Patlıcan fırın da fırın patlıcan haaa...
Çok sevimli oldukları için dayanamadım aldım. Aklımda yoktu yoksa. “Patlıcan sezonu sefalarının sonu geldi Oyaa’nııım,” demiştim kendime neredeyse üç hafta önce.
Tövbe tutamıyorum, anlaşılıyor işte. Mevsimler de şaştı bir yandan. Ayar da tutmuyor insan.
Bu mini mini şeylere gelişmiş patlıcan muamelesi yapmak da istemedi canım. Allah sizi inandırsın elim gitmedi saplarını kesmeye bile.
Oturttum her birini avucumun içine, uçlarından saplarına doğru dilimleyerek dörder beşer yapraklı yelpazeledim.* Tuzlu suda bekleterek karamsı suyunu attırıp sıktım çıkardım.
Dilimlerin arasına domates ve çıtır bahçe biberleri, kıyılmış sarmısak dişleri yerleştirdim. Taze mercanköşk, kekik ve defne yaprakları ile süsledim. Baharatlı deniz tuzu kırtkırtı ve sızmayı tabii ki unutmadım. Bir süreliğine folyoyla kapatarak sonra da açık kızartmak üzere attım fırına.
Bu işi buraya kadar düşünmüştüm açıkçası. Sözde hafif hafif yemekler yapmak artık niyetim. Etim budum fazlaymış gibi duruyorum ya baskül üzerinde, bu yüzden.
Lakin folyosunu açıp kızartmak üzere tekrar fırına vereceğim bebek patlıcanlara çıtır bir kaplama yakışırdı sanki. Yulaf ve Kars gravyeri karışımına bol da köri koymalıydı mesela, karıştırıp dökmeliydi baymış patlıcanların tepesine. “O zaman gör asıl sen bunları Oyaa’nıııım,” diyorum, yine kendi kendime.
Patlıcan biber domates üçlüsünün taze bitki yapraklarıyla sarmısağa sarılıp açığa çıkardıkları bileşik kokuya, gravyerin belirgin anlaşılan ancak baskın olmayan kokuları bulaşıp, körinin burun direğine doğrudan yaslanan kokusunu destekleyince......, bla bla bla.
Ya sonra? Etti buttu hani? N'oooldu?
Merak buyurmayınız lütfen, kalori hesabı bilmem ama hafif bir yemekti her şeye rağmen.
* Tabii sokaklara dökülüp, "Geh geh küçük patlıcanlar geh," diye aranacak halimiz yok. Büyüklerini dilimler sıralarız tepsimize şöyle ara ara domatesi biberi falanı felanıyla... Üstüne de yulaflı şeyini dökeriz bolca. Sunum farkıyla börek gibi olur bu sefer de; ay valla öyle de pek güzel olur.
Merak buyurmayınız lütfen, kalori hesabı bilmem ama hafif bir yemekti her şeye rağmen.
* Tabii sokaklara dökülüp, "Geh geh küçük patlıcanlar geh," diye aranacak halimiz yok. Büyüklerini dilimler sıralarız tepsimize şöyle ara ara domatesi biberi falanı felanıyla... Üstüne de yulaflı şeyini dökeriz bolca. Sunum farkıyla börek gibi olur bu sefer de; ay valla öyle de pek güzel olur.
12 Comments:
Siz bana komsu gelsenize madem Roma'yi bu kadar cok seviyorsunuz? Huyundan olmasa, firinda patlicanindan, suyundan aliriz biraz... :-))
Bu arada mercankosk nerelerde kullanilir baska? Italyancasi nedir?
By Mehtap Pasin Gualano, at 4 Ekim 2010 20:28
Güzel görünüyor Oyaanım, deneyeyim bunu bir ara.
By Unknown, at 4 Ekim 2010 20:34
Maggiorana, oregano familyasından da, nerelerde kullanılacağını bir ben bilemem sevgili Mehtap. Aklıma ne zaman uyarsa, elime ne zaman düşerse ;)
Komşuluk zor, hani unumu eledim eleği de duvara astım meselesi. Zaten hayatı baştan sarmaya ne gerek, şimdi senin Roma zamanın...
By Oya Kayacan, at 4 Ekim 2010 21:01
Allah iyiliğini versin Umut, bloguna geldim ve kendini hotmale diye tanımlamana çok güldüm. İş yapıyor mu ;))
By Oya Kayacan, at 4 Ekim 2010 21:09
patlıcanlı yemeğinize bayıldım. elinize sağlık. çok sağlıklı yemekler yapıyorsunuz.
sevgiler
gorki
By gezicini, at 5 Ekim 2010 11:48
Gorki, ille de sağlıklı besleneceğim diye uyguladığım bir tarz değil bu. Gelişmiş bir farkındalık sadece. İki elin parmakları kadar yokuz şu koskoca Turkish yemek blogları aleminde, dilerim artarız. Benden de sevgiler, çoook.
By Oya Kayacan, at 5 Ekim 2010 19:51
Oya Hanımcığım, ellerinize sağlık dün yaptım tarifinizi. Patlıcanı çok severim ama böylesini yememiştim ne güzel düşünmüşsünüz. gerçi benim patlıcanlar bebek değildi ama yine de güzel oldular:))
By bilge ve annesi, at 6 Ekim 2010 11:49
Ellerine sağlık Bilge'nin annesi. Patlıcan ve köri meğer iyi dost olurlarmış da haberimiz yokmuş.
By Oya Kayacan, at 6 Ekim 2010 15:21
çook güzeller....
By moon, at 8 Ekim 2010 13:24
Çoook Moon'cuğum çok :))
By Oya Kayacan, at 8 Ekim 2010 16:25
oooooooooooooof :)çok güzel görünüyorlar
By DATLIM, at 14 Ekim 2010 15:58
Evet Datlım, çok güzeller ;)
By Oya Kayacan, at 14 Ekim 2010 16:24
Yorum Gönder
<< Home