Kedili Mutfaklar

Çarşamba, Ekim 08, 2008

Benim mutfağım senin mutfağını döver!

Aklımda aklımda deyip deyip geçiştiriyorum o gün. Geçen ayın son Cuma günü. Aklım sıra müthiş olacak. Bayılacak herkesler, başta ben tabii.


Aklımda olan mısır ve pirinç patlağı olan o yuvarlak Eti şeylerini kullanmak aslında. Lakin kalkıyorum sinemaya gidiyorum o ara. Her sinemaya girerken yaptığımı yapıp yarım dozluk popcorn kesekağıdımı basıyorum bağrıma.

De Niro severim, Pacino'ya laf söyletmem, yine aklım sıra Orijinal Cinayet(ler)'i de seveceğim, oysa..., sardıramıyorum bir türlü, seri ölüler bile heyecanlandırmıyor beni. Popcorn yiyemiyorum yani keyfime dalıp, hele filmin sonunu hiç denk getiremiyorum.

Ezcümle, kesekağıdım patlak mısır dolu, aklım derseniz hani o aklıma taktığıma gebe, dönüyoruz eve.

İki avuç güneş kurusu domatesle bir soğan, iki diş sarmısak ve kekik birlikte bıızzzztlanıp hallediliyor. Popcorn giriyor işin içine.* Bir acı biber de... Yine bızzzt ve de tadına bakacağım şimdi.


İşte bu an, o tadına baktığım an oluyor ve hemen küçük bir meze tabağı ayrılıyor bir kenara. Sızması süsü filan, rakı yanına birebir, hattâ bire iki bu. Yani ben bir kuş derken, al sana bir taşla ikinci kuş.

Çünkü ben aslında diyordum ki;... derken bızzztın bıçağını çıkarıp kıyma katıyorum içine. Başka kap kirletmeyelim diye ve de elimle karıştırıyorum hafifçe. Fırın kabına yayıp sızmalayarak..., sıcak fırına atıp gözleyerek..., kuru görünmüşse gözüme iki üç kaşık sıcak su gezdirerek..., piştiiii.



Pardon, çok özür dilerim. Kebap gibi bir şey keşfedildi. Fena bir şey bu da. Yediriyor çok fena kendini. Daha atıyorsun ağzına, haydi bir çatal daha at hallerin geliyor.

Sonra daaaa benim o elleri maşalı hallerim geliyor, dayıyorum ikisini de belime, "Benim mutfağım senin mutfağını döver..."

Haydi hayırlısı, artık size de birilerini dövmek düşer.

Elime geçirsem De Niro ile Al Pacino'yu benzeteceğim aslında.

Aklımın sırasını seveyim.


* patlamamış mısır taneciklerini dikkatle ayırın veya da benden akıllı davranıp Eti patlaklarına müracaat edin.

15 Comments:

  • Oya Abla şu mezelerden varsa hani, fazlaysa alabilir miyiz biraz...Pek severizde laf aramızda. Hoş sohbet oldumu bir de deymeyin keyfimize. Eline Sağlık

    By Anonymous Adsız, at 8 Ekim 2008 17:34  

  • Oya harikasın ne diyim. Yazılarınıda tariflerinide seviyorum, keyifle okuyorum..

    çatlasın de niro .. :)

    sevgiler..

    By Anonymous Adsız, at 8 Ekim 2008 17:36  

  • Eti'nin patlaklarını çok severim bu bir, filmi izlememiştim daha iyi bir referans alamadım bu iki, hızla kilo alıyorum ve bu tamamen sizin suçunuz bu üüüüçç,

    Yinede vazgeçemem sizden buda dört :)

    By Blogger ruhdagı, at 8 Ekim 2008 18:46  

  • Kızma adamlara..Kıyamam..Bak ne güzel yeni bir şey yarattırmış o beğenmediğin filmden kalan patlaklar sana.
    Ne âlem hatunsun yaa..bayılıyorum bu dellenip harikalar yaratışına.Ama en çok da anlatım tarzına.Ben senin mutfağın köşesinden dinliyor ve izliyor gibi oluyorum. İçim ısınıyor.

