Kedili Mutfaklar

Çarşamba, Haziran 13, 2007

Kapari ekşisiyle bulgurlu pırasa

(Bu fotoğraf tıklanır. Tıklandığında hattâ, daha da lezzetli olacaktır.)


Pırasa ekşili yenir. Pırasaya ille de reva görülen ekşi limon ekşisidir. Ben, limona olan aşkımı öldürseler inkâr edemem ama başka ekşilere gönül kaydırmadan da edemem.

Bulgurlu pırasayı ilk yapışım değil tabii. Ama ben hangi yemeğin tadını iki kere aynı yapmışım ki? Üstelik hep söylerim ya, neden yapayım? Mutfak denen yer yaratıcılıklara sonsuz açık. İçine girdiğim zaman modacı gibiyim sanki. Tasarlayıp hazırladığım veya anında aklıma düşüp de uyguladığım yemekler de o günün modası.

Pırasalarım incecik kalem modeli olanlardan. Kalınlarını sevmiyorum zaten. Taze soğan gibilerini gördüm mü alırım. Yabancı pazarcılardan alışveriş etmem pek. Ettiğim zamanlar tahtanın bir yanından pazarcı söylenir, diğer tarafından ben. Neyse ki İcadiye'nin yıllardır tahta sahibi pazarcıları huysuzluklarımı gençliğimden beri takipte olduklarından huysuz ihtiyar'a çıkarmazlar adımı. Hattâ yeni pazarcılara takdim şeklim vardır, "Ablamıza iyi bakacaksın, seçecek..."

Pazar yerlerinde zordur bu mertebeye erişmek. Tek çaresi enayi gibi durmaktan geçer. Kaç para diye sormazsın. Ne derlerse verirsin. Hattâ üç beş fazlasını teklif eder, pazar yerlerinde olmayacak kadar çok elleme ve uzun boylu seçme hareketleri gerçekleştirebilirsin.

Almayı öğrendik neyse! Orta yerinden katlettirmeden, ince uzun endamlarıyla eve de getirdik.
Bu sefer incecikten çentelim onları. İçine bir havuç rendeleyip sızmada çevirmeye başlayalım, taa ki rengi değişene kadar.

Şimdi sıra, bir ara pırasa köftesi yapmak için malzeme ayırmaya geldi. Pazardan alışveriş etmenin bir beter tarafı da hakimiyetsizlik. Ne kendine hakim olabiliyorsun ne de pazarcı esnafa. Doluyor torbalar ki en az birer ikişer kilo. İşte bu durumda, derin dondurucuda ikinci yemek olanakları artıyor.

Köfteliği ayırdıktan sonra kırmızı bir çarliyi çekirdekleri alınmış olarak doğradık pırasanın içine. Sarmısaksız yemek yapmayalım, sarmısak da koyalım. Derken tatlandırıcılara geçelim. Taze çekilmiş karabiber, deniz tuzu ve şeker mutlaka olsun. Karışık kuru otlar koydum, Italian Seasoning dediklerinden. Bu ilaveler hep yemeğin tadını bir daha erişilmez yapacak olan lezzetler oluyor benim mutfağımda. Siz benimsediğiniz tatlarla her zaman aynı lezzeti elde etmekte serbestsiniz tabii.

...ve deeee bir avuç iri bulgur atarak suyunu ilave edelim, pişsin.

Kapari, çok bol kapari...,

maydanoz/dereotu, yarım demet maydanoz/dereotu...,

...kattık, kapattık ateşi.

Pırasa pırasa olmaktan çıktı.

"Bu ne buuuu?" dedirtti kendine.

Çok konuştum.

Çok becerikliyim maşallah, n'aaapiiiim?

15 Comments:

  • Allah nazardan saklasın :-)

    Oya' cım, mutlaka bilirsin ama hatırlatayım istedim.

    Kendini kaybetmelerde çokça alınan pırasanın beyazları piyazlık soğan gibi incecik doğranıp, azıcık ince kıyım maydonozla karışıp, içine bolca kapari atılıp, üzeri sızma, sirke, limon, sarımsak ve incecik çekilmiş cevizin kırmızı biberle harmanlanmış sosuna bürünür ise pek de lezzetli meze oluyor.

    Çanakkalede balıkçılar durup dururken havada bir çınnnnnnnn sesi duyuyor :-)

    By Blogger Çiğdem, at 13 Haziran 2007 12:30  

  • Unutmuşum...

    İstersen bir kaşık hardal da katabilirsin.

    Afiyet olsun

    By Blogger Çiğdem, at 13 Haziran 2007 12:39  

  • Of aman aman, yapılmaz mı? Valla bilmiyordum. Bir daha sefere pırasadan bu meseleye arttıracağız demektir...

