Kedili Mutfaklar

Pazar, Ekim 10, 2010

Toast Margot


Margot sorduydu geçenlerde, sızmada kurutulmuş domates terbiye etmiş ama edilmemişler, özene bezene yaptığı tost da olmamış, n'aapsınmış peki?
"Domatesler terbiyesiz olduğundandır," gibi bir yanıt verdimdi yazımın yorumlarında. Gerçek bu. Domates kuruları çok satar oldular ya, biz şehirliler adına konuşuyorum, iyisini bulabilene aşkolsun. Ağaç yongası daha yumuşak olur, daha rahat çiğnenir bu gün kurusu niyetine satılanlardan. Şundan iki üç yıl öncesine kadar yumuşacık, sanki sulu sulu gibi olurlardı.

Domates terbiyecisi olarak hem zaman kaybedip hem de ağzımın tadını bozacağıma, hooop diye Tariş kavanozcuklarına geçtim ben. Öyle yani, uzuncadır...
Pazar sabahıyla öğlen arasına da Margot'nun tarif ettiği tostu yaptım. Adını ne koyacaktım peki? Toast Margot tabii ki.



Kepek ekmeği kullandım, içini hafiften boşaltarak tost makinesine yatırıp içli dışlı ısıtıp önceden. Tam buğday ekmeğim olsaydı daha lezzetli olacaktı sanki de, yoktu. (Keçi peynirlerini çok sevdiğim için beyaz peynir lezzetimi de değiştirdim. Değişik keçi beyazlarını deneme aşamasındayım şimdilerde.)
Keçi peyniri ve gün kurusu domates, domateslerin içinde yattığı lezzetli sızma ve pencere önü fesleğenimin yapraklarından girdi ekmek arasına. İkiye katlanıp tostlandı.
Pek güzel oldu. İnsanın kendi Toast Margot'su gibisi yok ;)



Böğürtlenli melisa çayımı sorarsanız eğer, o da harika. Melisa yapraklarım da benim melisa yapraklarım olur veya Mine'si bahçelerinden aşırma olurlar. Böğürtleni donmuş alınan böğürtlenlerdendir, istediğim zaman istediğim çayıma katarım üçbeşini...
Pek keyifli bir Pazar sabahı yaşadım.
Şimdi Salacak'ta öğle vaktidir.
Akşama ne yeneceği düşünülmektedir.


15 Comments:

  • annoyam sabah keyiflerin hayırlı olsun.. çok seviyorum pazar sabahı neşeni.. o domates olayı benimde kafamı kurcalıyor yalnız.. ben kendim kuruttum izmir sıcağında.. deniz tuzuyla hemde hiç katkısız.. lakin yumuşamadılar sızmada hiç.. elma sirkesi damlatsam biraz nasıl olur diyorum nedir yorumun?

    By Anonymous pembe, at 10 Ekim 2010 18:59  

  • hay ağzına sağlık, nedir şu kuru domateslerin hali kuzum! çok sevmeme rağmen bir süredir almıyordum, en son namlı'dan aldım, eh fena değiller işte. bir de senin önerdiğini deneyeyim.

    böyle doğaçlama şeyler yapıyorsun ya, hem çok hoşuma gidiyor hem de korkutuyor beni :) bana böyle milimetrik-ölçü kaplı tarifler olacak, "aldığı kadar un", "kulak memesi kıvamı", "göz kararı" görünce tırsıyorum :) ha bir de fırının ısısı belli olacak, pişme süresi vs. control-freak diyolar ya, o hesap... bu tost tarifi süpermiş, kolayca yapabilirim.

    akşam neler pişti pekiy?

    By Blogger neo, at 10 Ekim 2010 22:17  

  • Tostların en şahanesi ve böğürtlenli çay...
    Ve güzelim bir pazar günü İstanbul!
    Ve sen Annoya...
    "Bastığın yerde gül bitiyor" diye sana demeyeceğiz de kime diyeceğiz..
    Bizlere verdiğin bu ışık hiç sönmesin...

    By Blogger Şirin, at 11 Ekim 2010 09:22  

  • Bu ilginç işte, ben de kafama göre düşünmüştüm ki kurumayı çabuklaştırmak üzere kullandıkları bir katkı var domatesleri böyle kayış haline getiren :(( O zaman suçlu domatesler mi? Tohumlardan gelen bir dejenerasyon mu onları bu hale getiren? Pembe'ciğim şarap/sirke ile terbiye etmenin etleri yumuşattığını biliyorum da domates için hiç bir fikrim yok. Zaten bu durumda kelin ilacı olsa kendi başına sürecek :) O halisane sızmada yatan gün kurularının lezzetini özledim doğrusu.

