Kedili Mutfaklar

Cuma, Ocak 11, 2008

Ne havadis?

Antalya, Elmalı'dan ceviz var, kestane var. İnanmayacaksınız ama susam kokusu mutfağı esir alan tahin var. Tahinin birazı humusa girecek, geri kalan biraz biraz bilmem nasıl yenecek? Cevizler acayip, lezzeti tatlı, kabuğu incecik. Öğrenmiş oldum böylece çekiçle kırdığım cevizlerin 'çetin ceviz' olduğunu, 'çetin ceviz' diye neye dendiğini. Elmalı cevizi neredeyse parmaklarında kırılıyor insanın. Avocado ile maydanoz salatası yaparım ya, işte onun içine de koyarım artık bu cevizlerden. Nasıl olacak bakalım?


Kestaneler bereketli olacak, çok eminim. Yıllar, belki asırlarca tüketilecek. Çünküüüü, tepesinde mini mini filizi olanları dostlarıma dağıttım. Ege'deki köye, Yeniköy ve Ortaköy'deki bahçelere, Mine'sinin serasına gittiler; ekilmeye, büyümeye. Bende eksik kalmadım tabii, ektim! Mine'sinin talimatıyla önce saksıda ve dış mekanda duracaklar bir yıl boyunca. Bu ara iki üç hafta içinde filizi topraktan baş göstermiş, ağaç olma yolunda ikinci adımlarını atmış olacaklar. Bir yıl sonra bahçelerimize dikilecekler. Özge'ciğim, çok teşekkürler sana. Yine paylaşarak büyüdük.


Narlar ayıklanacak, suyu çıkarılıp ayva rendesi ile reçelimsi yapılacak. Ben bunu hep yapıyorum ama bana pek kalmıyor, doya doya yiyemiyorum. Yakında nar suyunda ayva reçelimsisi imalathanesi kurabilirim yani. Yan ürün olarak da portakal suyunda ekşi elma. Izgaraların yanında hele, of of of oluyor ki ne...

Marmara'nın depremini geçirmiş bir küçücük kız varmış. Rehabilitasyon kurslarında yün bebekler yapmayı öğrenmiş. Zaman geçmiş, büyümüş genç kız olmuş. Marmara Üniversite'sinde okumaya ve okul giderlerini yün bebekler yapıp satarak karşılamaya başlamış. Annoya o bebeklerden oturtmuş rejisör koltuğuna dört tane yan yana; yastık gibi kullanıyormuş. Bayramdı seyrandı eşe dosta vermiş bir sürü. Kızın elinde bebek kalmamış. Daha yapsın da daha alsın, diye bekliyormuş şimdi.


Hafta sonuna doğru evimi çiçeklerle bezemek huyum vardır. Bu hafta ayçiçeği minyatürleri alındı. Çok dekoratif duruyor, bana kırsal keyfi veriyorlar. Torunum Cancan bebeklere ve çiçeklere yakın, rejisörün altında duruyor. Hani atlamayın, mutlaka onu da görün, diye diyorum.

Son zamanlarda çok sevdiğim bir salata keşfettim. Bir kereviz ve bir granny smith elma, bir portakalla yarım limon suyuna rendeleniyor. Bir diş sarmısak rendenin inceciğinden geçirilerek iki kaşık mayonezle birlikte katılıyor içine. Sızmayı gezdirin üzerine, tazecik kereviz yaprakları ve kuru amerikan üzümleriyle süsleyin.

Kırmızı şapkalı kızlar çoğalıyor. Etrafınıza dikkatle bakın, Annoya markalıları tanıyabilecek misiniz bakalım. El öpenlerimden Edremit'den Çiğdem de taktı gitti bir tane başına.

Bu arada Hemera yağları İstanbul'da da satılmaya başlanacak galiba yakında. İlk olarak Gayrettepe, Defne Şifalı Bitkiler 0212 288 07 08'de damağınızın onayını bekliyor. Üstelik önce 250 ml / 3.00 YTL tadımlık şişelerden alınıyor, sonra bir teneke 5 litrelik götürülüyor eve.


Reklam payı olarak benim zeytinlerim özel sıkılıyor ama, n'aber!!!

Akrabayı talûkat geniş. Nilo sanıyla, Nilüfer Tokay adıyla maruf ressam benim akrabam. Nereden? Anne dedem tarafından kuzenimin karısı. Sergisine uğrayın bence.


Kıymalı mercimekle nefis bir peynirli börek çok da güzel yeniyor.

Havadis dediğim bunlar işte.

