Kedili Mutfaklar

Perşembe, Haziran 04, 2009

Tarhanalı patlıcan köftesi

Patlıcanlarımla uğraşmaya girdim mutfağa. Pek de beğene okşaya aldım. Orta boylarıyla, pırıl pırıllıklarıyla aldılar gönlümü. Olağan tatlar çıkarsam bunlardan ne ayrıcalıkları kalır ki sevgisiz saygısız torbalara doldurulan elalemin patlıcanlarından? Onlar, eve gidince önce televizyonda yemekte olanların da saygısızlıklarını seyredip sonra pişirirler mutlaka karın doyurasıca yemeklerini. Katlede katlede...

Zaten günlerdir The Marmara'nın emektar köpeği Ebru'nun katledilişiyle haşır neşirim. Benim çocukların da doktorudur ya Ebru'yu ameliyat eden İlhan Bey, Animalia'da. Açıkladı işte adam, darbelerle iç organlarının yerini değiştirmişler zavallı kızın. Öyle acılarla gitmiş canım, öyle kıvranarak.

Bu ülkenin havasına sinek ilacı sıkar gibi passiflora sıkıp öldürmeye şartlanmış robotların otomasyonunu bozacaksın. Yoksa bu olaylar psikolojik, yapanlar psikopat filan değil. Öldürmek resmen bir yaşam şekline dönüşüyor, sosyal boyut kazanıyor. Zaman içinde sohbetler gelişecek, kimin kime neye kaç el sıkıp hallettiği üzerine; çıplak el ve bıçakla doğramanın eldiven ve baltayla bölmekten daha zevkli olduğuna dair keyifli sohbetler.

Patlıcanlarımın ruganlarını iyice aldım bu sefer. Tuzlu ve elma sirkeli suya yatırıp bıraktım. Onlar acılarını koyveredursunlar, ben nasıl uydursam da bir köfte içi hazırlasam diye buzdolabı kapağıyla gövdesi arasına yerleştim. Çekip dışarı çıkardıklarım şunlar oldu; dereotu + maydanoz, taze soğan, yarım baş sarmısak, tarhana kavanozum, Urfa biberim. İki yumurta bu arada, katı haşlanmış durumda. Maksat tadı olsun ama cıvıklığına ihtiyacım yok.
Herşeyi incecikten doğradım. Ekmek gibi, un gibi bir toparlayıcı yerine tarhana kullandım. Patlıcanları da artık iyice yıka/sık/bızzzztla ve yoğur bütün malzemeyi. Sonraaaa buzdolabında dinlenmeye bırak ki tarhanası şişsin.
Şimdi kaşık havası... İki tahta kaşığı birbirlerinin içinden döndüre dolaştıra şekillendirdiğim tarhanalı patlıcanımı az sızmada kızartıyoruuuum.

Nasıl mı güzel oluyor? Öyle güzel oluyor, öyle güzel oluyor ki, Annoya'nın zevkten kaç köşelendiği sayılamıyor. Yoğurtla yiyor olmuyor, hemen biranın buz gibi şişesine sarılıyor olmuyor, akşama rakıya da kalsın istiyor... O oluyor işte canım, o oluyor. Şimdi akşam olsun diye bekleniyor. Tarhanalı patlıcan köftemin rakıyla keyfinde çıldırmalı birileri.

Nedir yahu bu ruhumdaki huzursuz huzur?
Evet, biraz tuhafım.
Nasıl olmam ki, olmalıyım.
Tasarrufumda değil!
http://kedilimutfaklar.blogspot.com/search?q=patl%C4%B1canl%C4%B1+k%C3%B6fte adresimde başkaca tuhaf köfte tariflerim de var...

12 Comments:

  • patlıcanı çok seven ama bir türlü nasıl yapacağına karar veremeyen birine bu tarifler süper geliyor. eline sağlık:)

    By Blogger denizanasi, at 4 Haziran 2009 16:59  

  • oya senin enginar salatasına özendim ben de yaptım, tulum peyniri koydum ben çok güzel oldu fotografını çekemeden yiyip bitirdim!

    By Blogger Handan, at 4 Haziran 2009 19:12  

  • Sevgili Can Beyanası, ayıcıkların yanıtına bayıldım, güldüm walla çok... Patlıcanı ben de çok seviyorum ve sürekli yeni tatlarına varmaya uğraşiyorum. Korkmamak gerek. Hayatımda sadece bir kere yenemeyecek kadar kötü bir yemek yaptım, o da yirmi yaşımda.
    ----------
    Yaşasın Handan, denemelere devam. Okudum da az önce nasıl yaptığını. Ellerine sağlık.

    By Blogger Oya Kayacan, at 4 Haziran 2009 19:37  

  • Pek sarmas dolas gordum patlicanla tarhanayi.Pek keyifli arkadaslik etmis buz gibi biraya,buz beyazi rakiya.Afiyet olsun ellerinize saglik.

