Kedili Mutfaklar

Pazar, Kasım 20, 2005

Kuru fasulye Onorevole

Evde kuru fasulye haşlanıyor o gün. O günün kocası olan İtalyan tatlısu telefon ediyor. “Karıcııım, yemeğe misafirimiz var. Bil bakalım kim?” Bilemiyorum. Onu bunu saymakla bitmez ki, kısa yoldan, “Sen getirmene bak, kuru fasulye var,” deyip kapatıyorum telefonu. Telefon anında tekrar çalıyor, “Haaaaa ııııııı karıcıııım, o zaman dışarıda mı yesek?” Bak seeen, güvenemedi adam kuru fasulyeme. İnat yapıyorum. “Evde yenecek. Kuru fasulye yenecek.” Bu kocanın eve misafir taşıması hiç bitmez. Kimseyi bulamasa çengi, köçek, saz ekibi falan getirir. Birinci Kordon’da boklu su manzarasına karşı yalellili zamanlar.

Kafamdaki şeytan, “Sen görürsün gününü, parmaklarını da yiyeceksin” diye söyleniyor.

Geldiler. Benimki tanıştırdı, “Onorevole Signor Presidente del consiglio di.....” Oyy oy. Saygıdeğer bilmemne başkanı bilmemkim. Taaa İtalyalardan gelmişler... Tanıyorlar mı bu ikisi birbirini peki? Yoo... Adam o zamanlarda İzmir’in esas oteli olan Büyük Efes’de kalıyor. Lobide benimkinin dükkanına da uğruyor, karısına şöyle oturaklı bir mücevher alıyor... Viskiler koyuluyor daha dükkanda. Gecenin devamı bizde!

İşte o fasulye bu fasulye. İşte o yüzden adı Onorevole / Saygıdeğer kaldı.

Böyle yapılır

Bir paket mantar, yıkandı. İrileri dörde, orta boyları ikiye kesildi. Minikleri kendi hallerine bırakıldı. Tavada az sızma, bir defne yaprağı, iki diş patlatılmış sarmısakla birlikte yüksekçe ateşte iki üç dakika kavruldu. (Mantara ilk ağızda uygulanan yüksek ateş, suyunun yani lezzetinin içinde kalmasını sağlıyor.) İki orta soğan incecikten çentilerek orta ateşte mantarlarla birlikte yumuşamaya bırakıldı. Suyunu çekene kadar.

Dondurucuda bulduğum fasulye torbası gözüme az göründüğünden, yanına bir torba da nohut kattım. Ben bunu sık sık yaparım zaten. Severim. Onlar da çözülmüşlerdi. Mantarlara katıldılar. Sıcak su, biraz tuz ilave ettim. Pişiyorlar birlikte. İçine bol yapraklı güzel bir kereviz dalı da koyuyorum. Halâ pişiyorlar. Kerevizi dalını, defne yaprağını ve sarmısakları bir süre sonra çekip alın yemeğin içinden. Suyu azalmaya başlayınca kapatın altını. Beklesin ocağın üzerinde.


Yemek saati yaklaşınca, tadını tuzunu sevdiğiniz bir peynir rendeleyin. Peynir için iri rende kullanılacak tabii. Benim toz rendesi dediğim bir rende var, birazdan ona ihtiyaç hasıl olacak; az biraz muskat toz rendesinde rendelenecek, bu hatırlatma o yüzden. Harmanlayın lütfen peynirle. Bu harmanın bir kısmını ayıralım hemen. Diğer kısmını bir paket kremanın aklınıza yettiği kadarı ile karıştırın. (Minik paketler dört adet irice porsiyonluk güveçler için ideal.)


Fasulye, porsiyon güveç tabaklara bölünsün. Kreması katılıp bir kerecik döndürülsün şöyle. Kalan peynir/krema/muskat harmanını da dökün üzerine. Azıcık daha rende peynir, bir minicik dal biberiye üstüne. Verin fırına, fokurdasın önce, sonra üstü renklensin keyfi gelsin.

Vallahi onorevole signor monorevole presidente falan vız gelir.

Yanına da tereyağlı bademli pilav iyi gider.

6 Comments:

  • MMmmmm:) çok nefis görünüyoe Oya Ablacığım harika olmuş ellerine sağlık

    By Blogger Burcu Özdoğan, at 21 Kasım 2005 09:58  

  • tam gurme işi bunlar :)tebrikler..

    By Blogger huysuz, at 21 Kasım 2005 14:17  

  • Burcu Kitty, teşekkürler.

    Huysuz ve Tatlı, hangisi hangisidir? Soldaki sarışın az biraz daha mı huysuz?
    Gurme kim ben kim kızlar? Maksat ağzımız şenlensin...

    By Blogger Oya Kayacan, at 22 Kasım 2005 16:43  

  • Güven'ciiiim, uğraşma sözünü senden mi duyuyorum? Sen daha tariflerini anlatırken ben yoruluyorum. Bu onların yanında oyun gibi kalıyor...

    Yapmaz mıyım? Ne zaman istersen.

    By Blogger Oya Kayacan, at 22 Kasım 2005 16:47  

  • çok ellerinize sağlık oya ama anladıysam arap olayım -yani tadını tahayyül edemiyorum, peynirler muskatlar?-

    deneyeyim dersem çok mu iddialı bir tarif olur bir beginner için dersin?

    By Blogger hera, at 23 Kasım 2005 09:32  

  • Yok be Hera'cım, arap olacak kadar da değil yani. Hatta melez bile olunmaz bu yemekle! Alt tarafı kremanın içine azıcık muskat ve peynir rendeliyorsun. Sonra da üzerine az peynir. E mantar da pişiyor zaten, fasulye de haşlanıyor kendi kendine. Haydi yap bakalım. Bak sana söz verdim diye pişti bu yemek ona göre:))

    By Blogger Oya Kayacan, at 23 Kasım 2005 16:38  

Yorum Gönder

<< Home