Kedili Mutfaklar

Çarşamba, Mart 07, 2007

8 Mart kutlu olsun, öpüldünüz kadınlar

Pansuman bir / Ne kaar ekmek, o kaar köfte

Kadına karşı ayrımcılığın ırkçılıktan tehlikeli olduğundan bahsetmiş... Analarımızın ayaklarının altı öpülesidir demiş... Buraları duymadım ben, gazetelerden okudum. Arabama henüz binmiş, radyoyu yeni açmıştım, o konuşuyordu. Konuşmanın sonuna doğru, “Haydi bekarlar evlenmeye, dört tane de çocuk yaparsanız asgari geçim ücretinizi 401’den 801 YTL’ye çıkaracağım,” dedi.

Aziz olun efendim. Ağzınız dert görmesin efendim. Çocuk başına yüz papel, ancak kuru ekmek soğanla karınlarını doyurmamıza yeter. Yine de doğmaları için verdiğiniz taviz onları ilerde çok mutlu edecek. Kızlar başını bağlayacak, erkekler imam olacaktır efendim.

Pansuman iki / Pavyoncu kuralları

"Kadınların çalışma hayatında hak ettikleri yeri almaları, toplumda güçlenmelerini de beraberinde getirecektir. Bütün bunlar, toplumun daha güçlü hale gelmesi için olmazsa olmaz bir zorunluluktur" dedi. Dedi vallahi, ben de duydum, yanı sıra gurur da duydum. Gazetelerden de okudum.

Benim duyup da okuyamadıklarım, gazetelerin umursamadığı şunlar: Kadınlar evlerini atölye gibi kullanabilir, evlerde üretilenleri vergiden muaf satabilirler. E güzel.

Ancaaaak, ev üretimleri ‘allahın emri’ makine ile yapılacakmış. Nakış mı yapacaksın nakış makinen olacak, kurabiye yapacaksan haliyle hamur karma makinen. Örgü için örgünün makinesi gerek sana, halıyı da takacaksın makineye; yok öyle ecdadımızın güzel geleneklerini devam ettirmek.

El hünerlerini sergilemek ancak çeyizlerde kısmet olacak, pazara çıkardığında vergi darbesi alacak. Zeytin kurup satamazsın kavanozda. Yoğurdun, peynirin vergisini verirsin ellerinle yaptığın. Tarhana hamurunu makine karacak, fırın kurutacak. Unutacaksın ellerini, makineleşeceksin, ma ki ne le şe cek...

Bu konuşmayı dinlemeyeniniz çoktur, dalga geçiyorum zannetmeyin sakın. Doğruya doğru anlatıyorum. Önce alacaksın ufak ufak kredileri, kredilerle de makineleri, borçlanacaksın bir güzel oraya buraya... Uğraş didin üreteceksin, ürettiğinle kimbilir nice zaman makinelerinin borcunu ödeyeceksin. Derken uç uca borçlar eklenecek sana, ne o bir de bilmemne makinesi koyacaksın diye diğerlerinin yanına... Pavyoncu zihniyeti bir nevi. Borç mezarda biter ya.

Evleneceksiniz emir büyük yerden, makine gibi de doğuracaksınız, bu bir.

El işçiliğini, güzelim el sanatlarımızı, göz nuru emeklerimizi iyice öldürecek, makinelerinizle başbaşa borç içinde yaşayacaksınız iki.

Başbakan hepimizin Kadınlar Günü’nü kutladı.

Öpüldük.

13 Comments:

  • - Günün türküsü: Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, aşrı aşrı memlekete kız vermesinler... Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim, hem annemi hem babamı ben köyümü özledim.

    - Günün sözü: İnadım inat... İlle de geleneksel yöntemler, ille de doğal olanı. Gerekirse özkaynakla... Yettiği yere kadar...

    - Günün ışığı: Bahçeye bana sürpriz dikilen ağaç.

    - Günün fiyaskosu: Hala yola çıkamadım. Bir saate kadar inşallah.

    - Günün densizi: Herkese tazminat davası açıyor, oysa bana o paralar yatırım için lazım, yine de anlamışsınızdır siz onu :-)

    Hoşçakalın :-)

    By Blogger Çiğdem, at 7 Mart 2007 10:43  

  • Oya kardes torbada laf tükenince böyle oluyor.Sözlerde makina baskisi.8 Mart erkekler günü kutlu olsun.Diger günleride kadinlara adiyorum.

    By Blogger ERDIL, at 7 Mart 2007 12:38  

  • Oya'cığım,
    Senin ve tüm bayanların yarın ki güzel gününü kutlayıp sevgilerimi gönderiyorum..

    HERŞEYLER GÖNLÜMÜZCE OLSUN DİYORUM.

    Sevgiyle kal canım benim..

    By Blogger Damak Tadı, at 7 Mart 2007 14:11  

  • Oyacigim,
    Seninde kadinlar gunun kutlu olsun
    Acaba kac yuzyil sonra kadinlar= erkekler olacak veya hic olabilecek mi.
    Opucukler
    Nuket

    By Anonymous Adsız, at 7 Mart 2007 20:18  

  • Yazım pek yerine oturmadı mı ne? Galiba:~(( Vallahi Kadınlar Günü filan kutlamıyorum çocuklar, kutlayamıyorum. Kadını doğurma makinesi olarak gören, kadınlığını unutturup makineleşmeye yönlendiren bir sisteme itiraz ediyorum.

