş kimseler görmeden?



Evet yaaa, Cancan'ım daha da düzeliyor sanki.  Çok gayret ediyor, gözle görülen çabalar sarfediyor hayatını sağlıklı sürdürebilmek için.  Mutfak tezgahı hayatımızdan çıktı zannediyordum mesela..., dün baktım ki yeni zıplama yolları araştırılmış, pazıbaşı yapılmış :)  Sandalye, masa, tezgah; hop hop hop...  Üç aşamalı çıkış, tek hopta yere atlanıyor ama.  Cancan'ın doğasında otoburluk had safhadadır. 

... derkeeeen bu pazı yaprakları sade suya haşlanıp kerhen yenecekken, hafiften keyif gelince enfes bir zeytinyağlı olmadı mı?  Elmalı.  Bir yeşil elmayı bıızzzttttlayıp, bol soğanı da bilâhare şöyle bir iki bııızzzt yani iri iri, sonra ikisini birlikte ve de dilimlenmiş sarmısak dişlerini sızmada öldürüp...  Mükemmel bir lezzet zaten bu elmalı soğan.  Şimdi pazı yaprakları şerit şerit doğransın, kılçıkları olduğu kadar temizlenip ince ince kesilen saplarla çevrilsinler hep birlikte elmalı soğanda.  Gözünüzü üstünden ayırmadan susuz musuz pişirilsin.  Tuzu kırtkırtlansın ve de taze zencefil bonus olarak rendelensin içine. 

Yemeye doyum olmasın.
                                                               
Hem doldurmuş hem de sarmış mı Annoya dolmaları? 



Kabak dolma ile yaprak sarmayı birlikte yaparım, bayılırım lezzetine.  Tencereye yerleştirdiğim malzemeyi, yağlı kağıtla kenarlarından iyice sıkıştırıp örterek çok az suyla pişirme yöntemimle pişti bu dolmalar.  Kağıdı sıkıştırdık, üzerine azıcık tereyağını ve suyunu koyduk, folyo ile örttük tencereyi yine sıkı sıkı, bir de kapağını kapattık mı size...  Yemeğin buharı yani önemli olan bu pişirme usulümde.  

Karabiber, tuz kırtlandı tabii kıyma pirinç bileşiğine.  Azıcık kırmızı biber de kullanıldı, dereotu kıyıldı ama nanesini unutmamış mıyım?  N'aaaptım peki? Yerken hafiften sarmısaklı yoğurt kullanacaktım ya, içine nane de kattım.  

Bereketli bir tencereydi bu, bizim aileden hemen herkese nasip oldu.         


Pancarı turşumsu yeme hallerimi seveyim...



Saplarının kılçıkları ayıklanır.  Yapraklarının güzelleri ayrılır.  Kökleri soyulur, dilimlenir.  Az suyla hepsi birlikte haşlanır.  Deniz tuzu ve azıcık şeker de pişmenin sonuna doğru unutulmaz, eklenir.  Suyu sakın ola atılmaz!  Bolca sarmısaklanır, sirkelenir... 

Önce rengine vurulurum.

Buyurun, sızmaya banma hallerimden birini görün bakalım...   

   


Taze kekik ve biberiyenin incecikten doğranmış halleri..., Urfa pul biberinden bir çimdik..., iki kırtkırt tuz ve karabiber..., beş on sıkılmış nar tanesi, beş on sıkılmamış nar tanesi. 

Sızması şu:  "Birinci sıkımdan da öncesi, kendi zeytinliğiniz yoksa kolay kolay bulamayacağınız “göbek yağı”, yani zeytin hamurundan kendiliğinden sızan, gözyaşı da denilen, sıkılmamış yağ."  CT 

Şirince, Karıncalı Çiftlik'te Candan Kızımın dost düşman çatlatan özel üretimi. 
 ----------
 
Güzel oğlum Cancan'ım iyice ya, şükürler olsun... 
 
Hepiniz tüüh tüh yapın bakiiim.
 
Ben de yemek yaparım ara ara ;)

12 Comments:

  • Aman maasallah tatli oglana. Can bogazdan gelir ne de olsa. Yemek istemesi cok guzel.
    Optum Cancan'i kaslarinin arasindan.