    Konuya eklemek istediğim bir şey daha var, koyu renkli kayısı kuruları..., onlar da taşlaştı :(

    Bu sonuçları yaratan nedenleri bir bilen varsa yazsın n'oolur.
    ----------
    Önce fazla aromalı bulabilirsin Neo'cuğum. Domatesin kendine has kokusu lezzeti olmuyor bu kavanozcuklarda maalesef.
    Anlattığın ölçü meseleleri de bana tuhaf geliyor ;) Okuyamıyorum dahi öyle tarifleri. Kontrollu olmayı pek beceremem zaten, hangi konuda olursa olsun ;))

    Carbonara yedik akşam akşam ayıptır söylemesi. Yapması kolay ve lezzetin sınır yaptığı makarnaları yemelere bayılıyorum/doyamıyorum.

    By Blogger Oya Kayacan, at 11 Ekim 2010 09:35  

  • Buralardan keyif alman beni çok mutlu ediyor Şirin'ciğim. Gülleri görmek için artık arkama bakarak yürüyeceğim ;)) Sevgimle.

    By Blogger Oya Kayacan, at 11 Ekim 2010 09:51  

  • Kevser Karadağ e-postama yazmış:

    "Sevgili Annoya,
    Yorum yazsam daha iyiydi ya, dilerim bunu da okursunuz. Nardenk'in ve ürünlerinin linkini vermek istediğim için epostayı tercih ettim. Site henüz yeni, ama hem Nardenk, hem de Nardenk'te üretilenler tam size göre. Henüz fotoğraflanıp yazılmadılar ya Sarman'ı, Tekir'i, Mernuş'u ile kedili, Boz'u, Kahve'si ve diğer sakinleriyle de dost bir yer Nardenk. Arada bir bakarsanız zaten siz de göreceksiniz ve hatta belki bir gün dayanamayıp gelecek ve konuğumuz olacaksınız. Sözü uzatmayayım, kucak dolusu sevgi ve selamlar..."

    http://www.nardenk.com/urunler/
    http://www.nardenk.com/hakkinda/

    Baktım tabii hemen., Lezzetlerini bilemem ama buradan bakınca görüntüler mükemmel sevgili Kevser ;) Ürünlerin satışı konusunda bizlere bilgi verirsen sevinirim.

    By Blogger Oya Kayacan, at 11 Ekim 2010 10:30  

  • Çayınız çok baştan çıkarıcı :)

    By Blogger Kiraz Limanı, at 11 Ekim 2010 15:51  

  • Az daha durunca pembesi oturuyor ve daha da baştan çıkarıcı oluyor Yurdanur.

    By Blogger Oya Kayacan, at 11 Ekim 2010 19:27  

  • Amaaaan Tanrıığğğğmmm!!
    Ben de neden kulaklarım çınlıyor diyordum :)
    Annoya ben senin o puantiyeli tabağından, kalpli peçetenden başlayarak yerim o masadakileri :)
    Sen ne yapsan bir başka güzel olur, bu da eminim lezzet-i harikalarının arasında yerini almıştır.
    Benim kösele kıvamındaki kuru domateslerim yarım paketi keçi boynuzu gibi çiğnene çiğnene bir gayret tüketilmiş, yarım pakete ise cesaret edilememiş halde kaldı. İlk fırsatta adımı taşıyan bu tostu yapmak için sözkonusu kavanozun peşine düşeceğim!

    not: carefour'a ekşi maya, ekolojik ekmek gelmiş, fiyatı da uygun. duyduk duyulmadık denilmesin. bu tost bir de bu ekmekle denensin.

    By Blogger Margot, at 11 Ekim 2010 23:10  

  • Margot'cuğum, eline mutfağının en kesici/biçici aletini al. Kösele domateslerini doğra yaradana sığınıp, mümkün olduğu kadar. (Bence Yamyam yapsa daha iyi ya, neyse:)) Sonra bızzzztının haznesine koy; sızma, ceviz, fesleğen, tuz, acı pul, sarmısak, kapari, yeşil/siyah zeytin, yağda ançuez gibi yakışır şeyler ekle.
    Calabria usulünde kuru domates pestosu olur, sür sür ye ya da ızgara et ve sebzeler yanına da hoş gider ;) Ekmeğine sürüp tostunu da yaparsın. (Yalnız iyice parçalamadan atarsan hazneye, bıçaklar çalışmıyor, dikkat!)
    Carrefour'un ekolojik ekmeği alınıyor, kaçar mı? Kısmen dondurucuya da giriyor üstelik o kocaman olanı alınınca.

    Bilmeyenler/denemeyenler için: dilimlenmiş ekmek dondurucudan çıkar çıkmaz ekmek kızartıcılarında kızartılabiliyor. İnce dilimlerde kızartıcı ayarıyla da oynamıyorum genellikle.

