Kedili Mutfaklar

Cumartesi, Haziran 24, 2006

Enginara bulgur ne güzel yaraşır...


Geçtiğimiz yıl enginar mevsimi kapanmadı. Becerdiler bir şekilde, bilmem artık ne yoldan, ürettikçe ürettiler. Bu yıl da bolluğunu geçmek, darlığına girmek mevsimindeyiz. Enginar tutkulu bir kadın olduğumdan günde en az iki adet tüketiyorum bollukta. Derken bir de bakıyorum ki misafir yemeği haline geliyor. O paha biçilmez olmuş, ben de bıkmışım zaten.

Enginar hallerim herkes gibi değil. Yollarda rastladığım her enginarcıdan bir adet almak huyum en belli başlı ayrıcalığım mesela herkeslerden! Adam ayıklıyor, tuzlayıp limonluyor, sapını da özel istek üzerine uzunca bırakıyor. Ben yola devam ediyorum, elimde lollipop misali enginarım, katır kutur şapır şupur. Bu şekle girmem, yolum uzunsa eğer günde üçe kadar çıkıyor.

Derken, üç günde bir eve getirdiğim altı enginarın beşini akşam akşam pişirmelerim, birini de çiğden salatalarıma katmalarım var. Taze patatesli, bol limonlu ve dereotlusuna bayılıyorum. Ançuezli ve ekmek kırıntılı yaparsam ziyafet var demektir. Fırında, beşamelli olursa tepsiyi yok etmeden ayrılmam başından.

Anneler usulü yapıldığında görselliği muhteşem. Açmış karnını enginarlar, doldurmuşsun ortalarına garnitür denen mini mini patates, havuç ve bezelyeyi ve de dereotu süslemesiyle işi bitirmişsin. Renk şöleni, tabii enginarı da kehribar gibi pişirmeyi bilene.

Bizim mutfaklarda yeşil sebzeler zümrüt, enginar ise kehribar gibi pişer. Kehribarın yeşili, yani green amber yeşili olsa gerek bu yeşil. Yoksa kehribar rengi tam da enginarın olmasını istemediğimiz renk.


Bulgurlusunu bu yıl çok yedim. Kolay yapılıyor, doyurucu ve ağzıma lâyık. Enginarları bazı küp doğruyorum, bazı bütün bırakıyorum. Pilav kısmını küp küplerle pişirip, ayrı yaptığım bütün enginarlarla birlikte servis yaptığımda oluyor. Bütün enginarlara bulgur katarak aynı tencerede pişirdiğimde.

İri doğranmış bol beyaz soğan sızmada çevriliyor önce; üç beş diş sarmısak ve limon suyu ile enginarlar azıcık yumuşatılıyor. Bulguru serpiliyor veya bolca bulgur koyuluyor. Burada bulgurlu enginar mı enginarlı bulgur mu meselesi çıkıyor yani karşımıza. Enginarlar eğer ikinci yemekse bulgurlu enginar yapıyoruz. Bol bol bulgur pilavı yemek varsa niyetimizde eğer, enginarlı bulgur.


Baharatlar ve yeşillikler bu yemeğe aşık oluyorlar sanki. Ne koyarsanız içine, bir başka doyumsuz lezzet çıkıyor ortaya. Karışık biberler, karanfil ve pek çok baharat içeren Mexican Pepper / dolma baharı, kimyon ve karabiber / melisa ağacı yaprakları ve baharatlarla denemelerim... Hepsi de mükemmel başarılı oldular. Daha da gerekiyorsa sonradan kırmızı biber katıyorum, halis Urfalı olandan, o çıldırtan acıdan.

Dedim ki, enginar darlığına girmeden haberiniz olsun.

18 Comments:

  • ENGINAR VE KEREVIZ ASLA YIYEMEM / herkes cok seviyor ama ben yiyemiyorumm /
    ama tam bir bulgur canavariyim :))))))herseyini yerim / bitiririm
    eline saglik oya !

    By Blogger vintage biscuit, at 24 Haziran 2006 23:41  

  • ufff diyorum baska da bisi demiyorum

    By Blogger Nes london-ist, at 25 Haziran 2006 03:09  

  • ÜTOPİK YEMEĞİM ENGİNAR...
    sevgili oya, belki sana komik gelecek ama..31 yaşındayım..bugüne kadar evimize enginar girmedi. aslında ilginç olan 'neden böyle olduğu'...
    Yani evimize hiç domates girmedi diyen birine neden 'ne diyo bu ya ?' denir de..
    hayatımda hiç enginar yemedim diyen birine böyle denmez...
    Keşke tatsaydım da, tadı hakkında yorum yapabilseydim...ama kesin olan bir şey var..örneğin bulgur pilavı ve baharattan bahsetmişsin ve işin içine onları da sokmuşsun..
    kesinlikle yerdim ve beğenirdim gibi görünüyor (emin deilim:)))
    bir gün yiyeceğim..belki yarın belki yarından da yakın..

