Kedili Mutfaklar

Salı, Ağustos 28, 2007

Salatası bol bir akşam

Bu evin mutfağında ne olursa, eski köye yeni adet olur ya, bu değil vallahi. Onbir yaşımın henüz başlarında tanıştığım bir salatadır elmalı lahana salatası. Arnavutköy tepelerinde, beyaz eldivenli garsonların servis yaptığı öğlen sofralarında, annemin mutfağında hiç olmamış bir lezzet olarak çıkmıştır karşıma. İlk günden sevmiş miydim acaba, hatırlamıyorum. Belki de ablası Hülya'nın izindeki küçük kolejli kız olmanın gururuyla, adettendir deyip kabullenmişimdir. Veya çekinmiş olabilirim, dün bir bugün iki okulun uyumsuz inatçı keçisi bellenmekten. Yedim bitirdimdi yani tabağıma servis edileni, öyle veya böyle.

(Sizin evde Kimsecik yok tabii ama kediniz varsa mutlaka malzemenin kalite kontrolunu yapmasına müsaade edin.)


Sonuç olumlu velhasıl. Ablam Hülya ve benim mutfağımda sürer gider bu salatanın yapımı. Malzemeleri bir minik lahana, bir havuç, iki elma, iki baş beyaz soğan, iki avuç ceviz, üç beş kuru kayısı, tuz, karabiber, limon ve sızmadan oluşur. Kuru kayısı benden fazlasıdır ama tavsiye ederim onsuz yapmayın, ya da yerine kuru üzüm kullanın.


İncecik kıyılmış lahanayı tuz ve limon suyuyla ovun. Soğanları piyaz doğrayıp bol tuzla ovarak süzün. Havucu ve elmaları rendeleyip limon suyuyla karıştırın. Bu malzemeleri yemek zamanına kadar ayrı ayrı tutarsanız soğanın tadı bütün malzemeyi esir almaz. Sosu için kayısı, ceviz, tuz karabiber bızzzztlanır, limon suyu ve sızma kullanılır.


Süslemeye dereotu yaraşır, salatanın lezzetine de hoşluk verir.


Avokadolu maydanoz salatam muhteşem. İncecikten kıyılmış iki demet maydanoz, minik küplere kesilmiş bir avokado ile karışıyor sadece. Nar ekşisi, sızma ve tuzla tadına doyulmaz oluyor.

Roka, kıvırcık ve taze soğan salatası için sızma, nar sirkesi, limon ve tuz tatlandırması yeterdi aslında. Yetmedi, tatlı ekşi tadını enfes kırmızısına katmış amerikan üzümleri de eklendi. Of bu salata da çok çok güzeldi.

Hafif gitsin dediğim bu akşam yemeğinde bir de nefis domates soslu makarnamla kendi halinde kendi suyunda pişmiş tavuk butları vardı.

Üstüne üstlük Mersin'den cezerye getirmemişler mi bana?






13 Comments:

  • Gulp!

    By Blogger Barış, at 28 Ağustos 2007 20:40  

  • Oooo bu salatalar hemen denenecek. Acaba su lahana salatasi Amerikan mutfagindan (tabii Amerikan mutfak diye bir sey varsa) mi geliyor ne? ;)

    By Blogger ycurl, at 28 Ağustos 2007 20:56  

  • Oyacan,
    Artık çok merak etmiştim...
    Tam arayacakken ses verdin şükürler olsun kardeş...

    By Anonymous Adsız, at 28 Ağustos 2007 22:35  

  • Yutkunma mı? Hemmen bir lahana alıyorsun Barış'çığım, keskin bir bıçakla incecikteeen...
    ----------
    Bence de Curly'ciğim o olmayan mutfaktan bir tarif bu. Lahana salatalarını çok severim. Yalnız lahanayı kestiğinde ortaya çıkan acılığın (glucosinolat galiba) gitmesi için ya tuzda yatırıp sonra yıkamak veya benim gibi az tuz ve limonla mıncıklamak gerekiyor. Bol sarmısak, taze nane, limon ve sızma ile de nefis olur. Bu da Suriye'den...
    ----------
    Neden aramadıııın Mine'si?

    By Blogger Oya Kayacan, at 29 Ağustos 2007 09:39  

  • Off!salatalar harika görünüyor.Bir salatasever olarak bu akşam birini deniyeyim bakayım.

    By Blogger Nenoni, at 29 Ağustos 2007 10:07  

  • merhaba Oya gerçekten değişik ve ilginç bir salata olmuş lahanalı-elmalı salata.En kısa zamanda deneyeceğim.Ellerine sağlık.

    By Blogger Cafe Gusto, at 29 Ağustos 2007 13:30  

  • Nenoni ve Serpil, iyi sonuç verdi mi denemeleriniz? Sevgiler size...

    By Blogger Oya Kayacan, at 29 Ağustos 2007 15:52  

  • Süper,Keşke bu tarifleri bikini ve mayo sezonundan önce bilseydik...=)

    By Blogger Age35, at 29 Ağustos 2007 22:24  

  • Nereden alıyorum?

    By Blogger Barış, at 30 Ağustos 2007 02:41  

  • Kısmetse seneye Yolun Yarısı!
    ----------
    Barıııış, arka bahçeden topluyorsun tabii ki 8~}

    By Blogger Oya Kayacan, at 30 Ağustos 2007 10:11  

  • Sans Coulotte'um ben. Neden bahsediyorsun sayın Marie Antoinette?

    By Blogger Barış, at 30 Ağustos 2007 11:43  

  • Sevgili Barış, g u l ve p harflerinin yanyana geldiğinde olumlu bir yutkunma değil de,
    açlıktan kaynaklanan iç kazınması işareti olduğunu anlayamayışım doğrusu benim eksikliğim... Beni affet. Lahana falan yeme, hatta nezaketen bloguna gelip yazdığım esprili sözlerimi de birazdan sileceğim. Sen sans coulotte, ki dilimize baldırı çıplak olarak cevrilir, devam et hayata; ben de mutfağımın Marie Antoniette'i.

    By Blogger Oya Kayacan, at 30 Ağustos 2007 12:35  

  • Espri olduğunu anlamadım ben de sayın Antoinette.
    Böyle devam etmeyi salık vermişsiniz. Ama giyotin var.

    By Blogger Barış, at 30 Ağustos 2007 16:59  

Yorum Gönder

<< Home