16 Comments:

  • Oya abla kestane demişsin de ben ne çok severim bilsen kestaneyi! Kaloriferli evde otururken yapışmaz tavada ocakta pişirirdim, şimdi sobalı evdeyiz evden eksik tutmuyorum. Evde olduğumuz hermen her akşam çiziyorum 10-15 tane kestaneyi hemen atıyorum sobanın üstüne. Sonra da kabuğunu sobada yakıyorum kokusu çıkıyor çok hoşuma gidiyor. Ah p.tesiden beri evde oturmuyoruz özledim kestanelerimi, mutfak tezgahının üzerinde sabahları seyretmekle iktifa ediyorum bugünlerde. Bir de şu ayvalı nar sulu reçelimsinden bahsetsen daha ayrıntılı, meyve suyu ile reçel yapıldığını duymuş ve denemek istemiştim belki okur cesaret bulur ben de denerim.

    Sevgiler..

    By Blogger Naile, at 11 Ocak 2008 13:10  

  • Sevgili Naile, 16 Ekim 2005 tarihinde ayva nar meselesini anlatmışım iyice. 16 Ocak 2006'da da narenciye suyunda elma var.
    Kestaneseverleri ben de severim!

    By Blogger Oya Kayacan, at 11 Ocak 2008 17:26  

  • Sevgili Annoya,
    Tahinden hibeş yapp, bol kırmızı biberli limonlu. Rakının yanında iyi gider. Mahsusçuktan Antalya'dasın varsay, mümkünse Yedi Mehmette terasta, hemen altınızda konyaaltı, akdeniz ışıltılar içinde dümdüz uzanırken...
    :) Antalyayı özledim mi nedir:)))

    By Blogger Boncukçu, at 11 Ocak 2008 17:29  

  • Sen olmasan bu blogları sevemezdim ben... İnan senden başka bu kadar iştahla zevkel yazan başka yazar yok buralarda... Ne buralarda Türk basınında da yok eşin Annoycağım...
    Öyle zevkle okudun ki yazını... Tam bir hiperaktif yazısı:)) Seni durdurabilecek olana aşk olsun!
    Tanrım kem gözlerden korusun!

    By Blogger Şirin, at 11 Ocak 2008 22:52  

  • ohhh, ne güzel, bahar gibisiniz, oya hanım, insana hiç aklında yokken nar sulu ayva reçelimsi bile yaptırırsınız:)

    çok sevgiler.

    not:istediği kadar saklansın, ben cancan'ı görmüştüm. öperim onu.

    By Blogger endiseliperi, at 12 Ocak 2008 12:59  

  • Boncukçu'cuğum, hibeş yapmayı bilmezdim, hemen tarifini arayıp buldum, not ettim kafama. Yedimehmetler'e de selam olsun. Benim de sık sık aklıma düşen bir yerdir. Gerçi o çok eski küçücük haliyle düşer ama neyse...
    ----------
    Allah iyiliğini versin Şirin'ciğim. Seni okuduktan sonra, döndüm dedim ki kemiklerime, "Bana bakın, oyun bozanlığı kesin, bırakın ağrımayı falan artık. Şirin duymasın..."
    ----------
    Endişeli'ciğim, dün sınıf arkadaşlarımla buluştuk yine. İnanamazsın ama hepimizin ruhu, aklı acayip bahar, gövdelerde olmazsa olmaz hafif mırıltılar 8~} Darısı başınıza siz gençlerin, keyifle yaşlanın bizler gibi.
    Cancan mutlu oldu seçildiğine o karanlık karede. Ben de sana nar suyuna ayva yaptırabilip mutfağına sızarsam kıyıdan köşeden, çoook mutlu olacağım.

    By Blogger Oya Kayacan, at 13 Ocak 2008 09:13  

  • ne güzel tekrar "sizi" okumaya başlamak.
    kırmızı şapkaya bayıldımmmm. keşke komşunuz olsaydım, bana da örerdiniz, belki de nasıl ördüğünüzü gösterirdiniz bile:)
    şu nar suyuna ayva reçelimsiyi yapıcam hemen. evde var ikisi de neyse ki. tatlı-ekşi-acı elma sosunuzu keyifle tüketiyorum.
    ayrıca "dumanı üstünde" kitabından sizin tariflerinizi ayrı bir özenle pişiriyorum. Sonuç - niye şaşırıyosam? - hep muhteşem oluyor.
    daha çok yazın. daha çok.
    arsız hayranınız:)

    By Blogger semiramis, at 13 Ocak 2008 23:36  

  • Semiramis nerede komşuluk ahhhh. Edremit' ten İstanbul' a yolum düştü allahtan. Vallahi öptürdü elini Oya' cım... Sıcacık takıyorum şimdi başıma.

