Ye iç kırmızı
Uzayıp gidiyor bu iş. Meteroloji kar diyor, hava güneşli. Ay pardon düzeltiyoruz, kar yarın sabah. Olmadı, akşamüzeri ve hatta saat tam beşe çeyrek kala başlayıp... Değilmiş hay anasını, tashih ederiz, sabaha karşı buzlanma... Eh artık sabahın karşısında buzlanınca arkasına da tipi talip olur belki... Ve fakat şimdiden kapanın evlere, amanın bir yere çıkmayın, fena olursunuz haaaa.
Meterolojide hâl böyle olunca, haldeki hâl haliyle çok fena oluyor! Sebze meyva fiyatları alıp başını Sibirya mı Balkanlar mı, nerden idüğü belirlenemeyen soğuklara göre her gün daha ince ayarlanıyor.
İşte bu durum benim yeşilden kesilmemin ana nedeni. En son altı yaprağını altı liraya yediğim kıvırcıktan sonra, acilen dönüştüm kırmızıya. Neyime yetmiyor, ellerime sağlık lezzetinden yiyemediğim kırmızı lahana ile değişik renkli arkadaşları? Beyaz çinli turp, yeşil avokado, turuncu havuç ve granny smith rengi elmanın rendeleri? Birer demet maydanoz ve dereotuyla evde kalmış olan taze soğanların kıyılmışları neyime yetmiyor haa? Kemal Kükrer'in ekşi elmalı sosu, portakal ve limonların suyu, süzme bal, sızma yağ, tabasco, sarmısak, kapari, kuru nane...
Hooop hop, bu ne yaw?
Salata, vallahi kırmızı salata.
Derken yanına kırmızı et ızgara. Kırmızı şişe şarap... Kar kırmızısı bunlar kaaaar.
Ha ne diyecektim? Meterolojiden gelen karlı haberler iki işe yarıyor. Sebze meyva ile iştigal eden vatandaşlara ve kar yağdığı zaman sokaklarda hareket görmeye tahammül edemeyen belediyecilere. Ola ki dedikleri tutar da yağarsa, sokakta insan olmayınca kimse yolda kalmıyor, yollar açıkmış kapalıymış kimsenin umurunda olmuyor... Bunlar bunu artık sürekli yapıyor.
Aman gerekmedikçe sokağa çıkmayın!
Her an her şey olabilir.
Benim canım kar çeker bir yandan.
Kırmızı salatanın astarı yüzünden pahalıya geliyor, o da başka yandan.
8 Comments:
Nede alımlı asılıverdi o kırmızılar monitörüme.
Bu bloglar beni hep kışkırtıyor,
Kimisi pastalarıyla , kimisi börekleriyle, hele sevgili Oya Karacan sıradışı tarifleriyle
Ben zaten kışkırmaya hazır:)
16 kiloyu verdim ıkına sıkına ama
geri kalan 8 kilo kıpırdamaz bu gidişle...
By Adsız, at 28 Ocak 2008 17:07
Sevgili Oya hanım o kadar güzel anlatıyorsunuz ki herşeyi ben hayran kalıyorum her defasında. Şöyle ki, bir kere fotoğraflar son derece profesyonel çekiliyor. Renkli, insanın içini kışkırtan, monitörden bir lokma alınacakmışcasına. Elbette ki sizin mutfağınız ve bizimkiler kedili mutfaklar. Kedili mutfaklar hep ayrıdır bilirim. Bu farkıda her zaman hissederim saygı ve selam ile
By Adsız, at 28 Ocak 2008 19:43
Oya' cım şu haberi okusana :) Vatan gazetesi... Sözün bittiği yerdir.
