Kedili Mutfaklar

Pazar, Haziran 29, 2008

Foodie olmam sahicidir...

Paul Levy* yıllar önce (1986) gerçek bir foodie olduğumu söylemişti. Paul, The Official Foodie kitabının iki yazarından biri. Foodie** sözcüğünü diğer yazar Ann Barr ile tasarlayıp dünya mutfak sözlüklerine oturtan adam. "Foodie kısaca aldığını, pişirdiğini, yediğini bilen; merak eden demek," diye konuşmuştuk Paul'la.


Sabahın erkeninde mutfakta hiç bir işim olmamasına, keyifle yayılıp oturabilir veya sıcağa rağmen bir yerlere seyirtebilir seçeneklerim olmasına rağmen tencere tavayı ortalığa yayıp yemeğe durmam bundandır. Bir demet pancarım var ve merak ediyorum. Merakım zeytinyağlı pancar pişirince bitecek. Hiç yapmamışım. Pancarı hep haşlayıp sirkeleyip limonlayıp sarmısaklayıp dereotulayıp, yıp yıp yııııp iştah açıcı ~ turşumsu şeklinde yemişim. O halde kurtuluş zeytinyağlı pancar pişirmekte. Sofraya kırmızı bir zeytinyağlı çeşidi koymakta.

Haşlanacak nuar parçamı da hani mutfağa girmişken halletsem bari. Parçalanmamış etleri fırına atmadan kullanılan bir yöntem vardır hani. Önceden tavada kızartır, renklendirir, böylece lezzetini içine hapsederiz. Bu işi ister tereyağında, ister yağsız tavada yaparız. Söğüş etlerimde de bu tekniği kullanıyorum, haşlanırken bütün tadını suya bırakıp gitmiyor böylece.

Tazecik ot ve yaprak fasıllarımı atıyorum tencereye artık herkesin bildiği gibi; defne yaprakları, kekik çeşitleri, biberiye, nane ve de top top renkli biberler. Bir koca baş soğanı top halinde, bir havuç, onlar da tencereye. Şimdi de başlıyor haşlama faslı.

Sık sık kontrol, sıcak su ekleme filan bilinen durumlar. Bilmediğiniz bizim şu didiklenmiş nuar yöntemi olabilir. Ablam Hülya'nın moda misafir yemeklerinden birinin esas yapısını teşkil ederdi. Üzerine haşlama suyuyla yapılmış enfes bir gravy dökülürdü. Gravy rendelenmiş havuç turuncusu ve inceden doğranmış dereotu yeşili ile renklendirilirdi. Şimdilerde bu yemek out, demode, fi tarih yani.

Biz burada, sofradan sofraya bir Haziran geçirdiğimizden, özlediğimiz bu lezzete 'dur' dedik. Kuru kuru yemeye karar verdik didiklediğimiz nuarı. Tedavileri neticesiz bel ve kalça ağrılarına da yardım edelim dedik. Yani yeniden, bir daha, tekrar ve Allah sizi inandırsın az yemeye karar verdik. E peki pancarı ne ettik?

İki minik patlıcan, üç minik taze patates, bir kocaman soğanla birlikte sızmada pişirdik. Mutfak penceresi önünde yaşayan otlarımızdan yakıştırdıklarımızı ihmal etmedik, tuzunu biberini ayarladık. Zeytinyağlı diye yanılıp şeker koymadık, pancar malum yeterince şekerli. Pişince limon sıktık, ekşitmeyecek ama lezzetlendirecek kadar.

Şimdi bu pancar var ya, faydası gani derler de inanmazdınız değil mi? Karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar. Kansızlığı giderir. Şeker hastalığı ve vereme karşı korur. Mide ve barsakları kuvvetlendirir. Sinirleri yatıştırır, diyor http://www.medikalsozluk.com/

Pancar yemeğim de çok lezzetli oldu.

Zeytinyağlı pancar da denenmiş zeytinyağlılarım arasında artık.

Anladınız sahici sahici foodie kimmiş...


* http://en.wikipedia.org/wiki/Paul_Levy

**En güzel foodie tarifi burada http://www.slashfood.com/2006/02/10/what-is-a-foodie-anyway/

14 Comments:

  • Oya' cım,

    Pancar yapraklarını yıkayıp ıspanak gibi soğanda kavurup, içine karabiber çekip, suyunu çekmeye yakın bir de yumurta kırıp karıştırıyorlar. İster öyle yiyorlar ister börek içi yapıyorlar burada.

    Çok lezzetli lezzetli olmasına yalnız pancarın rengini sonradan görüp "eyvah kanama geçiriyorum" demeyin benim gibi :)

    Randevu için doktoru aradım, deli raporu alıp gitti dediler :)

    By Blogger Çiğdem, at 2 Temmuz 2008 12:37  

  • Hah ne iyi fikir. Ben sap ve yaprakları ekşimsi turşumsu ne yaparsam koyarım içine. Bu sefer pancarlarım bir hafta dolapta yattığı için attım ne yazık ki. Yumurtalısını denemek boynumun borcu Çiğdem'ciğim!!!
    Deli mi? Ne delisi? Delinin deliliği deliliğini bilmemesinden değil midir ;~} Böyle de delirtirler işte adamı*\-_^#½$~~

    By Blogger Oya Kayacan, at 2 Temmuz 2008 12:58  

  • Ne güzel bir tanımlamaymıs bu sözcük, sayenizde adını bilmeden anlamını cözmüstük aslında...
    Ben de Izmir'de cok alıstım pancara, zeytinyaglısı hem yaprak hem kökleriyle pek de güzel oluyor, bir de kökünü haslayıp sonra rendeleyip, bolca sarmısaklı süzme yogurtla karıstırıyorum kıs boyu, her bir yemegin yanında güzel oluyor. Bir süredir nöbetlere gedip gelmekteyim, her fırsatta size ugrayıp okuyorum olan biteni, lakin ses verememem bundandır, serinligi bol, güzel, keyifli, sevdiklerinizle dopdolu yaz günleri diliyorum size sevgili Oya. Öptüm cok...