    Ellerine sağlık.
    Sevgiler

    By Blogger Ece, at 9 Ekim 2008 00:04  

  • Senin mutfağın benimkini döver Oyacan'ım:)))
    Ama ben hiç şikayetçi olmam, hatta öbür tarafını döndürüp "bir tokat ta buraya at" derim:)))))
    Yaptıklarınla damağıma, yazdıklarınla ruhuma lezzet katıyorsun,
    iyi ki varsın...

    By Anonymous Adsız, at 9 Ekim 2008 03:31  

  • Ben senin aklına; sevmek ne kelime, bayılıyorum Annoyam, içim ne zamandır hiç bir şeylerde bulamadığım heyecanlarla doluyor ki taşıyor nerdeyse... De Niro'ymuş bilmem kimmiş, valla tanımam hiçbirini, alemin en kral artisti de, sanatçısı da en bi güzeli de sensin bana göre.
    Bir de şeyi merak ettim, (ailenizin sanal, kıskanç, kocaman büyümez çocuğu olarak); acılı filan ama Cancan'da tattı mı bu muhteşem lezzeti; ağzım sulanıyor bu arada öğlen öğlen?...Afiyet olsun sana da, inşallah en kısa zamanda bize de...
    Öptüm çok...

    By Blogger dgül, at 9 Ekim 2008 12:11  

  • İnanmıyorum, şimdi gördüm lezzetin son halini, bak geleceğim şimdi yanıbaşına, ona göre, üstelik de patlakları de koymuşsun yanına!...
    Cık cık cık!...

    By Blogger dgül, at 9 Ekim 2008 12:23  

  • Hay allah herkese... Piştiii dediğim yere pişmişini koyacaktım tabii. Neyse, şimdi pişmiş hali de 'prochainement sur cet écrane'... durumunda yayınlandı!
    ----------
    Buyur Hakan'cığım... Zaten bu içkili mezeli sofralara senin yaşlarda uyum sağlanırsa sağlanır... Yoksa birahanelere düşersin mazallah.
    ----------
    Sağol Zerrin'ciğim, keyfin daim olsun.
    ----------
    Eti patlaklarını sevmeye devam bu bir. Boş vaktin varsa, filme girmeden adamları izleyebilirsin! Ben yanlış yaptım galiba, filme kaptırmaya çalıştım. Bu ikiydi. Üçüncü ve dördüncüsü beni azalt ama sakın kesme e mi sevgili Ruhdağı?
    ----------
    -Ah Ece'ciğim, ben de mutfakta gözler hissedip duruyorum uzun zamandır üzerimde. Tevekkeli değil. -Adamlara gelince, oyuncuysa oyuncu bu kadar olur tabii de, o film nedir öyle yaaaa?
    -Annem bir süredir benimle kalıyor. Dün bir ara TV'de bir yemek programına rastladım ve durdum baktık tabii. Ayşe Tüter denen sanıyorum çok ünlü bir ahçı kadınmış, kitapları mitaplarıyla, her haliyle ünlü yani ;~[ Bir yemek yapma/yapamama hali var, zannedersin kuburdan karışık bok toplamış da onları pişiriyor. Yanında da kendinden beter bir hatun kişi daha, soğuk damın çiçeği halinde, ya sabır... Şaşırdık kaldık Annem Selma ve ben. Yani demişin ya içim ısınıyor diye. Benim de içim sıcacık olur yemek yaparken, en beter halimde bile şenlenir şakraklaşıveririm. Kadınlar o halleriyle insanların içini kararta kararta yemek yaptı yaaaa. Bunu buradan birine anlatmalıydım, piyango sana vurdu!!! Öptüüüm.
    ----------
    Öbür yanağını da severim sevgili Nüket.
    ----------
    "Yaşasın yaşasıııın..., başka büyük yok," halleriyle mega görgüsüz olmama az aldı. Demet'çiğim sağol çok yardımcısın bu mevzuda ;-}
    Yok canıııım, Cancan cinstir cins. Pirzola yer bonfile yemez. Dil peyniri yer kaşar ı ııhh. Süzme yoğurda bayılır, normal yoğurdu koklatamazsın bile. Bir de acı hiç sevmez. Bakmadı tabii tadına bu keşiflerimin.

