Kedili Mutfaklar

Cumartesi, Ekim 18, 2008

YATILI 2. Epizot

Akıllar dağılırken neredeydiniz Oya'nııım?


Özel doktorların hasta kabulü, SSK sürelerini aştı. İsim yapmışlar erkenine üç aydan başlayarak, durum fazla sıkışık değilse daha da erteleyerek randevu veriyor. Dolayısıyla bir hasta yakınının aynı zamanda doktor yakını da olması zarureti doğuyor. Ben liste yapmışımdır. İlkokul arkadaşım filanca bu derde, kolejden falanca şöyle durumlara devadır diye. Muayenehane sekreterlerini de bu yolla aşarım, “Hocamız şeyim olur, aynı zamanda da şeyimdir af buyrun...”

Bir de ömrüne bereket Dr. Oya Kayacan Hanımefendi vardır. Internette beni arayan ona, onu arayan da bana rastlar. Mesleki değerlerimizi kefeye koymazsak, bana daha çok rastlar ya, neyse! İşte oradan da bir avantaj yakalıyorum galiba. Yani özür dilerim Oya Hocam ama, bana ilk anda Hocam diye hitabeden bu muayenehane sekreterlerine, “Hayır ben o değilim, aç internette bak benim bir başkası olduğumu göreceksin,” filan diye ağız dalaşına girmiyorum.

Gidip kendimi teslim etmeyi seçtiğim bir kalburüstü doktordan randevu alışımız da, anlattığımın başka versiyonu. Kuzenim Cemal Kayacan’ın gelini sevgili Esen’imiz seçtiğim doktorun yakınının yakının...

Randevu tamam, sıra gitmekte. Bir hastaya dört refakatçi. Artı dört kişiyi bir araya getirmek ve de hastaya/bana sahip çıkabilmek için sabahtan itibaren olağanüstü tedbirler alan iki şöför. İstanbul burası, istediğin yere istediğin saatte vardığın zamanlar sayılı.

Hastaneye varıyoruz neyse, tamam. Zaman müsaittir diye kafeteryaya kurulup çay keyfi yapıyoruz, o da tamam. Huzura çıkıyoruz ki, o da ne? Hoca’nın görmesi için kapı dibine hazırladığım, evden çıkarken uzun uzun gözlerimin içine bakan ne kadar film dizi dokümanter filan varsaaaa..., hepsi o hazırladığım yerde kalmış.



Hocalara yakın olmak bu durumda da geçerli oluyormuş; güldü bize.

Ablam Hülya’nın yanağını, benim elimi okşadı.

Sonra dün bir daha gittik. Salı günü bir daha gidilecek.

Daha bana neler olacağını bilmiyorum. Belki bilince de söyleyemem.

Diyorum ya, dert anlatmaya pek müsait değil bünyem.

28 Comments:

  • Lütfen haberdar edin durumdan. Rahatsızlığınızı en kısa zamanda arkada bırakmanızı umarım.

    Çok çok selam ederim.

    By Blogger ruhdagı, at 18 Ekim 2008 16:18  

  • Geçmiş olsun.
    Yıllardır süren hastane deneyimlerimi 'refakatçi gözüyle Ankara hastaneleri' adıyla raporlaştırmayı düşünürüm. Şööle esprilisinden genişçe bi veritabanı mı hazırlasak acep:))

    By Blogger Boncukçu, at 18 Ekim 2008 17:39  

  • Tanıdıkların içinde bir avukat,bir muhasebeci, birkaç doktor olması çok işe yarıyor.
    Ben ikinci resimdeki sandalyeye neden takıldım ki??
    Salı akşamı uğrarım gene ama şimdiden sevgilerimi bırakayım dedim.