    By Blogger Oya Kayacan, at 12 Ekim 2010 10:38  

  • annoyam biraz nette bakındım ki yeni dönem domateslerde sık yaşanan bir sorun olmuş bu.. bende biraz eski okul kitaplarıma bakındım ki
    sanayi tipi domateslerde kullanılan katkı maddelerinin böyle bir etkisi olmuyormuş hatta bazı katkı maddeleri rengini daha koyu kırmızı yapıp, böceklenmesini engeller nitelikteymiş..
    bazı hazır domatesler kurutma fırınlarında kurutuluyormuş güneş ışığında değil, onlar daha kuru ve tatsız oluyormuş o çeşitleri de renklerinden anlayabilirsiniz.. koyu siyahımsı hafif yanmış gibi bir rengi oluyor onların..

    son olarak da sorunumuzun çaresi tahmin ettiğim gibi sirkeden geçiyormuş.. elma sirkesi aroma olarak en hafif olan sirkelerden.. aynı zamanda elma sirkesinde 3-4 saat bekletilen domates kuruları (domatesin çeşidine göre elbet arada kontrol etmekte fayda var)kurutulurken kullanılan fazla tuzu da bırakıyormuş ondan sonra sızmaya basarsak daha iyi bir sonuç alıyormuşuz.. sanayi tipi olanlar sızmaya basılırken taze reyhan ve fesleğenle marine ediliyorlarmış tabi bolca da sarımsak.. meyve sebze işleme mühendisliği dersimiz bitmiştir görüşmek dileğiyle..

    By Anonymous pembe, at 12 Ekim 2010 14:47  

  • Tamamdır Pembe, anlaşıldı. Basıyorlar fırınlara demek ki, işte böyle kayış gibi kuruyor zavalı domatesler de, çaresiz. Talep var ya, arz üçkağıtla hazır. Adı gün kurusu, tüketici enayi çünkü. Renklerinin açık veya koyu olması benim denediklerimde pek fark yaratmadı. Hadi diyelim ki açık renk olanlar güneşte kurudu, sertlikleri yine aynı. Bu da her katkı maddesi aynı şekilde etkiliyor demek ki intibaını bıraktı bende, fırınlama sadece işi çabuklaştırıyor. Doğru mu bilmem, zaten bu gıda üçkağıtlarına aklımın ermesi çok zor :()
    Sirke ile yumuşatmayı yazdım kafama. Yine de amacımız odun alıp yumuşatmak olmamalı, domates alıyoruz neticede.
    Sağol vakit harcayıp araştırdığın için. Bana gelince, dersimi aldım ederim ezber ;)

    By Blogger Oya Kayacan, at 12 Ekim 2010 16:44  

  • Nardenk'ten gelen satış bilgileri:

    Merhaba Oya hanım,
    Öncelikle ilginiz için teşekkür ederiz.
    Ürünlerimizi karşı ödemeli kargo yolu ile gönderiyoruz. Sattığımız ürünler
    kendi ihtiyacımız için ürettiklerimizin fazlasıdır dolayısı ile elimizdeki
    miktarlar sınırlıdır. Çiftliğimizde kimyasal gübre ve ilaç kullanılmadan
    yetiştirdiğimiz sebze ve meyvelerden ürettiğimiz bu ürünlerimizi
    beğeneceğinizi umuyoruz.
    Aşağıda ürünlerimizin fiyat listesini bulacaksınız.
    Hangi üründen ne kadar istediğinizi yazıp bize gönderdiğiniz takdirde sizi
    bilgilendirebiliriz.

    Fiyat Listesi:

    Bal Kabağı Kurusu: kilo 24TL
    Bal Kabağı Şekerlemesi: kilo 24TL
    Biberli patlıcan közleme: 370ml kavanozda 8TL
    Bulgur: kilo 7TL
    Cevizli köme: kilo 25TL
    Domates kurusu:250gr 6,75TL)
    Erik Ekşisi: 750ml kavanozda 12TL
    Güneşte kurutulmuş biber salçası: 750ml kavanozda 11,25TL
    İncir reçeli: 370ml kavanozda 10TL
    Kayısı marmelatı: 750ml kavanozda 14TL
    Keşkeklik buğday: kilo 6TL
    Közlenmiş biber salçası: 370ml kavanozda 8TL
    Kuru kırmızı biber (acı-tatlı karışık): 30 tane 7TL
    Zeytinyağında marine edilmiş domates kurusu: 370ml kavanozda 13TL
    Erik pestili: kilo 25TL
    Şeftali pestili: kilo 25TL
    Patlıcan közleme: 370ml kavanozda 7TL
    Üzüm pekmezi: kilo 28TL
    Tarhana: kilo 14TL
    Tam buğday unu: kilo 3TL
    Kuru üzüm: kilo 15TL

    By Blogger Oya Kayacan, at 14 Ekim 2010 16:20  

  • merhaba oya hanım
    melissa çayını dün gece içtim ve bayıldım ...datçadaki evimin bahçesindeki melissalar artık sadece muhteşem kokusu ile kalmayacak kurutulup çay olacak ama içine böğürtlen atmayı da sizden öğrendim...harikasınız...

    By Blogger moon, at 23 Ekim 2010 20:24  

  • Melisa ağaççığın da sevinmiştir bu işe Moon, esas görevini yerine getireceği için. Donmuş ve taze meyveler sıcak su ile harika sonuçlar veriyor. Bir sürü paraya ne idüğü belirsiz poşetleri almak neden ki?

    By Blogger Oya Kayacan, at 24 Ekim 2010 14:42  

Yorum Gönder

<< Home