    By Blogger birisinin yeri, at 25 Haziran 2006 03:59  

  • "En vahim hâl en son yorumda. Enginarın eve girememe hali! Ne diyosun yaaa Baver?" diyemeyeceğim:-)) Çünküüü, Oya Hanım patlıcan yediğinde tam otuzbeşindeydi. Çok aşık olduğu adam bir gün ona dedi ki,"Beni seviyorsan yiyeceksin!" Yedi Oya... Adam bir ara çıktı Oya'nın yolundan. Oya patlıcanlarıyla birlikte yola devam etti, sarmaş dolaş. Sana hayırlı bir aşk diliyorum Baver kardeşim... (Evli mevli değilsin değil mi?)

    Neslihan, gel beraber ufffflayalım.

    Büsküüü, bir aşk da sana. Varsa bir daha, olmadı bir daha...

    By Blogger Oya Kayacan, at 25 Haziran 2006 12:34  

  • Ilk enginarla Gemide Ege yolculugum de tanistim daha kücük bir cocuk'ken.Arkasindan oyuncagini ceken cocuk gibi hep pesim sira geldi o günden bu güne.
    Resimler acili Bulgur da sizin olsun.Beni sürükliyen o alisveris oldu.Orada sakli duygular.

    Saygilar.

    By Blogger ERDIL, at 25 Haziran 2006 13:40  

  • Erdil Bey, enginar her nerede tanışırsak tanışalım hayatımıza girdiğine şükretmemiz gereken bir çiçek. Alışverişteki duygular?!

    By Blogger Oya Kayacan, at 26 Haziran 2006 12:39  

  • İnsanin sevgilisi İzmirli olunca enginarla tanismasi uzun sürmüyor ;)Bundan 6 yil once, Soner'le yeni tanismistik, bir gün "bana enginar dolmasi pisirir misin" dedi, iyi ama ben hayatimda hic enginar yememisim ki! Aradim taradim, garnitürlü enginar dolmasi yaptim. Meger, o İzmir usulu enginar dolmasi istermis. Enginari, zeytinyagli sarma iciyle doldurup kabuklarini siyira siyira yerlermis. Gecen yil enginar mevsiminde İzmir'e gittik de kayinvalidemin elinden bir enginar dolmasi yiyince anladim bunun nasil bir lezzet oldugunu.
    Bulgurlu enginar ya da enginarli bulgur da nefis olmustur kesin, ellerine saglik Annoya!

    By Blogger Isil Simsek, at 26 Haziran 2006 15:29  

  • annoya,
    ben de baver gibi bi kaç ay öncesine kadar hiç yememiştim enginar. evcininin tarifinden yaptım ama yiyemedim :( agzıma tel gibi ipler geldi hep, beceremedim yapmayı da yemeyi de. Oysa görüntüsü ne güzel.

    By Blogger misir, at 26 Haziran 2006 15:36  

  • Isil'cigim, kayinvalidelerimden Izmirli olani(!) yemek tarzimi pek etkilemedi cunku oraya gelene kadar bir Ayvalikli bir de Calabriali kayinvalidelerim olmustu!!! Anneanne Ispanyol Yahudisi, anne mutfagi Osmanli + Avrupai... Enginar dolmasi cesidi coook bende. Ama Ege ve Italyan usulü minik enginarlar yemek dunyada degisemeyecegim hazlardan. Bibik'i de operim...

    Sevgili Misir, iyi ayiklayamadin veya ayiklamamislardir. Lokum gibidir enginar. Ipleri oldugu zamanlar olunca da bir zahmet .............!

    By Blogger Oya Kayacan, at 26 Haziran 2006 18:12  

  • Oyacim, agzim sulandi valla, ellerine saglik. Bol limonlu enginar gibisi yok gercekten de. Ustune de bir bardak oda sicakliginda su! Aaahh ah.

    By Blogger YesilErik, at 26 Haziran 2006 18:18  

  • Enginar senin elinden yine bambaşka güzel çıkmış ortaya.Her türlü halini çok severiz evde.bulgurlu halini de senin usulünce yapıp yiyeceğiz artık.

