Palamut morta doppia
Cancan israrcı, "Yiyelim de yiyelim, hemmen yiyelim."
- Nasıl yapalım oğlum?
- Ağzıma layık yapalım. (Demektir ki az sızmaya az tuzla oğulmuş balık ızgarası.)
Ne bu haller? Yarı dolu/boş buzdolabı bu evin yüz karası. Salata bile, bile bile yok... Sokaklama halleri programlanmış. Belli değil ne zaman nereye ama sokaklarda yemeye teşne bir garip bünye. Pide bile çekiyorum için için... Yani içime pide dahi girsin istiyorum. İstikamet Beylerbeyi Meydanı.
E peki ya palamut neyliyor kucağımda natura morta? Şeyliyor canım işte, oğlana söz verilmiş yerine getiriliyor. Meydan'dan geçerken, "kuyruktan keees, yarım poorsyon," diye seslenecek halim yok ya Balıkçı İsmail'e.
Kalanı da tarafımdan yenmek üzere ızgaralanıyor?
Beş taze soğan, yarım demet maydanoz, kereviz yaprakları bııızzzzzzt..., çevreye yayılıyor bunlar, çingeneye çingene pembesi sardunya kalmamış, kırmızı çiçeklerle süsleniyor. Palamut doppia morta.
Rakı vardı tabiii ki yanı sıra dörtte üçün. Alkolsüz pide üzerinden iki saat geçmişti, tam da zamanıydı.
Keyifliydik.
Herkes anladı mı?
* Amma da ölü haaaa! (çoook taze anlamında)
10 Comments:
Afiyet olsun sana da, Cancan'a da Annoya...
Balıklı günlere selam olsun!
Rakısı da helal olsun!
By Şirin, at 3 Ekim 2008 13:19
bendeeeeeee isterim..herşey bukadarmı güzel..anlatılır?rakısız mındar giderdi zaten))sağlıklı,mutlu çokkk bayramlarınız olsun.eylül
By Adsız, at 3 Ekim 2008 19:30
oya ablacım biraz geç kalmış olsamda :( iyi bayramlar bu bayram gittim babaannemin yanına ve o güzel çöleçöşünden yedim neden bilmem sen geldin :)
By dyt.kelebekdiyeti, at 4 Ekim 2008 11:29
Şirin'ciğim, selamın da, helâlin de hoş olsun...
----------
Mındar eder miyiz hiç, hiç böyle bir ayıp eder miyiz Eylül'cüğüm?
----------
Özge'ciğim, babaanne, çöleçöş ve ben... Denk gelmişiz. Hatırlamana çok sevindim.
By Oya Kayacan, at 5 Ekim 2008 13:32
Oya' cım ayıp ettim biliyorum. Ne bayram kutlayabildim ne sesini duyabildim. Bayram bana gelmedi zira.
Babam ağır yoğun bakımda, doktorlar umutsuz, beden direniyor. Çıkmadık candan umut kesilmiyor. Ankara' ya gidip anama moral oldum geldim.
Geçmiş bayramın/bayramınız kutlu mutlu olsun.
Parmaklarım klavyeye, elim telefona gitmiyor gidemiyor kusuruma bakma.
By Çiğdem, at 6 Ekim 2008 08:57
Hâl-i pür melâl görüşmemiz tatsızdı ama sesini duyduğuma sevindim Çiğdem'ciğim. Kazık çakan yok, sıralı gitmeklere ses çıkarmayacağız tamam mı?
By Oya Kayacan, at 6 Ekim 2008 13:30
:) Tamam Oya' cım. Sağol desteğin varlığın için.
By Çiğdem, at 6 Ekim 2008 18:21
O alttaki resimde tabağa düşen gölge ben miyim, yoksa Cancan'mı bilemedim, çünkü kaç saattir tabaktan gözlerimi alamıyorum!...:)))
Sayende biz ucundan kıyısından İtalyanca da öğreneceğiz galiba Annoya'cığım (hani 3 kelime öğrenip, turist görünce onları sıralayanlar vardır ya, onlardan olacağım herhalde)
Bu arada Sevgili Çiğdem Hanımın babasına ben de şifalar dilemek istiyorum, Allah yardımcıları olsun...
By dgül, at 7 Ekim 2008 15:38
Teşekkür ederim dgül :) Moral oldunuz sağolun
By Çiğdem, at 7 Ekim 2008 17:59
Üstelik sanat dolu iki üç kelime öğrendiniz Demet'çiğim... Natürmort ama çift natürmort (iki kere ölmüş/morta doppia)demek oluyor ki yaptığın natürmort tablonun üzerini fırça darbeleriyle filaaan gölgeliyorsun. Bizim de mutfakta yaptığımız o iş galiba sanatsal bakarsan olaya. Olü doğaya fırça darbeleri...
Cancan yemeğimize ortak çıkmasına sevindi mi bilemiyorum. Yorum yapmıyor.
By Oya Kayacan, at 8 Ekim 2008 11:13
Yorum Gönder
<< Home