Aşk güzel şeydir
Yarım asır olacak eli kulağında, onlar ermiş muradına... Bizler de kutluyoruz her yıl ama öyle ama böyle.
Şimdiki zamanlarda, kutlama işlerini yeğenlerim devraldı. Bu güzel parti Yeğen Aycan ve Gelin Nurci tarafından hazırlanmıştı. Yeğen Aycan ağız tadı bakımından aile geleneklerini hiç bozmadı. Gelenekler dışına da taşarak özel tatların peşinden koşar oldu. Hık dedi de burnumdan mı düştü ne?
Hele de hele şampanya ve şarap seçimleri. Bu çocuk bu işi iyi biliyor vallahi.
Fotoğrafçılar ben ve Nurci'ydik. Hazırladıkları barkovizyon gösteri, devrin müzikleri, masalarda eski fotoğraflar, çiçekler ve mutlu~güler yüzleriyle Nurci ve Aycan harikaydılar... Davetliler '53-'54 yıllarından itibaren birbirlerinden hiç ayrılmayan Ablam Hülya'nın sınıf arkadaşları ve kocalarıydı.
Ancak ben henüz işin başlangıcında, ameliyatlı kalçam üzerine uçarak yere uzandığım için fotoğraf işini biraz gevşek tuttum. Tüüütüüüütüüüü Allah nazardan saklamak istedi de meleklerim korudu yani... Yabana atılmayacak koca popom da kurtarıcı olmuş olabilir.
Yemek zamanında nedense ortalık harem selamlık oldu. Ben selamlıkta kalmayı tercih ettim. Erkek dedikodusu gibisi yok.
Gecenin erkeklerini bir fotoğraf karesine sıkıştırdım. Onlar halâ kartal, siz bir zamanlar neydiler nereden bileceksiniz ki? Sol ve sağ başta Aycan ve Kaan var, meclis dışı, onlar için daha işin başı!
Güzel ablam ve annemcimle poz verdim. Biz mutlu olmayalım da kimler olsun. Hayat gittikçe bitiyor, eğlencenin dibine vurmanın, keyiflerin gözünü çıkarmanın tam zamanı.
İkramın sırası bana gelsin diye kolluyorum. Yetmedi mi yediklerim? Fırın antrikot süperdi hele. Bonfile out, kocaman bütün antrikotların fırında pişmesi in. Dolmalar molmalar artık saymıyorum, işte bütün herşeyin üzerine bir çalım bekliyorum ki daha versinler...
Pasta kesiminden önce Eniştem İnal günün anlam ve ehemmiyeti konuşmasını yaptı. Çok şekerdi doğrusu, işe aşklarının ikinci etabı olan düğün sonrasından girdi. Sevişmekten başka iş yapmaya vakit bulamamışlarmış konuşmanın özünden anladığım kadarıyla. Öyle hasretmişler yani birbirlerine. Sözün özü, "Aşk fevkalâde güzel bir şeydir," demeye getirdi benim enişte. Ağzı kulaklarındaydı.
Siz onlar muradına erdikten sonra ailevi durumlar ne oldu diye de merak edersiniz şimdi.
Hiiiç, Ablam Hülya herkesin başına taç oldu.
4 Comments:
Gelde imrenme :)
16 Eylül 3.yılımız sonlanıyor ve ben 45. yılı hayal dahi edemiyorum :) ömrüm yeterse 73 yaşında olurum o vakit.
Ah! Annoya, olurmu ki?
By ruhdagı, at 29 Ağustos 2009 14:58
Nice ince 45 yıllara diyesim geldi bunca güzelliğin karşısında.Artık ferhat ile şirin, leyla ile mecnun yok diyenlere kapak olsun bu yazı ve resimler. Demek ki neymiş? Yıl 2008 ve aşk var. Hülya ve İnal adıyla en somut gördüğümüz bugün. Ve ben biliyorum ki aslında aşk ölmez biz ölürüz. Öldürmeyip yaşatanlara helal olsun aşk!
By Şirin, at 29 Ağustos 2009 16:25
Ayyy şahane:)
En çok da enişte İnal Bey'in konuşma içeriğine bittim...ilk içişimde beyaz buzluyu şerefleirne kaldırıcam...:)
Bir de selamlık üyeleri ne kadar asil ne kadar şık ve ne kadar hoşlar..hepsine ve size sağlıklar olsun.
Kutlarım tekrar
Sevgilerimle
By Girls On Blog, at 29 Ağustos 2009 23:20
Ruh'çuğum, gününü doyasıya yaşa ama hayallerini de eksik etme sakın. Yahya Kemal Bey Amca'mız ne demişti, "İnsan alemde hayâl ettiği müddetçe yaşar..." Olur mu olmaz mı diye bir mantığı yok ki bu işlerin ;(
----------
Sağol Şirin'im, paraladın yine lügâtleri...
----------
Girls'on blog, 'bizim çocuklar' adına çok teşekkür ederim.
By Oya Kayacan, at 31 Ağustos 2009 11:37
Yorum Gönder
<< Home