    Yani sevgili Çiğdem'in inadına ortağım... Erdil Beyefendi'nin büyük nezaket göstererek bize verdiği seneyi, sevgili erkeklerimizle bölüşerek kullanmaya talibim. Nüket de öyle...

    Yine de madem ki adı var, 8 Mart kadınlarımıza kutlu olsun.

    By Blogger Oya Kayacan, at 8 Mart 2007 09:28  

  • Üç kadınlı ailenle, kadının-kızın- Gümüş, ben de seni kutluyorum sevgili Hayati Kaptan, sen erkeklerin yüz akısın zaten.

    Hayati Kaptan'ın henüz yazmayıp sadece resimlediği blogu www.mygumus.blogspot.com deniz ve yelken severlere duyurulur.

    By Blogger Oya Kayacan, at 8 Mart 2007 10:18  

  • Oya Ablacım,
    Size abla demek istiyorum, çünkü sizi çok seviyorum.
    Biraz ilkokul Türkçesi oldu ama :) gerçekten size bayılıyorum, ileriki yaşlarımda (sakın alınmayın :) sizin kadar hayat dolu, etrafına pozitif enerji saçan, içi dışı bir, duygularını,sevecenliğini sizin kadar başka insanlara bulaştırabilen,hümanist,tüm canlılara saygılı ; sinirlendiğinde eğdirip büktürmeden açık açık konuşup kendine hayran bıraktıran ,sizin kadar saygıdeğer bir gerçek hanımefendi olmak istiyorum.
    Bunları da çok samimi,içten söylüyorum;size bayılıyorum; görgünüze ,bilginize,kültürünüze,maharetlerinize ve sevginize hayranım ben.Uzun zamandır sitenizi okuyorum,yazmaya utanıyordum,bugün içimden geldi.
    Keşke sizin gibi bir komşum ya da ablam, kuzenim olsaydı.
    Kadınlar gününüzü kutluyorum, işlerinizin biran önce kolaylıkla bitmesini diliyorum.
    Güzel yazılarınızıdan ve enerjinizden mahrum kalmamak dileklerimle...
    Sevgiler,
    Yasemin

    By Blogger Yasemin, at 8 Mart 2007 17:25  

  • Hangi "dünya kadınlar günü"...8 martta ne olmuş bitmiş bilmeden bugünü de iğrenç bir tüketim gününe dönüştürmek isteyenlere hizmet ediyor... senin bahsettiğin kişiye gelince sanırım kadınlar günü hakkında fetva vermesi en son kişi... ama oluyor böyle, burası Türkiye...
    Sabır Annoya!
    Başka çare yok!
    Çatlayıncaya kadar sabır!

    By Blogger Şirin, at 8 Mart 2007 21:54  

  • Sevgili Jasmin, şimdi baktım, senin de henüz yazmaya başlamadığın bir blogun var. Cesaret haydi, başla bir yerinden gerisi geliyor zaten çorap söküğü misali.

    Pek çoğunuza anne veya büyükanne yaşındayım, anne Oya gibi bir lakabım var, Annoya! Herkes ne isterse diyor, sen de ne istersen kullan tabii ki.

    Çok sevgin beni çoook mutlu etti. Bunun sırrı dışa dönük yaşamakta, bakmayıp görmekte, merak etmekte...
    ----------
    Şirin'ciğim çatlamak filan ne demek? Sabrın sonu selamettir, bana güven.

    By Blogger Oya Kayacan, at 9 Mart 2007 08:02  

  • valla Başbakan o konuşmayı yaparken ben de öptüm onu.

    By Anonymous Adsız, at 9 Mart 2007 17:33  

  • Sevgili Lale, sen ve benden başka 'O' konuşmayı duyan yok galiba. Ne bir gazete satırı ne de bir TV/radyo cümlesi geçti günlerdir gözüme kulağıma takılan. Hatta yanlış anlamalar oldu, kadınların el işleri vergiden muaf gibi açıklamalar yapıldı radyo röportajlarında. Oysa aynı konuşma içinde BAŞBAKAN TARAFINDAN EN AZ ON KERE TEKRARLANDI MAKİNE İLLE DE MAKİNE İLE ÜRETİLEN İŞLER diye.

    Duyarlılığın beni çok mutlu etti.

    By Blogger Oya Kayacan, at 10 Mart 2007 10:04  

  • Niye 4'le yetinelim canım? 800 lira (hatta 801 YTL) verecekmiş: 8 tane doğuralım, çocuk başı 100 YTL 25 YKŞ! Nelerine yetmez bu para!!! Haa evimin efendisi beyim ile kaşık düşmanı ben de yemeyip içmeyiveririz...

    By Blogger laedrim, at 16 Mart 2007 09:50  

  • Sinirlenip yazınca hesap hatası yapmışım!!!

    (Son zamanlardaki yazılarınızı okuyup düşündüklerimi yazmaya bugün fırsatım oldu!:()

    By Blogger laedrim, at 16 Mart 2007 10:38  

Yorum Gönder

<< Home