    Yok yok, o balıkçıların kulakları bozuk Çiğdem'ciğim 8~)

    By Blogger Oya Kayacan, at 13 Haziran 2007 14:12  

  • Oya hanım, dediğinizi yaptım yemeğin içine burnumu sokacak kadar yaklaştırdım, daha da lezzetlendi gerçekten. İçinde bana gülen bulgur (ki pek severim kendilerini) ve kırmızı biberler(o kırmızılar kapari dediğiniz şey mi yoksa?) "anlıyorsun değil mi nekadar lezzetli olduğumuzu" dedirtecek cinsten. Ispanaklısını denemiştim bu bulgurlunun pek beğenmiştim, pırasalısını da denemek gerek.

    (aintabsofrasi.blogcu.com)

    By Anonymous Adsız, at 13 Haziran 2007 14:16  

  • http://www.kapari.com/kapari/

    Naile'ciğim bu adreste kapari konusunda bir sürü bilgi var. Fotoğrafta kırmızı görünenler, kırmızı etli çarliston gibi olan biberlerden. Kapari yeşil minicik yuvarlaklar, turşu tadında. Bulgur her sebzeye yakışıyor. Özellikle içine pirinç koymaya alıştığımız bütün yemekler bulgurlu olunca daha da lezzetli oluyor. Sevgiler.

    By Blogger Oya Kayacan, at 13 Haziran 2007 14:51  

  • Yapacagin tek sey, yeni yeni tarifleri bizimle paylasmak. Görünüs harika, bir de kapari girmis isin icine...
    Sevgiler

    By Blogger tata, at 13 Haziran 2007 16:13  

  • Herkes pırasa sevmez ama ben bayılırım.İnanın öyle.Köftesini ve zeytinyağlısına bayılırım. Elinize sağlık.neriman

    By Blogger daimamutfak, at 13 Haziran 2007 17:21  

  • Peki Tata'cığım 8~}
    ----------
    Pırasa ya sevilir ya sevilmezlerden galiba. Bir de patlıcan. Nefret edenler ve onsuz yapamayanlar var, ortası yok. Teşekkürler sevgili Neriman.

    By Blogger Oya Kayacan, at 14 Haziran 2007 09:36  

  • OYA'CIĞIM HEP TARIFLER BENIM AĞZIMA LAYIK ELLERINE SAĞLIK.SEVGILERIMLE

    By Blogger AKDENİZ AKŞAMLARI, at 14 Haziran 2007 10:24  

  • nefis görünüyor, ellerine saglik.Köftesinin tarifini de yazarsin bize degil mi? Öpüyorum kedicikleri.

    By Blogger Isil Simsek, at 14 Haziran 2007 16:39  

  • Sevgili Oya, çok yaşa!
    "ben hangi yemeğin tadını iki kere aynı yapmışım ki?" lafın beni çok güldürdü :))))

    Ben de çok kızarım daha ağzımı açmadan bir çırpıda pırasaları orta yerinden kırıveren manavlara...

    Keşke yakın olsan da sana kendi ellerimle yaptığım kaparilerden versem de, bu yemeğin -aynısını değil ama- başka bir türlüsünü yaptığında kullansan :)
    sevgiler...

    By Blogger Papatya, at 14 Haziran 2007 17:27  

  • Merhaba Işıl, pırasalı köftenin esas ustalarından biri Tata'dır. Ben de yaptığımda yazmamazlık etmem, söz. Kimsecik ve Cancan'dan da sana minik yalamalı öpücükler var.
    ----------
    Sen de beni güldürdün Papatya. İnsan söylediğinin/yazdığının böyle gülünesi olduğunu anlamıyor taa ki karşıdan kahkahaları duyana kadar 8~}
    Neden keserler sahi pırasaları? Halbuki pazarcılarda belli bir estetik kaygısı da vardır; o mostralama dizişleri falan...
    Yaptığın kaparilere ağzım sulandı ama gözüm kalmadı yani... Afiyetler olsun, bunca düşündüğün için çok teşekkürler. Yerken de beni düşün yeter.

    By Blogger Oya Kayacan, at 15 Haziran 2007 09:35  

  • Düm pişirdim bu yemeği, nefis oldu.Kulaklarını çınlattık.Sağolasın ;)

    By Blogger Isil Simsek, at 17 Haziran 2007 13:58  

  • Merhaba Oya, ablama gittiğimde ablam senin tarifinle pişirmişti bayıla bayıla yedim, dün de kendim yaptım çok nefis oldu. Ellerine sağlık...

    By Blogger Yesim, at 9 Ağustos 2007 15:13  

  • Ellerinize sağlık, çok güzel görünüyor, ben de pek pırasa sevmem am abu çok güzel göründü deneyeceğim.Kapari arketlerde kavanozda satılan turşu gibi olan mı, yoksa tazesi var da onu mu koydunuz?

    By Blogger ttt, at 16 Ağustos 2007 11:48  

Yorum Gönder

<< Home