Cordon'Oya
Çıkış fikrim risotto değil, zaman zaman yaptığım pırasalı pilavmış aslında. * Baldo pirinci koymuşum tezgahın üstüne, Arborio değil, oradan anlıyorum. Derken farzediyorum ki, yine karışmış kafam. Niyet edilen değil, kısmettir ya bu evde sofraya gelen; "Dervişin fikri neyse zikri de oymuş," mutfağımda irsal-i mesel olarak kalakalmıştır işte bir daha, yeniden.
Pırasa yanında şeftaliler ne yapmakta? Sanki işe karışacaklarmış gibi mi duruyorlar yoksa? Yakışık almaz gibiler mi? Cevap vermeden önce iyi düşünün, pişman olmayın sonra.
Tencereye sızma, bir kahve fincanı mesela. Bedeni durumlarına dikkat edenler iki çorba kaşığına kadar düşebilir ve fakat yediklerini sapla samana benzetmekte serbesttirler. Pırasa dilimcikleri hafif bayılana kadar karıştırılacak yağda, orta ateşte azar azar beyaz şarap ilavesiyle. Deniz tuzu bir tutam, çekme karabiber üç dört kırt... Şeftali parçacıkları da eklendi. Çevirmeye devam ve bırakalım pişsinler biraz. Biraz dedim, bu gerçekten biraz demek oluyor. Az sonra pirinçle de pişecek olan malzemeyi marmelat etmek istemeyiz değil mi?
Paprika, pırasanın rengini bozmayacak, şeftalinin rengine katkıda bulunacak kadar..., deniz tuzu, yeniden kırt kırt karabiber, zencefil.
Zencefil deyince duralım bir dakika. Tam tazesini kullanmak üzereyken vazgeçip şekerlemesini kullandım. Hani mini mini çifte kavrulmuş lokumlar gibi satılanlardan, incecik kıyıyorum onları yemeğime katmadan. Ben bunu hep yapıyorum, memnuniyetimi ifade etmem kelimelere sığmaz. Bayılıyoruz yani. Devam, bir sıkım süzme bal ve de..., aaaay yayyy yaaaaay iki tutam safran zerreciği.
Baldo ve Sultani üzümler de yıkanıp katıldı tencereye. Mantık risotto yapma mantığı, sıcak su ekleye çevire ekleye çevire. Sulu yapışkan pirinçler oluşacak tencerede, ağızda halâ al dente... Pırasa ve şeftaliler de gelecek dişe. Fırfırfır parmesan rendesi, dereotu; içine de kırpılır, tabakları da süsler.
Ev Asya mutfakları gibi kokar.
Tadı tuzu insanı öldürür valla, Cordon'Oya beya Cordon'Oya.
Birileri de böyle şeyler yapmalı, di mi ama?
Hopidi hopidi tavşanlar kapıdaaa...
*http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2006/03/portakall-prasa-pilav.html
18 Comments:
Seçkin ve özenli bloğunuza Link Avcısı "Begonya Grubu Yemek Blogları" arasında link vermiştir, selamlar.
By YAPTAT, at 23 Ağustos 2009 14:55
wow bu ne yav! Türk yemeği severim ama bunu da denemeye varım ben!
By Açalya, at 24 Ağustos 2009 01:24
Çok teşekkürler Avcı. İyi birşey herhalde. Sonunda şans yüzüme gülmeye başladı mı ne ;)
----------
Ben yemek yapmayı seviyorum sevgili Açalya. Yani halim vaktim olsa bütün gün pişirip kurtaracağım! Haydi dene bakalım.
By Oya Kayacan, at 24 Ağustos 2009 09:17
Oyacan'cım,
Yanlış mı anladım acaba?
Şeftali kabuklarını bu arkadaşın tutamazken sen onları yedim mi dedin?
Tüylerim bile diken diken oldu birden yaw....
Tuzla'daki huysuz...
By Adsız, at 24 Ağustos 2009 17:37
Çok da severim üstelik. Hele ufacıkken bebecikken yüzüme gözüme sürerdim hep Mine'si...