    By Blogger Ece, at 18 Ekim 2008 21:07  

  • Resime bakinca icime huzun coktu.Aglamak istiyorum ya.
    Tirmigi unutanlardan oldugum icin hastane ve doktorlar icin yorum yapmiyorum.Lazimsa soyleyin elde olan butun pozitif dalgalarimi gondereyim...
    Sifalar
    Sam

    By Anonymous Adsız, at 19 Ekim 2008 06:41  

  • Biliyorum ki her ne illetse kapına uğrayan defolup gidecek yakında. Sen öyle her önüne gelen ne idüğü belirisizi eve almazsın Annoyacığım.
    Öyle kendine özel sandalyelerle falan gelip yerleşmeye kalkmasın...Misafir misafirliğini bilsin değil mi? Gelmiş gelmiş... Napalım... Ama gitmesini de bilmeli..Güle güle ona diyorum. Sana da çok ama çok geçmiş olsun diyorum...

    By Blogger Şirin, at 19 Ekim 2008 10:15  

  • Pazar, bulutlar güneşle kedi fareyle oynarmış gibi oynuyor... Günün ışık değişkenliği ruhuma iyi geliyor. Ruh Dağı diye bir yer anlam kazanıyor birdenbire, şimdi içimde.
    ----------
    Şu iki seferlik hastane hallerimizi bile yazmaya kalksam uzunca öyküler çıkar ortaya. Hatta not almalı ince ince. Ben kendime gülüyorum ya dört refakatçiyle gittim diye..., aşiretler geziyor hastanede, hastalarının arkasında. Hasta doktora, doktor allaha emanet gibi durumlar söz konusu yani Boncukçu!!!
    ----------
    Yürütecim ameliyat öncesinden alındı Ece'ciğim. Çok sevimli değil mi? Vallahi bu yürüteç işini bu kadar abartacaklarını hiç ummazdım. Frenleri, el freni, stop lambaları bile var!
    ----------
    Evet evet inandığım inanmadığım her şey olabilir. Önemli olan inanan birinin uygulaması. Yani dalgana bak Saaaam ;~}
    ----------
    Biraz takılalım bakalım derdimizle. Kalkıp gideceği zaman gelince, inan israrcı olmayacağım kalması için sevgili Şirin. Her gün kendi iyisi kötüsüyle yuvarlanıp geçiyor nasılsa.

    Hepinize çok sevgilerimiz var, Cancan & Annoya

    By Blogger Oya Kayacan, at 19 Ekim 2008 12:07  

  • Annoya; hastane ve hastalık dendiğinde en fazla ahkâm kesme hakkına sahip olanlardan biriyim sanıyorum. Ancak bilirsin; ben hastalıklara düşman gözüyle bakıp onlarla mücadele etmeyi seçmiyorum. Hastalık varlığı kabûl edilip kendisi ile el sıkışılınca şaşırıyor, bir müddet sonra da ''bu ne ya?!!'' deyip fecî sıkılıyor ve toparlanıp eyvallah ediyor. Hastalıkların hepsi direngen ve mücadeleci tavırları seviyor, sen mücadele taraftarı oldukça onlar da kalma, gitmeme kararlısı oluyor. Geldiği gibi gitmesini sağla, biz de buradan çalışıyoruz bunun için, unutma. Hepimizden sana ve Cancan'a, kucaklar dolusu, patiler yumuşağı şifalarla...

    By Blogger Handan Demiralp, at 19 Ekim 2008 12:38  

  • Kekndinize çok iyi bakın Sevgili Annoya, geçmiş olsun. Öpüyoruz.
    Minnoş & Boncukçu

    By Blogger Boncukçu, at 19 Ekim 2008 12:43  

  • Hastalığın geldiğini nasıl haber verdinse bize, gittiğini de yakın zamanda haber vereceksin nasıl olsa Oyacan'ım.
    Rahatım ben bu yüzden.
    Her gün 3-5 kez sayfana tıklıyorum, hani canım şunu çekti biri yapsa da getirse falan dersin diye:)
    Dualarım ve iyi dileklerim yanında.
    Eğer ihtiyacın olursa bende yanında olurum bilesin...

