Kedili Mutfaklar

Cumartesi, Şubat 24, 2007

Kuzu kulaklı bulgurotto

Bulgur yemem gelince durdurulamaz oluyorum. Bulgur kokusu ortalığı sarmadan rahat edemez oluyorum. Bir de nelisi nelisi, diye dönmelerim var mutfakta. Bugün kuzu kulaklısı.



Kuzu kulağı en sevdiğim otların biri. Okulun bahçesindeki çayırlarda bayırlarda yata yuvarlana, kuzu kulaklarını otlayarak geçirdiğim, lezzetlerin en ekşisiyle dolu baharlarım var çocukluğumda. Papaz eriklerimiz de unutulmamalı ekşiden yana, miniciklerken daha, çekirdekleri bile sertleşmemişken lüüüüp.

Kuzu kulakları Ablam Hülya'ya denk gelmiş. Akmerkez yanından Arnavutköy'e inen ayazmalı yokuşta, salata & ot yani salotçuda. Pek sevindim, pek. Her hasrette kavuşmak mümkün değil her ota malum, meğer ki rastgele.

Pişmez biliyorsunuz bu yapraklar. Öyle görünmese de pek narindir yapıları, erir gider ateşe vurulunca. Ben de pişirmedim tabii. Ne yaptım peki? Önce kafama göre müthiş bir bulgurotto tasarladım. Kırmızı soğan, sarıya ve yeşile katkı renk olsun diye; bir kavanoz enginar kalbi ve de bir diğer kavanoz bebek mısır oldu malzemem.

Sızmada döndürdüğüm çentilmiş soğanlara enginar ve mısırları kattım. Derken bulgurunu tabii, su, tuz, taze çekilmiş karabiber ve de beyaz şarap dilediğimce. Derler ya sırasıyla filan diye, sırası mırası yok, gönlümce. Bulgur dişe dokunur kıvama geldiğinde, söndürüp ateşi bir hayli yaprak döşedim üzerine ve de sıkıca örtüp demlenmeye bıraktım.

Bulgurotto adını koyduğum ilk bulgur pilavım,

http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2005/07/bulgurotto.html ,

...ve de ikincisi

http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2006/10/fndk-ve-srganl-bulgurotto.html

Bir de bu, etti üç.

7 Comments:

  • Sevgili Oya hanım,
    Bulguru son zamanlarda bende risotto yaparken çok kullanır oldum. Özellikle kuzu etinin yanına yardımcı yemek olarak yapacaksam mutlaka bulgurla yapıyorum. Hatta biraz sulu tutup sabahtan yapıp akşam servisinde kalıplarla kesip tereyağda arkalı-önlü çıtır çıtır kızartıyorum. -Bu aşamada biraz bulgurla patlayıp, etrafa yayılıyorlar, ama boşvermek lazım-
    Şimdi bakın aklıma koyuverdiniz. Bu kuzukulakları hafif ekşilikleriyle pek yakışmışlardır. Yalnız yanlış mı okudum, eksik mi? Etsuyu yok mu bu tarifin içinde?
    Leyla

    By Anonymous Adsız, at 25 Şubat 2007 19:47  

  • Leyla'cığım, ben de bu kızarmış, patlamış bulguru pek merak ettim:~) Yok, et suyu pek kullanmıyorum, et aromalı yapay şeyleri hiç kullanmıyorum. Bu yemeğin ekşi özelliği çok hoş oldu. Minik mısırcıklar ve enginar kalpleri de ekşimsi zaten, mis gibi de sızmaların sızması içinde. Daha fazla lezzet ve kalori yüklemeye gerek yok sanki. Kalanı soğuk yendi, her ikisi de çok güzeldi.

    By Blogger Oya Kayacan, at 26 Şubat 2007 08:50  

  • Eh yani sen de bulamazsan Mine'si! Bahçeyi yeniden bir dön dolaş bakalım... Çok bol dereotu koyulabilir veya gelsin bizim ısırganlar! Ne dersin?