Topbaş, sabaha kadar kar yağsın diye bekledi
Topbaş, geceyi AKOM�da geçirdi. Ancak yoğun kar yağışı bir yana, karla karışık kar bile yağmadı
Hilal ÖZTÜRK
Foto: İLKER AKGÜNGÖR
Ancak sadece bir-iki kar tanesi Şile ve Anadolu yakasına düştü
İstanbullular dün sabah karla uyanmayı beklerken, çiseleyen yağmurla karşılaştı. Oysa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş önceki gün �Sabah 05.00�ten itibaren yoğun kar yağışı bekliyoruz� açıklaması yapmış hatta sabah işe gidecek İstanbullular�ı araçlarını kullanmak konusunda uyarmıştı. Kendisi de geceyi AKOM�da geçirdi. Ancak yoğun kar yağışı bir yana, karla karışık kar bile yağmadı.
By Çiğdem, at 29 Ocak 2008 09:17
Onaltıyı versem sekize mi takardım sevgili Nüket? Şaka bir yana on kilo vermeyi çok isterim. Kırmızı salatanın kalorisini azaltabilirsin. Avokadoyu eksilterek işe başlamak gerek!
----------
Yaşasın kedili mutfağı olan bir dost daha gelmiş. Sağol Hakan, fotoğraflarımı hep kuşku içinde veriyorum ekrana. İyi çekmeyi bilmek çok isterdim doğrusu. Benim yaptığım el yordamı göz kararı oluyor, aynı yaptığım yemekler gibi. Becerebiliyorsam ne alâ. Kedili sevgiler...
----------
Neyse Çiğdem bu sabah saat 8:10 itibariyle bizim yakada kar taneleri uçuşmaya başladı. Çok sevindik, pencerelere yapıştık, ağaçlara konan taneleri saymaya başladık!!! Komik biraz halimiz değil mi? Her konu bir vaveylâ olarak sokuluyor artık hayatımıza. Her konuşulanı, havaymış/suymuş, politikaymış/zevzeklikmiş her neyse ne; sürekli yalanlamak/ revize etmek durumunda kalıyorlar. Bu yöntem insanları serseme çevirip gerçeklerden uzaklaştırmak için bilinçli olarak oturduldu gibime geliyor. Uygulayanların bu kadar saf olduğu inanılacak gibi değil yoksa.
By Oya Kayacan, at 29 Ocak 2008 11:31
Diyelimki avakadoyu çıkardık, kırmızı şarabı nerelere saklayacağız:))) Eh ben bu salatanın üstüne birazda hellim kızartırım. Olmadı biraz eski kaşar rendelerim. Avakado malzeme listesinden çıktığıyla kalır:)))
By Adsız, at 29 Ocak 2008 14:49
"Karla karışık kar" ifadesi ilerleyen saatlerde düzeltildi. Yağmaya başladığından herhalde. Gözünüz aydın Oya' cım. Barajlar dolar inşallah.
By Çiğdem, at 29 Ocak 2008 17:40
Oya hanim, madem kar gormek istiyorsunuz, buyurun bize gelin.Bugun -10 civarlarinda ya sicak sayiyoruz bunu)))Kar mi? diz boyumdan fazlaca ustunde yuruyunce kart kurt ediyor.
Sevgiyle kalin
Sam
By Adsız, at 29 Ocak 2008 20:47
Doğru düşünceye ne denir? Neyse ki malzeme arsızı kendimden beterlerini görünce ferahlıyorum. Yemene bak sevgili Nüket, Biletler geliş-gidiş, aradaki duraklarda keyif yapmak şart.
----------
Yok be kardeşim, yağdığı filan yok. Mahalle mahalle bölgelere ayrılmış şekilde püfürdedi azıcık. TV kameramanları da sağolsunlar yakalamışlar o enstantaneleri (!), ki halkımız hasret gidersin hiç olmazsa ekranlardan diye... Arkadan da "her yerde kar var," attırsaydılar, musikişinaslara da kıyak olurdu.
----------
Sorry Sam, kart kurt olunca ne diyeceğimi bilemedim 8~}
By Oya Kayacan, at 30 Ocak 2008 09:22
Yorum Gönder
<< Home