    By Blogger Oya Kayacan, at 9 Ekim 2008 12:59  

  • "Bir yemek yapma/yapamama hali var, zannedersin kuburdan karışık bok toplamış da onları pişiriyor. Yanında da kendinden beter bir hatun kişi daha, soğuk damın çiçeği halinde, ya sabır... Şaşırdık kaldık Annem Selma ve ben. Yani demişin ya içim ısınıyor diye. Benim de içim sıcacık olur yemek yaparken, en beter halimde bile şenlenir şakraklaşıveririm. Kadınlar o halleriyle insanların içini kararta kararta yemek yaptı yaaaa."

    Hah hah haaaa! Siz çok yaşayın yahu, ne tatlısınız!

    Ama böyle iki boyutlu görüntülerle bizi mest edip oradan kıs kıs gülmek var ya, çok fena! Ahımızı alıyorsunuz!

    By Anonymous Adsız, at 9 Ekim 2008 19:43  

  • Ne yalan soyluyeyim yemekler kiadar uslubunuzuda sevdim ,anlatim tarzinizi yemekelrden cok sevdim aslinda.
    elerinize yureyinize gonlunuz e sagliik

    By Blogger lezzet sefasi, at 10 Ekim 2008 04:19  

  • Gülen yüzün solmasın Oya' cım :)

    Bahçenin hasatını yaptık, dün akşama kadar mutfaktan çıkamadım. İyi ki dün okumamışım seni gülmekten hiç bir şey yapamazmışım :)

    By Blogger Çiğdem, at 10 Ekim 2008 08:30  

  • bu yaratıcılığın ve güzelliğin karşısında dövmedende kaçarım ben Annoya :))

    filmi seyretmedim ama de niro öyleee dursada seyredermişim gibi geliyor burdan :)

    ve böylesine keyifle yaratılan lezzetleri tatmak zaten başlıbaşına keyiftir...

    cancana öpücükler...
    sevgiyle...

    By Anonymous Adsız, at 10 Ekim 2008 18:30  

  • Ahlar vahlar change exchange cambio! Vallahi kaydırak gibisin Metin Kardeş... Zekasız akıl olmayacağının iyi örneklerinden. Tepeye çıkıp dibe vurdura vurdura okunuyor yazıların.
    ----------
    Ben de senin yemeklerinin sefasını sürüyorum Sefa'cığım! Adabıyla yapılan yemeklere şapkaaaaa..., benim yaptığım lagaluga. Teşekkür ederim keyifli yorumuna.
    ----------
    Amin walla... Zaten bana diyorlar ya, "canının çok yandığını kahkahalarla anlatan kadın." Çevir kısaca Türkçeye, "deli". Hasatın bereketli olsun. Nice lezzetli kış sofraları donatsın sizlere inşallah.
    ----------
    O zaman sana bir de Niro posteri borcum olsun, filme gitmeeee. Gitmeeee Sedencik.
    Cancan ve Annoya sevgileriyle...

    By Blogger Oya Kayacan, at 11 Ekim 2008 11:08  

  • Gulumseyerek okudum blogu.. Cok hos.. Eti'nin patlaklari da neymis? Fotografta gorulen, daha cok diyet yapanlarin kemirdigi, diskler mi?

    By Blogger Mehtap Pasin Gualano, at 13 Ekim 2008 04:12  

  • Üstünde diyet miyet yazıyor ama inanma Mehtap'çığım... Mısırın, beyaz pirincin diyeti mi olurmuş? Üstelik çok lezzetliler. Sevgiler Roma'nın taşına toprağına, sana...

    By Blogger Oya Kayacan, at 13 Ekim 2008 10:56  

Yorum Gönder

<< Home