    By Blogger Oya Kayacan, at 26 Şubat 2007 10:23  

  • Merakınızı hemen gidereyim o zaman Oya hanım:) Bulguru pirinçle risotto yapar gibi pişiriyoruz. En sonunda parmesan ekliyoruz. -Ben ince ince şeritler halinde fesleğen de ekleyip karıştırıyorum ve ocağın altını kapatıyorum.-Sıcakken bir servis tabağına alıyoruz. Risottonun yüksekliği 2 parmak kadar olmalı. Seçtiğimiz servis tabağının ebatını buna göre seçmeliyiz. Soğumasını bekliyoruz. Servisten önce teflon tavaya biraz tereyağ koyup yanmamasına dikkat ederek eritip, kızdırıyoruz. Bir kalıpla, bir kaseyle, bir bardakla risottomuzdan porsiyonlar halinde parçalar alıp tereyağda arkalı önlü kızartıyoruz. Dış kabuğu çıtır çıtır içi yumuşak kalıyor. Kalanı ertesi günü de aynı şekilde kullanılabilir. Yani kaldı, ziyan oldu da yok.
    Bulyon tipi katkıları bende kullanmıyorum. Ama bu tarz yemekler için tavuk ya da etsuyu hazırlamayı seviyorum. Ama bazı "cici kızlar" gibi bu et sularını buzluk kaplarına koyup dondurucuda saklamıyorum. Taze taze hazırlayıp hemen kullanıyorum.
    Hele evinizde kuru mamayla beslenen güzel-minik bir kızınız varsa(!) bayram yaşar o akşam yemeğinde:)
    Sevgilerimle,
    Leyla

    By Anonymous Adsız, at 26 Şubat 2007 11:45  

  • Ne guzel gorunuyor, bayilirim kuzu kulagina. Buralarda bulamam ama bir ay sonra Istanbul'a geldigimizde yapariz artik. Mantarli bulgurottoyu denemistim, cok guzel olmustu. Kedileri mincaklarim. Sevgiler

    By Blogger Isil Simsek, at 26 Şubat 2007 14:00  

  • Mine'si bana bahçenin yolları gözüküyor galiba. Yerel otlarla köy yumurtası karışımını senden sesli ve yazılı olarak dinledikten sonra çaresizim, çaresiiiiz.
    ----------
    Hah Leyla, bugün havuzda yüzerken bu işe kafa yordumdu..., inanamayacaksın ama, "Oyaaa, iki parmak falan olmalı bulgur," diye söyleniyordum kendi kendime. Ben buna yakın bir şeyi, blok gibi olan makarna artıklarıyla yapıyorum, soslanmamış haliyle. Tencerenin dibinde ve hafif sulu bırakıyorum özellikle, buzdolabında kalıp gibi oluyor, aynı yuvarlak haliyle tavaya alıyorum ve kızartıyorum. Makarnayı aldıktan sonra aynı yağa iki dakika sarmısak ve karides atarsın. Üzerine tazecik roka kıyarsın... Güzel minik kıza da bir iki karides koku hakkı düşer, aman unutulmasın.
    ----------
    Hoşgeleceksin Işıl'cığım. Otlarımız bol maşallah, bunca kurak havaya direndiler vallahi. Çocuklardan mırnavlar...

    By Blogger Oya Kayacan, at 26 Şubat 2007 18:24  

  • Zaten şu eskort işi olmasa, adam gibi yol bulabilen bir kadın olsam, gün aşırı oradayım. Davetini değerlendireceğim. Sen evdeki durumları zaten biliyorsun, yukarıdaki postta da alelacele belirttiğim gibi, bu ara yapılacak iş, aş, manevi veya maddi her desteği kabul edebilir hallerdeyim!!!

    By Blogger Oya Kayacan, at 27 Şubat 2007 09:41  

Yorum Gönder

<< Home