Ne ka' ekmek o ka' köfte
Batıya avdetinde koca kadındım. Çiğ köfte geldi dediler. Neymiş meymiş falan meraklandıktı. Hani steak tartare'dır sanıyorum ama bir yoğurma lafıdır gidiyor. Saatlerle yoğuruluyormuş diyorlar. Ha bir de bulgur. Ne arasın ki steak tartare içinde?
Derken meraklar tatmin oldu. Tatlıses'in Ayağında Kundura ile sahnede ilk turlarını atmaya başlamasına denk düşer, evlerinde çiğ köfte yoğurmaya hevesli bir hayli tanıdık/bildik peydahlandı. Bazı gecelerde sırayla yoğuruluyordu, ki ilk ve son denememde, biberin acısı ve bulgurun sertliğinden ellerim yara olmuştur. Özel yerlerde yapılanlar derseniz, unutulmazlar listemde dururlar*.
Ekmek almayı çok seviyorum. Tüketmeye gelince, bazı günler geçer ağzıma koymam. Dondurucuda birikenler çoğunlukla ıslatılıp cumba üzerinde beni gözleyen kuşlara gider. (Şu sıralarda martılarla kargalar hamsi yemeye doyamıyor. Serçe, sığırcık, kumru ve güvercinler yine ekmek ve buğdaya talim. Bahçede uhuuhuuuu diye gece gündüz sızlanan puhu mu acaba, o da muhtemelen kedi maması ile idare ediyordur :))
Bunca kanatlı boğaz da doysun bir yandan, dondurucunun ekmek istiabı neresinden baksan haddini aşmış görünüyordu. Çıkardım yaydım tezgaha, çözüldüler. Usul usul onu bunu kattım ve ekmek köftesi yapmışım işte..., ki ben de inanamadım, çiğ köfteyi dövmezse namerdim.
Taze defne, biberiye, kekik ve sarmısakla sızmada yatırdığım kuru domateslerim; maydanoz, köy biberi, acı süs biberi, soğan ve sarmısakla bızzzztlandı. Ekmekler de. Yumurta sarısı kullandım..., malzemenin miktarına göre, hiç vıcıklaşmadan toparlayıcı olması için yettiği kadar. Daha daha da lezzetlendiriciler, deniz tuzu ve Forest Blend**. Yoğurdum.
Çiğ köfte savaşları başladı şimdilerde, işin suyu çıktı resmen. Her caddede üç beş dükkan; bir zamanların zahmetli külfetli el işi artık sanayi mutfaklarında kazanlarla üretilip, kamyonlarla dağıtılıyor. Zaten çoktandır vejetaryen de oldu; hem maliyet bulgura endekslensin maksat, hem de kokuşup başlarına kalmasın.
Neyse işte ben farkında olmadan becermişim, ne ka' ekmeğim varsa, o ka' köfte yapmışım kendime. Sanki çiğ köfte...
Doymadım doyamadım yemelere...
* Söz çiğ köfteyse eğer, '80'li yıllarda oyuncu arkadaşlarımız Ali Tutal'ın Şişli'de, Menderes Samancılar'ın Kurtuluş'ta işlettikleri kebap lokantalarını anmadan olmaz. Geceler uzar da uzar, rakılar boşaldıkça dolar, sazını kapan çalar / sözü olan söylerdi. En babalardan Arif Sağ ve Yavuz Top'u belirtmeden geçemem.
** Ikea'da İsveç baharatları satılıyor, Forest Blend mantarlı olanı.
4 Comments:
Merhaba,
Sessiz ama sıkı takipçilerinizdenim. Şu ekmek işi benim içimde ince zızı (bizim büyük nineler öyle der:).
Ev ahalisi asla bayat, ısınmış vb ekmek yemez, bakkalımız yarım ekmek satmıyor ve dondurucunun bu kadar bayat ekmeği almasının da mümkünatı yok. Bayat ekmeği sadece köfte içine kullanıyorum. O da nadiren yaptığım bir yemek. Sokak hayvanlarına verme imkanım oturduğum site itibariyle çok zor oluyor. Şu atılan ekmekler bana yürek üzüntüsü oluyor. Belki sizin tabirinizle uydurma benim tabirimle muhteşem tariflerinizin bayat ekmekli çeşitlemeleri vardır ya da olacaktır?? Hasretle bekliyorum.
İçten sevgi ve saygılarımla
Melike ÜNVER
By Adsız, at 26 Aralık 2011 11:19
Merhaba Melike, içini zızlatan bayat ekmek olsun :) Sütlü yumurtaya batırıp kızartmıyor musun peki? Üstüne bal döküp ceviz de dövdün mü biraz da..., ııımmmmhh, bayılır seninkiler. Kahvaltılarda çok severim bu ekmeği, tatlı yerine dahi olur yemek sonrası. Vişneli ekmek tariflerine de bir baksan... Ben de elim değdikçe yapar yazarım bir şeyler, neden olmasın... Çok sevgilerimle.
By Oya Kayacan, at 26 Aralık 2011 18:24
Evde ekmeği günlük yapıyorum ben. Hergün al, bayat o yemez, beriki taze yemez uğraşamam.
Köfteler şahane, ellerine sağlık.
Bu gece doğal maya kuran anne Çiğdem ( bakalım)
By Oglak Kizlari, at 29 Aralık 2011 21:21
Evde günlük ekmek yapmak harika olay Çiğdem. Peki çokça hamur yoğurup dondursan, her gün bir topak pişirsen olmaz mı? Doğal mayan hayırlı olsun :)
By Oya Kayacan, at 30 Aralık 2011 09:50
Yorum Gönder
<< Home