Kedili Mutfaklar

Pazartesi, Mayıs 12, 2008

Otsa ot, devam...

Eften püften tarifler, çerden çöpten yemeklere 10 Mayıs'tan devam...

Kaynamaya koyulan bir tencere sudan yola çıksak. Birer dal kekik, biberiye ve nane atsak içine; iki de süs biberiyle biraz tuz. Yeşillerin yeşiliyle kırmızıların acısı çıksa suya kaynadıkça, çıkarıp alsak onları, atsak.

Sevmediğim tabirle poşe etsek iki yumurtayı. Türkçesi, yumurtaları kaynattığımız (kokulu ~ renkli) suyun içine nazikçe davranarak kırsak, pişirsek. Otlu çılbır yapıyoruz yapmasına da, bildiğimizden değişik lezzetler elde etmek için oynaşıyorum biraz şunla bunla.


Pürpürüm ve arapsaçı saplarının sızmada çevrilmiş halinin (hani yapmış da dolaba koymuştuk ya bir önceki yazıda) üzerine sarmısaklı yoğurdu, onun da üstüne yumurtaları alalım.

Nasıl buyurdunuz pardon? Eliniz rakı şişesine mi gitti?

Annem Selma olsa ne derdi? "Allah islah etsin."

Ben ne derim? "Sefanız olsun."

Başka ne derim? Var ya o poşe suyu, dökmeyin sakın. Çorba yapalım.


Stracciatelle İtalyanların meşhur yumurtalı çorbası. Yumurtayı önceden çırparak kaynayan çorbaya kattıkları için tel tel dağılır, yüzer çorbanın içinde. O kadar çok çeşidini yaparlar ki.

Parmesan olmazsa olmazıdır. Çeşitli sebzeler, otlar kullanılır; etsuyuna veya otsuyuna olabilir. Limon kabuğu sarısı rendelenir ya da kesilip atılır içine. İsteyen minik köftelerle ya da et parçacıklarıyla da zenginleştirip tam öğünlük bir yemek çıkarabilir sofraya.

Kurduğum arapsaçı ekşisini kullanarak (hani o da yeri geldikçe kullanmak üzere dolapta ya), yeni lezzetlere kavuşacağım kesin demiştim. Çorbası, 'yok yahu,' dedirtecek kadar lezzetli çorbası yapıldı.

Yumurta poşe edilen kaynar suyun enfes lezzeti yüzünden, saçaklı çorba dediğim stracciatelle gibi bir çorba çekti canım. Evet yani, bu kadar güzel lezzette bir tencere suyu ziyan edip dökemedim.

İşte o suya, sirkeli limonlu karışımda yatan arapsaçlarından bir tutam doğrayarak kaynatmaya başlıyorum. Meşhur limon turşumdan da bir parça doğranıyor içine; yoksa limon kabuğu, az önce dediğim gibi. Onlar iyice yumuşayıp gırtlağa takılmayan hale geldiğinde, bir tutam şehriye. O da pişer gibi oldu bir iki yumurta. Ben çırpmadan kattım, biraz pişince karıştırdım, parçaları daha iri olsun istedim. Parmesan da katıp kapatın altını. Tuz biber kontrolu yapın.

Çorba deyip geçmeyin. Benim çorbalarım çorba gibi olmaz.

Doyurur.

Münasip bir zamanda kuzu etli arapsaçı sosunda yediğimiz noodle da yazılacak.

Bu arada bana uymayan kazanır.

Kilo sorunlarımız konusunda demek istiyorum.




4 Comments:

  • Ara sıra kiloları boşverip hovardalık edilebilir bu güzelim tariflerle:))) Hem birazcık yaramazlik yapmak herkesin hakkı. Ottan kökten hiç zarar gelmez nasıl olsa:)))
    Ellerine sağlık Oyacanım...

    By Anonymous Adsız, at 13 Mayıs 2008 23:20  

  • Oya' cım ya..Bayılırım yumurtaya, hele buradaki gibi folluktan elimle aldığım köy yumurtalarına.. Lakin yeni adet çıkardım yumurta allerjisi başladı bu yaştan sonra. Olsun az az yerim, aralıklı yerim yine de yerim. Ellerine sağlık senin.

    By Blogger Çiğdem, at 14 Mayıs 2008 13:26  

  • Boşvermişlik benim ruhumda var zaten sevgili Nüket, yemek konusunda yani. Hiç dayanamıyorum hiiiç.
    ----------
    Çiğdem canım, benim allerjiye tek reçetem üstüne gitmek. Geldiği gibi yokolur gider. Belki de folluk yumurtası allerjisidir seninki, sağlıklı gıdalara alışmak zaman alıyor ya ;~}

    By Blogger Oya Kayacan, at 14 Mayıs 2008 15:04  

  • Benim niyetim de üzerine gitmek ama Tatar karşı çıkıyor. Yoksa kilo vermenin garantili yolu her öğün bir yumurta yemek olacak :) Du bakali..

    By Blogger Çiğdem, at 15 Mayıs 2008 11:14  

Yorum Gönder

<< Home