Kedili Mutfaklar

Cumartesi, Eylül 03, 2005

Güven'den gelen lezzetler


O gün bayramdı, 30 Ağustos hani, hani ben Güven Osma'ya gitmiştim... Gitmiştim de elimde sepetimle dönmüştüm ya evime. İçinde böğürtlenleri, fındıkları ve kızılcıklarıyla bir güzelim sepet. Böğürtlenler sonunda reçel oldu. Tam dört gece yattılar buzdolabında, şekerle güzelce örttükten sonra üzerlerini. Kısmet bu sabahaymış. Az su ile kaynadılar, koyu bir kıvam tuttular, tam sevdiğim gibi. (Kimsecik kızım kızılcık ve fındıkların başında nöbette)

Kızılcıkları marmelat niyetine yaptım bu sefer, harika jölelendi, koyu koyu, bayyıldımm. Önce haşlandılar suda, sonra aynı suyun içinde kaynattım tabii. Ama, 1) tel süzgeçten ezerek suyunu aldım, 2) çekirdeklerini tek tek ayıkladım, 3) Süzülen suyu ve süzgeçte kalan posayı haşlama suyunun içine aktardım, şeker ilave ederek kaynattım.

Her ikisi de, böğürtlen ve kızılcık göz göz olduklarında az limonla kestirmeyi unutmadım. Bu meyveler yeterince ekşi, az limon yeterli oluyor.

Resimdeki kavanozlar Güven'e gidecek. Kalpler benim. Keşke kapakları olsaydı da kalpler Güven'e gitseydi, değil mi?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home