    By Blogger Unknown, at 6 Şubat 2011 14:42  

  • Bizim zamanımızda kabağın ilk pazarlara gelmesiyle asma yapraklarının olması aynı zamanlara denk gelirdi ve ben bayılırdım bu lezzete.
    Okuldan döndüğümde, yemek yemeği sevmeyen boğazsız ben, tencerede bunları gördüğümde bayram yapardım.Şimdi ne yapalım?

    By Blogger kuzine, at 6 Şubat 2011 14:53  

  • Tüh tüh, maaşallah Cancan'a!
    :))
    Bu defa bir fikir daha kaptım sizden; elmalı soğan. İlk fırsatta denemeli.
    :)

    By Blogger EKMEKÇİKIZ, at 6 Şubat 2011 15:02  

  • Tü tü tü!

    Ah ne sevindim bilseniz, aklımdasınız ne zamandır. Benim Üzüm kızım da bayram etti iki gündür. Kuru mamasını sevmiyor bu ara, dün kelle haşladım, beyin, dil bayram etti bayram:))

    By Blogger Narince, at 6 Şubat 2011 16:30  

  • annoyam çok sevindim cancana çok gözlerim dolu dolu olmuştu benim de bir Şımarık'ım vardı bir zaman :((( dolmalar sarmalar harika :)) afiyet bal olsun..

    By Anonymous pembe, at 6 Şubat 2011 19:48  

  • Oya Hanımcım, öncelikle ve en önemlice Cancan'a 41 kere maaşallah..Yerim ben onu da, onun o otobur hallerini de. Benim Zibid gibi obur desenize..Geçmişler olsun, şükür. Gelelim 'ara ara yemek yapma' meselesine. Buna sadece estağfurullah diyebilirim. Zira sizin o 'ara ara' yaptığınız füzyonlar hepimizinkini bir çırpıda cebinden çıkarır da öte bile gider.. Elleriniz dert görmesin ne diyeyim..

    By Blogger LEZZETLİ SOMUNLAR, at 6 Şubat 2011 20:46  

  • maşallah barekallah, çok sevindim cancan'ın iyi olmasına :) allah iyice ömür versin oğlumuza...

    By Anonymous Adsız, at 6 Şubat 2011 21:07  

  • Cancan'a 41x41 kere maşallah. Kabak dolma-sarma ikilisi ve pancar, aynen annemin yaptığı gibi olmuş. Ellerinize sağlık.

    By Blogger cenebaz, at 7 Şubat 2011 12:45  

  • oh ne güzel bir haber bu çok çok sevindim annoyam umarım uzuuuun bir süre birlikte sağlıklı, huzurlu mutlu mesut yaşarsınız. Çok öpüyorum

    By Blogger Feride Nizamettin, at 7 Şubat 2011 13:16  

  • Tü tü tü! 41 kere masallah!!!
    Sevgiler
    Sam

    By Anonymous Adsız, at 8 Şubat 2011 08:00  

  • "Hadi ama Oyaaa," diyorum kendime, "hareketlen eskisi gibi, dolaş sevdiğin bloglarda, laf yetiştir sağa sola..." Bir ruh sıkışmasıdır gidiyor çocuklar :( Yapı meselem bu benim :) Canıma işleyen sevgilere, aşklara bir hâl oldu mu bana bin haller oluyor.
    Bekleyin, ruh çağırmaya gidiyorum, kendi ruhumu.

    Bu arada Cancan'ımıza gönderilen sevgiler/dualar/tühtühler felaaan var ya, öyke makbule geçiyor ki bilemezsiniz. Bizden de hepinize, "Keyifler gıcır olsun ey ahaliiii."

    By Blogger Oya Kayacan, at 8 Şubat 2011 10:31  

  • Nazar değmesin, toparlamış bayağı Cancan:)) Paşa kardeşi de 6 günlük hastane macerasından yenice geldi evine, yatağına:)
    Hep iyi olsunlar, hep sağlıklı.....

    By Blogger DİDEM ÖZCAN, at 12 Şubat 2011 23:52  

Yorum Gönder

<< Home