    By Blogger lezzet sefasi, at 5 Haziran 2009 00:48  

  • şeytanın aklına gelmez:)) söz verdim kendime bu yaz patlıcanla daha fazla vakit geçiricem. hem tarhana da var evde, kimbilir, neden olmasın??? Tam bir spesiyal, dedim de şeytanın aklına gelmez:))

    By Blogger Basak, at 5 Haziran 2009 09:15  

  • Bir sürü tarhanalı tarifim var. O dile batan tadına bayılıyorum, sokuşturuyorum aklıma estikçe bir yerlere. Akşam rakısında da pek sefalıydık yani Lezzet Sefası...
    ----------
    Başak'çığım, vur patlasın patlıcanlı yaz günleri. Değişik lezzetlere ulaşırsan ne alâ. Yoksa da bol bol yemeli, hazır uyuşturucu etkisi de var. Bu ahvâl ve şerait içinde hepimize iyi mi geliyor, unutturuyor mu yaşananları ne :-(

    By Blogger Oya Kayacan, at 5 Haziran 2009 10:51  

  • Önce Ebru'nun hunharca katleden yaratıkları lanetliyorum huzurunda Annoyacığım. İçimdeki canavar da bu yaratıklar yüzünden canlanıyor böyle işte ara sıra. Aklıma nasıl hayaller düşüyor o yaratıklar elime geçmişse diye. Canın sıkılmış zaten keyifin kaçmasın daha çok...
    Patlıcan köftesi... Ben ilk duydum di mi? Yani aslında şöyle olacak bu köftenin adı: Oya'nın özel patlıcan köftesi. Bence kesinlikle patenti sana ait olmalı. İnan arkasından kimbilir ne gelir? Bu da güzel hayallerim işte:))
    Sağlıcakla kal Annoyacığım...

    By Blogger Şirin, at 5 Haziran 2009 21:53  

  • Oya'cığım hazırladığın benzersiz yemeklerine ne diyeyim ki? Ellerine, gönlüne sağlık. Ben The Marmara'nın Ebru'suna takıldım. Ne güzel boylu boyunca yatardı kapının önüne. Geleni geçeni seyrederdi. Canım güzelim, nasıl kıydılar ona. Geçenlerde Cumhuriyet'te bir haber vardı.Kadıköy çarşısının maskotu kaz Rodi ölmüş. Çarşı esnafı onu sahibinin yanına gömmüşler. Dediğin doğru, gün gelecek, sohbet konuları değişecek. Sevgiler, kucak dolusu sana ve tüm hayvanseverlere.

    By Blogger ulku, at 6 Haziran 2009 09:18  

  • Bir patlıcanlı köftem daha vardı Şirin'ciğim, domatesli. O da çok lezzetli oluyor. Adresi işte:
    http://kedilimutfaklar.blogspot.com/2007/09/patlcanl-kfte.html
    ----------
    Ülkü'cüğüm, ben de Kadıköy Gazetesi'nde okudum Rodi'yi geçtiğimiz ay. Ortalıkta hiç dolaşmıyordu. Meğer sahibi öldürülmüş, o da dünyaya küsmüş. Yemeden içmeden kesilmiş, serumla beslenir olmuş filan. Hayvan dediklerimizin bu duyarlılıklarının farkında olunca bazı insanlara insan demeyi bıraktık zaten. Hele o insanlar ki can almayı hak görüyorlar kendilerinde,...

    By Blogger Oya Kayacan, at 6 Haziran 2009 11:12  

  • Patlıcanlar yumurta felan tamam da içinde bir de tarhana?
    nerden aklına geldi tarhanayı çorba dışında kullanmak?
    Ne alemsin Oya.
    Mamafi bi ara denemeli şunu.
    Ama tarhanayı da bitirdik kışın.Bir yerden tarhana bulmalı şimdik.

    By Blogger Nenoni, at 7 Haziran 2009 15:22  

  • Sevgili Nenoni, http://kedilimutfaklar.blogspot.com/search?q=tarhana
    bu adresten aşağı doğru kayarsan tarhanaya uyguladığım başka lezzetlerimi de bulabilirsin. Artan çorbadan yaptığım patlıcanlı salatası da enfes olmuştu. Tarhana tadını çok sevdiğimden olsa gerek,katıştırıyorum işte öyle aklıma yakıştırdığım her yere. Komşudan alıver bir fincan!

    By Blogger Oya Kayacan, at 7 Haziran 2009 17:25  

  • madem patlıcanı severler ...patlıcanlar kuşbaşı..doğranır..soğan kara kırmızı biber yeşillkler maydonoz dereotu...gibi arzuya göre kıyma hepsi sotelenir,,,yarım kilo un aldığı kadar su 1 yumurta kırılır içine yoğrulur..pohça hamuru yada mantı hamuru gibi yumurta büyüklüğünde hamurlar [bezeler] dinlendirildikten sonra servis tabak büyüklüğünde açılır yarım ay şeklinde içine harcımız doldurulur..ay şeklinde kapatılır saçta yoksa tavada kızartılır..afiyet olsun...biz saçta yaparız..üstüne tereyağ sürüp servis yaparız..sasafranbolulu..adsız,.,.

    By Anonymous Adsız, at 16 Temmuz 2009 21:35  

Yorum Gönder

<< Home