    By Anonymous Adsız, at 19 Ekim 2008 15:49  

  • Oya Hanım,meraktan(tabiki üzünyüyle karışık)çatlayacağım..neyiniz var??eylül

    By Anonymous Adsız, at 19 Ekim 2008 17:02  

  • Oya'cığım,
    Geçmiş olsun demeye kalmadan geçmiş olacak inan bana sana gelen her ne ise.
    Bu kadar çok sevenin ve senin iyiliğin için dua edenin olması çok güzel.
    Ben de onlara katılıyorum ve geldiği gibi gönderdim demeni bekliyorum.
    Sevgiler

    By Blogger ulku, at 19 Ekim 2008 17:15  

  • Handan canım, ben uzatmaları oynaya oynaya ömrümü tüketirim diye düşünüyordum ama müsaade çıkmadı. Henüz el sıkışma safhasına gelmedik. Daha oturup iki kadeh bile içmedik karşılıklı. Bir masaya oturtabilsem bilirim yapacağımı daaa 8~} Sen de arkamdaysan hele hele... Cancan haytası kendisinden umulmadık şefkat gösterilerinde. Bütün gece kafa ucumda yatıyor! Seni ve kedi aileni sevgiyle tırmıklıyoruz.
    ----------
    Peki Minnoş, peki Boncukçu...
    ----------
    Nüket'çiğim, varlıklarınızı hissetmem bana yetiyor. Sağol.
    ----------
    "Kemiklerimin bir kısmı köpeklere ziyafet," desem güldürür müyüm seni Eylül ;-)
    ----------
    Sevgili Ülkü, "Yaşandı bitti işte," diyeceğimiz günler yakındır evelallah. Zaman çok çabuk geçiyor. Öpüyorum.

    By Blogger Oya Kayacan, at 19 Ekim 2008 18:43  

  • Oyacığım,
    Çok geçmiş olsun.
    Kızlarım ve ben seni tüm sevgimizle, en iyi dileklerimizle kucaklıyoruz.

    By Blogger Ayşen, at 19 Ekim 2008 21:40  

  • Oyacan seni seviyorum :)

    By Blogger Çiğdem, at 20 Ekim 2008 08:40  

  • Annoyam, sakın ola hüzünlenme, yarın kucağında demet demet sevgilerimizle arslanlar gibi gidecek ve çarçabuk döneceksin inşallah, ben şimdiden hastanede olanları - kişileri (eline düştük gayri, kurtuluş yok belli ki) bizlere nasıl muzipçe anlatacağının hayalini kuruyorum, ona göre...;) Buradan sarılıyorum sana sıcacık, sevgiyle...

    By Blogger dgül, at 20 Ekim 2008 09:57  

  • siz hastalığınızı bu kadar zarif anlatırken insanın dili varmıyor hastalık sözü etmeye ama geçmişler olsun, gerçekten geçip gitsin, hiç görmemişe dönün. Bu arada anneciğinize istediğiniz kadar şımarın tadını çıkarın anneli olmanın . Yatağınız da keyif için yatın Sevgiler size

    By Blogger laleninbahcesi, at 20 Ekim 2008 14:17  

  • Geçmiş olsun en kısa zamanda iyi haberlerinizi bekliyoruz.

    By Blogger Nenoni, at 20 Ekim 2008 14:24  

  • oyacanım,
    annoyam,
    dualarım seninle...
    sevgi dolu yüreğinle bunun da üstesinden gelirsin.
    sana kolaylıklar ve sağlıklı günler dilerim...
    istediğin bir şey olursa,
    canın çekerse hemen
    alınıp ,yapılır
    ve de gönderilir...
    geçmiş olsun şimdiden...

    By Blogger carpediem, at 20 Ekim 2008 15:58  

  • Geçmişler olsun.
    Geçecek zira bu da geçecek.
    Sağlığına duacıyız Oyacığım.
    Sevgilerim gelmiştir oralara zaten çıktan.