    By Blogger İpek Kuscu, at 27 Haziran 2006 00:48  

  • enginarı hep yaparım ama senin anneler usulü dediğin şeklinde.bulgurlusunu deniyeceğim.beşamel soslunun ve dolmasının tarifini de bekliyoruz..

    By Blogger Nenoni, at 27 Haziran 2006 09:21  

  • Bu enginar denen meret bu ulkede var evet ama nedense cok ortalikta gormedim ya da buyuk olasilikla fiyati pahali. Mesela kereviz kokunun poundu (yarim kilosu) 4$ olunca enginara bakmak aklima gelmedi sanirim. Biraz gurme sebzeleri olsa gerek. Ben de cok severim engnari da uzun zamandan beri yemedim. Annemin yaptigi bir tarif vardi enginar kabuklari ve bakla icini birlikte pisirir. Enginari siyira siyira yersin. Bakla icinin tadi da cok guzel olur. Enginar deyince aklima hep o gelir. Turk bakkalinda konservesini gormustum galiba. Ne yapalim ben de ondan yaparim bari :)

    By Blogger ycurl, at 27 Haziran 2006 09:32  

  • Enginar'ın geçtiği tümce bile bir dingin bir arınık oluyor sanki... Öyle temizliyor ki ortalığı rehavet çöküyor... Bulgurla hiç yemedim... Sanırım bu senin tarifin... Oya'nın olduğu her yerde yaratıcılık had safhada... Başkalarına asla kanmam ama senin damak tadından anlaman konusunda zerre kuşkum yok... Mutlaka deneyeceğim...

    By Blogger Şirin, at 27 Haziran 2006 10:47  

  • Yeşilerik'çiğim ben bulgurlu enginarı buz gibi ayranla benimsedim nedense. Pek hoşuma gidiyor.

    Beklemeee Bencil Kirpi, bu konuda kaybedecek zaman yok. Suyunu bilemedim vallahi. Yaparsan da bol limonla ve tuzla birlikte sık ki, kara bir su çıkmasın ortaya.

    Afiyet olsun Çilek'çiğim. Sevdiniz inşallah?!

    En klasik enginar o zaten Nenoni. En lezzetlisini de annemin elinden yerim nedense. Kafa mı takılmış oraya ne?

    By Blogger Oya Kayacan, at 27 Haziran 2006 11:19  

  • Annenin tarifini geliştirmem lazım Curly. Sadece kabuk / yapraklarla demişsin... Ya da sen annene anlattıracaksın iyice, artık bilmem. Bakla içine de bayılırım. Enginar bakla ikilisi ablamın mutfağında çok pişer. Eniştem İnal bakla içini çok sever, galiba Selaniklilerin böyle bir huyu var! Hani kuzu etli, bakla içli ve dereotlu nefis bir pilav vardır, o da Selanik işidir bildiğim kadarıyla. Ablam Hülya nefis yapar. Yine enginarın göbeğine fava koymak da accaip lezzetlerdendir. Var mı yaaa enginar gibisi?

    Yaşasın, Şirin benim lezzetlerimi seviyor. Omuzlarımı diktim yukarı, kollarımı kabarttım:-))

    By Blogger Oya Kayacan, at 27 Haziran 2006 12:40  

  • Oyacim, ayranla bulgurun cok yakisacagini tahmin edebiliyorum aslinda. Bu arada Ycurl'e not: Trader Joe's varsa sizin oralarda, enginar kalbi seklinde dondurulmus satilani gayet basarili, pek tabii organik. Eminim WholeFoods'da da vardir. Bir de ayni sekilde Kroger'da da satiliyor. Biraz uzun sure pisince gayet iyi oluyor. Ben bezelyeli yapiyorum. Turk/Akdeniz bakkalarinda konservesi var, o da fena olmuyor ama dondurulmus yapinca tazesine daha yakin bir lezzet yakalaniyor. (ABD'deki enginar polisiniz bildirdi :P)

    By Blogger YesilErik, at 27 Haziran 2006 18:14  

  • "Çiçekse çiçek işte..." 15 Ağustos 2005 tarihli yazımı ve
    http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2005/08/iekse-iek-ite.html

    enginar çiçeklerimin fotoğaflarını görmüş müydünüz?


    Ve de sağol Yeşilerik...

    By Blogger Oya Kayacan, at 27 Haziran 2006 21:02  

Yorum Gönder

<< Home