By Oya Kayacan, at 24 Ağustos 2009 19:37
İnan ki elim ayağım buz kesti....
Bu eziyet yapılır mı beaa?
Tuzlalı manyak
By Adsız, at 24 Ağustos 2009 21:40
Gerçekten manyaksın galiba Mine'si. Senin gibi bağ bahçe sahibi, bütün gün dikenli tüylü bitkilerle hayvanlarla uğraşan birine hiç yakışmadı *!* Şaşşşkınımmm. Ellenmeden de yenmez ki mübarekler. Doğu mu yıkayıp soyup servis ediyor sana ;)
By Oya Kayacan, at 25 Ağustos 2009 12:57
Ewet evveeeeet....
Yeees....
By Adsız, at 26 Ağustos 2009 09:16
Üstad ben hiç risotto yapmadım, su ekleye ekleye pişirme faslı takriben kaç dakika sürüyor acaba?
By Basak, at 26 Ağustos 2009 10:59
Başak'çığım, hani böyle pirinçlerin yavaş yavaş özlendiğini görüyorsun... Ben arada bir, bir pirinç tanesini ağzıma atar, dilimle dişimle kontrol ederim. Pirinç risotto yapmaya uygunsa, ki bu İtalyanların Roma pirinci de dedikleri bizim baldo gibi şişman nişastası bol pirinçler veya esas risotto pirinci olan Arborio oluyor; sonuçlar mükemmel gelir. Dakika hesabı pek sökmüyor risottoda. Özlü ve diri bir noktasını yakalayacaksın. Şeytan işi ;)
By Oya Kayacan, at 26 Ağustos 2009 12:00
bu tarif tam benlik oya'cım, akşam menüm belli oldu saol :) elerine sağlık iyi akıl etmişsin.
By Çakıl' Mom!, at 27 Ağustos 2009 09:27
başak' a yanıt verirken yorumda baktım uzadı gitti. ben de aldım yazı yaptım.
http://handannkaleminden-handan.blogspot.com/2009/08/hayal-bu-ya-oya-ben-basak.html
By Handan, at 28 Ağustos 2009 18:56
Başak'çığım, yapıldı yendi mi?
----------
N'oldu Handan, herkesi çalıştırıp keyif sürmeyi mi tasarlıyorsun yoksa ;) Benim için kıyıya bir açık hava mutfağı kurulmalı. Sıkıntılıyımdır biraz.
By Oya Kayacan, at 29 Ağustos 2009 10:03
:))))) e sizin yanınızda bana mutfak düşer mi hiç! ben haddimi bilirim, iyi bildiğim üç beş şeyi yapar kenara çekilirim; sana da beyaz yelken bezinden mutfak kurarım ben merak etme:))) ha portakal kızartması başlığını görünce hehe tatlı bişi olur bu portakalı soy tatlılarla kapla etrafını kızart anladım ben daha ne diyim ki bilmem ki:) sonra tarifi görünce gülümsedim kendime.
By Handan, at 31 Ağustos 2009 17:59
Süper bir tarif. Günlerdir yapmak için fırsat arıyordum. Bugün bulgurla yaptım. Muhteşem oldu! Çok teşekkürler bu harika tarif için...
By Adsız, at 3 Eylül 2009 20:20
Evet ya, bulgurotto enfes oluyor. Daha da kolay üstelik. Lezzeti yakaladığına sevindim. Şu aralar sıkça tatlı tuzlu ekşi girişimlerim var ve hepsi resmen aşıp gidiyor!
By Oya Kayacan, at 4 Eylül 2009 11:12
of of haftaya hepsi sokulecek bir dolu pirasam var ne yapim derken hop tarif dustu onume, sahane elinize saglik:)
By beste, at 6 Nisan 2010 16:58
Pırasa mevsimi sonuna yetiştim bak. Afiyetler olsun sevgili Beste.
By Oya Kayacan, at 6 Nisan 2010 17:40
Yorum Gönder
<< Home