    Oya' cım yağların sıkıldı hazır. İstirahatteler biraz. Sonra hafiften süzgeçten geçecekler şişelere girecekler ve koşacaklar sana. İyi haber her yıldan daha lezzetliler bu yıl. Kötü haber randıman düşük istediklerimi ertelemek zorundayım bu sene. Sağlık olsun seneye inşallah diyorum ve koskocaman öpüyorum.

    By Blogger Çiğdem, at 14 Ocak 2008 08:56  

  • Bu arada....

    Aşure yaptım hafta sonu içine kestane koydum harika oldu. Fırın torbasında tavuk pişirirken de iç pilava katıyorum aklınızda olsun nefis oluyor.

    By Blogger Çiğdem, at 14 Ocak 2008 08:58  

  • Semiramis'ciğim, uydur karıştır ortaya çıkardığım lezzetleri deneyenler memnun kalıyor da..., sanırım okurlarımın çoğu denemekten korkuyor! Hani, "amma da atmış haaa," diyenleri bile duyar gibi oluyorum ara sıra 8~}
    Kırmızı şapkalar dün itibariyle tükendi. Aslında, sadece el öpenlere demekle iyi etmişim be canım, yoksa hayatımı kırmızı şapka ören kadın olarak sürdürmek durumunda kalabilirdim. Zaten o yumakları alırken yüncü bile şaşırdıydı. Bir masal devi buldum filan sanmıştır herhalde, sırtına kazak örecek!!! O kadar çok aldım yani.
    Seneye bir sürü kırmızı şapka örüp, bu sefer el öpenlerin dışında bir dağıtım yolu arayacağım. Söz.
    ----------
    Ayyy Çiğdeeeem, sayıklıyorum vallahi sızmamı, hele hele hani o burun damlası (!) olanı. Elleriniz dert görmesin, Tatar'ın da senin de.

    Kestanelisi nefis olmaz mıııı? Haftaya yapmak niyetindeyim ben de aşuremi. Afiyet şeker olsun hepinize.

    By Blogger Oya Kayacan, at 14 Ocak 2008 09:26  

  • Oyacan,
    Dün akşam Aşure töreni başladı..Buğdayın ön pişirimi...Fasulyenin ıslatılması..Nohutlar pişti 2 hafta önceden..Buzluktalar...
    Akşam eve gidince de Aşure tamamlanır herhalde..Bir aksilik çıkmazsa yani...
    mineflora

    By Anonymous Adsız, at 14 Ocak 2008 09:35  

  • sizi keyifli ve mutfakta görünce ama özellikle cancanı çiçeklerin arasında mutlu görünce inanın huzur buldum...
    ve nar suyunda ayva reçeline fena halde aklım takıldı,umarım başarırım :)
    sevgiyle...

    By Anonymous Adsız, at 14 Ocak 2008 14:42  

  • Oldu bitti mi aşuren Mine'si? Annem Selma da aşuresini haftaya bıraktı, öksürmek tıksırmak hallerini ağır yaşıyor benim canım. Komşular da boş durmaz bu arada. Yani tembellik edip her an vazgeçebilirim yapmaktan 8~}
    ----------
    Başarmak ne demek Sedencik, yapıyorsun oluyor... Afiyet olsun, yiyen bayılacak, görecksin.

    Biz, Annoya ve Cancan torun, alışıyoruz yeni yaşamımıza. "Hayat kaldığı yerden devam ediyor," derler ya, öyle değilmiş ama. Eksiği, boşluğu, yokluğuyla sürüyor.

    By Blogger Oya Kayacan, at 15 Ocak 2008 08:21  

  • Kerevizli salataya bayıldım,en kısa zamanda deneyeceğim,blog oluştuma aşamasında oldugum için tüm blogları dikkatlice inceliyorum.Ellerine sağlık.

    By Anonymous Adsız, at 19 Ocak 2008 01:51  

  • selamlar elmali eyince tesadufen rastladigim bu bloga takili kaldim ne yaziyor diye.
    ben de bir elmalili olarak tahinden hibes'i siddetle tavsiye ederim.cok guzel olur.yada antalya piyazi da olabilir.
    elmali da helvacilik da satilir tahinler,tahin helvalari,corek helvalari,sekerler,taze taze gozunuzun onunde kavrulan leblebiler.
    galiba bende ozledim,elmali'yi,antalya'yi.
    sevgiler
    leyla

    By Anonymous Adsız, at 19 Ocak 2008 16:16  

  • Kolay gelsin sevgili Pamuk. Blogun açılınca haber ver.
    ----------
    Leyla'cığım, bir türlü sıra gelmedi hibeşe. Antalya piyazını da bilmem bak. Öğrenmeli! Elmalı yolu görünüyor bazılarına galiba...

    By Blogger Oya Kayacan, at 19 Ocak 2008 19:01  

Yorum Gönder

<< Home