Kedili Mutfaklar

Cumartesi, Ekim 29, 2005

Çikolata hurması, kadayıf kebap

Tam da yayılmış oturuyordum. Tam da bu hafta sonunu meyvelerimle geçiririm diye kendi kendimi aldatıyordum... Eve sokmadığım meyve kalmadı Cuma akşamına kadar, incir dahil. Bunların hepsi kışlık kavun gibi dayanıklı değil ki be kızım. Çabukça yenecek ki çürük sıfatıyla çöpü boylamasınlar.

İncir dahil deyişim şu yüzden. Kuzguncuk bahçelerinde incir bitti, etraf köylere uzanıyorum artık incir peşinde. Burhaniye Mahallesi’nden Beylerbeyi’ne inen yoldaki bostancı bu mevsimde gözdem olur. Dün gittiğimde o da, “Sonunu topluyorum, iyi ki yetiştin,” dedi. Evet yaa, dün de yetiştim. Gelecek yıl da yetişirim belki. Bahçesiyle bostanıyla bir kaç yıl daha direnecektir Anadolu Boğaz sahili. Sonra yetişecek ne bostan kalacak ne de bostancı. Burhaniye yolu da dolmaya başladı zaten güvenli siteler ve modern ticarethanelerle. İtalyan pabuçları satan çift kat bir mağaza Depo, Kütahya çiniciliğinin gerçekten zarif örneklerini barındıran bir başka mağaza Anikya... http://www.anikya.com/

Hiç yememiş, hattâ duymamıştım. Çikolata hurması. Hurma mevsiminde bir gün bile hurmasız kalmayan benim, bu çikolatalısından nasıl olmuş da haberim olmamış hayret vallahi. Ve de vallahi billahi ben bu hurmanın adının bu olduğundan hiç emin değilim, bostancının yalancısıyım. Üstünde kara kara incecik çizgiler var bu hurmanın. Olgun, ballı yediğimiz Trabzonlara göre açık renkli hatta sarımsı, sert Granny Smith elmalardan daha sert. Tamam, tadı pek öyle çikolata tadı değil ama çok lezzetli. Ham, katur kütür meyve sevenlerin ağızlarına layık. (Lütfen www.yogurtland.com Fethiye'yi konuyla ilgili ziyaret ediniz.)

Sabah sabah kavak incirli, Trabzon ve çikolata ve Medine hurmalı, portakal ve greyfrut sulu kahvaltımı yaptım. Sonra öğle saatlerine yanaştı saatler. Yemek istedi içim. Hafif bir tabak olsun şöyle, diye attım kendimi mutfağa. Yine bana güven olmadı tabii, yine kandırıldım kendim tarafından. Çektim dört tane yassı kadayıfı dondurucudan. İki de, ellerime sağlık muhteşem köftelerimden. Onlar çözülürken ben gazete okudum, filim seyrettim.

Yassı kadayıfları incecikten tereyağladığım teflon tavada kızarttım. Oldukları gibi, 25 Eylül tarihli Pazarola Oya’nııım yazımın içinde geçen Yılmaz Şekerleme’den nasıl aldımsa öyle (Beşiktaş pazariçi, Mumcu Bakkal Sokak, No. 4). Köftelerimi de teflonda ızgara yaptım. Tabağımın kenarına salata yapraklarımı ve iki parça yağda domates kurumu koyup yemeğe başladım ki, oy oy oy... Bu yassıların lezzeti aynı yoğurtlu kebapların altındaki pidelerin lezzeti.

Bir sefer daha yaptım mutfağa. İki kaşık süzme yoğurt, iki de sivri biber katıldı tabağıma.
Canı kebap çekenlere duyurulur.


Şimdi de iyi bir kahve saati.

5 Comments:

  • Kebap CISSSS!!

    By Blogger yuvakuran, at 29 Ekim 2005 18:12  

  • Afiyet olsun Oya'cığım; tabakların muhteşem görünüyor:)Kedimleri'ne çok selâm...

    By Blogger Handan Demiralp, at 30 Ekim 2005 01:23  

  • Yine şaşırttın beni Annoya, yassı kadayıfla kebap bilinen bir şey midir yoksa senin keşfin mi? Şekil itibariyle çok yakışmış, kim bilir tadı nasıldı.

    By Blogger Doruk, at 30 Ekim 2005 12:31  

  • Yok, bu cısss değil. Sıfır yağ kıyma ile tavayı sıvazlayacak kadar da tereyağ kadayıfı ısıtmak için. Yoğurt yağlı ama!

    Sağol Handan. Kedimler de sana mırmır yapıyor.

    Burcu'cum, mutfağa girip ne yesem acaba dedikten sonra keşfedilmiş bir tabak yemek bu. Önce acaba hamburger gibi olur mu diye düşünmüştüm. Ortaya kebap lezzetinde bir yemek çıktı.

    By Blogger Oya Kayacan, at 31 Ekim 2005 09:18  

  • merhabalar sizi yanlış bildiğiniz bir konuda uyarmak için yazıyorum.çikolata hurması sert haliyle yenmiyor olması bekleniyor dalından koparılıp evde bekletiliyor oldukça yumuşayarak olduğu zaman yenilebiliyor.sert haliyle tadı oldukça bruktur bide olmuşken yemeyi deneyin asıl ozaman tadına doyum olmuyor.afiyet olsun şimdiden.

    By Anonymous Adsız, at 17 Aralık 2008 21:28  

Yorum Gönder

<< Home