    By Blogger dgül, at 2 Temmuz 2008 13:51  

  • Demet'çiğim, sana kolay gelsin. İzmir'in sıcağında yoğun çalışmak kolay olmasa gerek. Yüreğini serin tutuyorsun tabii, bana gönderdiğin güzel dileklerden belli. Yoğurtlu sarmısaklı pancarı iyi ki aklıma getirdin bak. Nicedir yemedim oysa aile mutfağımızda yeri vardır. Hem de rengine bayılırım yoğurtlanmış pancarın. Tez yapıla! Her zaman beklerim, ses vermen önemli değil, keyif al yeter. Yaz güzellikleri yanında olsun, sevgimle.

    By Blogger Oya Kayacan, at 3 Temmuz 2008 09:57  

  • Karadeniz köylerinde (Batı Karadeniz Zonguldak/Devrek) çöleçöş diye bir tat vardır. Kırmızı pancar haşlanır rendelenir. Süzme ev yoğurdu ile karıştırılır içine 1 diş sarımsak ve biraz şeker atılır ve afiyetle yenir. Genelde cacık niyetine kullanılır. :)

    By Blogger dyt.kelebekdiyeti, at 3 Temmuz 2008 10:29  

  • hayırlı kandiller..(regaib)
    bu kandili anlayıp yasamak dualarla gecirmek nasip etsin rabbim inşallah:)

    By Blogger zarpandit, at 3 Temmuz 2008 10:30  

  • Merhabalar,
    Annem pancarın yapraklarını soğan, ıspanak ve biraz da ısırganla beraber kavururdu, sarımsaklı yoğurtla bayılarak yerdik. :)

    By Blogger admin, at 3 Temmuz 2008 13:51  

  • Bu çöleçöş dediğin senin, en yaygın şekli galiba pancarın sofraya gelişinin. Yoğurtlu sarmısaklısı yani. Ama hem süzme yoğurt hem de cacık niyetine nasıl oluyor 8~} Özge'ciğim Kelebek Diyeti bloguna sıkça bakıyorum. Aklımda kalması gereken bilgi çok sende.
    ----------
    1) Pancarla kandil ne ilgi şimdi Gökçe'ciğim?
    2) Burası Kedili Mutfaklar, kediler de tesettürsüz malum!
    ----------
    Karışık kavurma otlara bayılırım zaten. Sahi nerelisiniz siz İraz?

    By Blogger Oya Kayacan, at 3 Temmuz 2008 17:38  

  • Sana türkçe ne demeli bilmem ki Annoyacığım!
    Bence sen damak sihirbazısın...
    Yazı her zaman ki gibi harika... Ama inan ben yalnızca konu yazını okumak için girmiyorum buraya... Üstüne bir de yorumlara bakıyorum ki... Ah ah neler gizli orda neler:))
    Ekmek kadayıfının üstüne kaymak olur ya hani...Öyle geliyor yorum üstüne bazı yorumların bana:))
    Sen sağol duacıyım; bu gece sana:))

    By Blogger Şirin, at 3 Temmuz 2008 23:59  

  • istanbulluyum ama ege'de yaşıyorum. belli oldu sanırım ot tarifinden :)

    By Blogger admin, at 4 Temmuz 2008 08:21  

  • Evet eveeeet, ne şeker, sihirbaz oldum ben Şirin'ciğim. Oyamia ve Oyushca takmalarımı çok severim. Magicoya da türeyebilir. ANNOYA UNUTULMASIN LÜTFEEN AMAAAA... En büyük Annoya ;~0
    ----------
    Olmuştu İraz'cığım!

    By Blogger Oya Kayacan, at 4 Temmuz 2008 17:51  

  • Oya ablacım bizim oralarda :) yoğurdun içine birşeyler konuyorsa cacık niyetine kullanılır :) Bende sizi sıklıkla takip ediyorum :)

    By Blogger dyt.kelebekdiyeti, at 5 Temmuz 2008 09:41  

  • offf yaa,muthiş bir renk gelmiş tabağa.Nedense yemegin bile renklisi cok cezbedici.evet denenecek yeni bir zeytinyaglı daha cıktı :))

    By Blogger NiNo, at 7 Temmuz 2008 10:44  

  • Özge'ciğim anlaşıldı, benim tatlı niyetine yediğim reçelli yoğurtlarıma da "cacık" diyerek seni hatırlayacağım ve de koccaman bir kahkahamla çın çın çınlayacak kulakların.
    ----------
    Afiyet olsun sevgili Nihan. Ben de renk delisiyim ya.

    By Blogger Oya Kayacan, at 8 Temmuz 2008 10:48  

Yorum Gönder

<< Home