    By Blogger Margot, at 20 Ekim 2008 16:20  

  • geçecek Annoya inan bana geçecek...
    güzel ve özel insanlar bazı sıkıntıları nasıl cesurca altedebildiklerini çevrelerine iltebilmeleri için yaşıyor olmalılar...

    ve ...
    pozitifliklerii korumak ve yaymak için...

    cancan ,başarıyla yardım edecektir iyileşme sürecine...

    korsi feriş ve ben...
    iyilikler,sağlıklar,şifa...
    ve dünyadaki tüm güzellikleri yolluyoruz sana...

    sevgiyle...

    By Anonymous Adsız, at 20 Ekim 2008 17:50  

  • Merhaba,mail adresinizi yazmanız mümkünmü??size bir şekilde ulaşmak istiyorum.eylül

    By Anonymous Adsız, at 20 Ekim 2008 18:47  

  • Size bir ödülüm var :)

    Şifa gibi sıcacık öyle güzel ki..

    İyisiniz dimi, sormak istemiyorum yok gibi yapıyorum BEN...

    Çok çok selamlar, sevgiler.

    By Blogger ruhdagı, at 20 Ekim 2008 18:55  

  • Canim OYACANCAN,
    sok oldum !
    o resmi sevmedim ' hemde hic!
    dualarim seninle ANNOYAcgm.

    Hergun okumazsam seni olmazki...
    ILK defa bu tur bir habere rastladim sende ve biliyorum SON kez.

    Hadi mutfaga bakalim:) cok opuyorum cnm

    By Blogger KUGUU, at 21 Ekim 2008 10:38  

  • Oya hanım,

    Geçmiş olsun. En kısa zamanda sağlığınıza kavuşmanız dileğiyle..

    By Blogger kekik, at 21 Ekim 2008 10:56  

  • ANNOYACIM; KAC GUNDUR SESSIZ SEDASIZ TAKIP EDIYORUM, NASILSA 1 HAFTA 10 GUN SONRA GORUSECEGIZ DEDIM KENDI KENDIME....AMA SIMDI O YURUTECI GORUNCE ICIM BIR TUHAF OLDU BE ANNOYAM... COK CABUK, COK IYI OL EMI ADASIM BENIM. BACAKSIZ, TIGER, MESTAN, KARAOGLUM SAMSON HEP BERABER SENI COK OPTUKLERINI SOYLEDILER VE COK KOCAMAN DA SARILIYORLARMIS SANA... EEE YER KALDIYSA BENDE SENI BIR KUCAKLAYAYIM DEDIM....
    OYA AKKOC

    By Anonymous Adsız, at 21 Ekim 2008 22:02  

  • Geldim,uyuyordun,sessizce öpüp gidiyorum.Ama kapının önündeyim.Bir şey istersen sesleniver.

    Sevgiler...

    By Blogger Ece, at 22 Ekim 2008 00:47  

  • İnsanlar zor durumlarda kalmayınca uzakların bu kadar yakın olabileceğini farketmiyor. Umarım inşaatım (!) bitince hepinize daha yakın olma fırsatını bulurum.
    "Az" olmayı beceremiyorum. Olabileceğim en çok Oya/Annoya olduğumda herkese, hepinize sımsıkı, sımsıcacık sarılmayı planlıyorum ;~}
    gmail.com kayacanoya@ / siz birleştirin lütfen

    By Blogger Oya Kayacan, at 22 Ekim 2008 11:10  

  • Oya Ablacim,
    Su anda haberim oldu...ne zaman geleyim yanınıza? Size yine kocaman sarilmak ve sizinle bogaza karsi raki icmeyi diliyorum en kisa zamanda.

    By Blogger Ozge, at 22 Ekim 2008 22:26  

Yorum Gönder

<< Home