Zencefilli patlıcan biber domaaates
Yazdan da bişey anlamadık. Aldı başını gidiyor. Sel oldu aktı, "Bu da yaz mı?" dedik. Kavurdu yaktı, "Bu sıcağa can dayanmaz," dedik. Yaz boyunca kendinden söz ettirmeyi başardı yani yaz; sera etkisine ve tropikal iklime girdik çıktık, küresel ısındık... Tansiyonlar indi çıktı yazdan, ruh ve beden sağlıklarımıza bir haller oldu yazdan...
Ağzımı hayra açayım, bu yıl biraz yangınımız az. Orman azaldığından dediydi haberlerde bir yetkili; yangın oranı bu yüzden düşmüş, yoksa naz etmiyormuş hani ormanlar yanmak için.
Onlar da gittiler döndüler malûm her yaz olduğu gibi, köyleri olanlar köylerine/köylerinden. Kimse eli boş gelmedi. Yaz bolluğu işte, ne buldularsa toplamışlar bahçelerden. Mutfağımın keyfi yerinde yani. E benim de tabii. Bu tuhafsı iklim şartlarında çarşı pazar düşünmüyorum fazla, patlıcan biber domaaates varsa yoksa. Tek derdim yemeklerime değişik lezzetler yakıştırmak, pişirdiklerim üç aşağı beş yukarı aynı şeyler de olsa.
Ana malzeme bir gün önce toplanıp çıkmış yola taa memleketten. Biber desen çıtırdıyor, domatesi lezzet fışkırıyor, patlıcan en parlak ruganı kuşanmış.
Yaz keyfimce soğanları koca koca doğruyorum, domatesleri ve biberleri de. Pijamalı patlıcanlara kalın tekerlek görüntüsü veriyorum bu seferlik. Yeşillik o biçim, çok bol yani. Tırt tırt limon kabukları az da suyu, bol patlak sarmısak dişleri, bir iki karanfil ve zencefil rendesi iyice bol. Deniz tuzu ve biberi de kırt kırt... Hiç su ilave etmeden çünkü çok bol ya domatesi, sızmasını gezdirip kapatın kapağını, pişirin gitsin.
Nasıl olur nassıl? Zencefil patlıcana ne der, biber mi zencefili yoksa zencefil mi biberi katleder? Limon kabuğu ne arıyor ki zeytinyağlı patlıcan yemeğinde?... diye diye velhasıl onlar pişedursunken... Ben kafada o büyük istifhamımla başbaşa..., n'olacak bu tencerenin sonu yaaa?
Sıcaklardan mıdır nedir, iyi oldu iyi , pekiyi, çok iyi, fevkalâde hattâ...
----------
Sıcakların sıcağından ziyade her konuya müdahil olmasından bunalmış hallerdeyim.
Nelere kadirmiş bu sıcaklar, hay anasını...
6 Comments:
ay ne güzel tarif etmişsiniz, ellerinize sağlık. Hafta sonu deneyeceğim, hiç zencefillisini, limonlusunu tatmamıştım merak ettim. Bu arada bende hem kendimin hem etraftakilerin of çok sıcak demesinden bıktım:)) Kendinize iyi bakın, sevgilerle
By bilge ve annesi, at 6 Ağustos 2010 15:31
"beni bu havalar mahfetti" der gibi "beni bu yemekler mahfetti" demek istiyorum izninle. Tariflerin o kadar pratikki gel de yapma, benim gibi mutfak tembeli bile yoldan çıkıyor:)
By Basak, at 6 Ağustos 2010 16:58
Sicaklar baya bir seye kadirmis bir kere, kisi ozletmeye mesela...
Ama ben yine de yaz yemeklerini daha cok seviyorum... Rengarenk, cok sebzeli, mevsiminde toplanmis, gunesi icine cekmis...
fotograf cok guzel, eminim tadi da oyledir...
By Mehtap Pasin Gualano, at 6 Ağustos 2010 18:37
Bu yıl ki sıcaklar gerçekten dayanma sınırımızı aştı Annoyacığım. Düşün biz İstanbullular olarak bile nemli sıcağa dayanamıyoruz artık. Allah daha beterinden saklasın diyorum...
By Şirin, at 6 Ağustos 2010 22:36
Kış gelse de delikli kemik yesek yaw Oya' cım..
By Çiğdem, at 6 Ağustos 2010 23:07
Umarım ağzımızın tatları uyar Bilge'nin annesi. Beni okuduğuna göre eminim hattâ.
----------
Mutfak zaten hiç zorlayıcı bir yer değil ki... Var ya şu tarif diye insanı çıldırtan vecizeler yazanlar, zorlaştıranlar onlar Başak'çığım. Lezzetli yemek yemeyi sevenler, bazı esaslara sırtını dayadı mı iyi yemek yapar zaten. Arife tarif olmaz meselesi her yerde birse mutfakta bin geçerli.
----------
Ne demezsin Mehtap, iki gece önce kendimi yemyeşil çimenler üzerinde uzanmış, üzerime pofuduk pofuduk karlar yağarken gördüm. Bilmem artık klima 19 derecede çalışınca herkese aynı etkiyi yapar mı ;) Benden söylemesi.
----------
Şirin'ciğim bir sıcak edebiyatıdır gidiyor. İstanbul bir yana dünyanın encamı hayrola.
----------
Benim arşiv kuşum
http://kedilimutfaklar.blogspot.com/search?q=delikli+kemik
tam da burada dolaşıyormuş... Hemen anladım walla;) Doğru diyorsun Çiğdem'ciğim, bu sıcakta ocak başında dikilmeye mecburcu yemekler hiç çekilmiyor. Kışa kışa!!!
By Oya Kayacan, at 7 Ağustos 2010 11:34
Yorum Gönder
<< Home