Kedili Mutfaklar

Pazartesi, Kasım 01, 2010

Domatesin kurusu kırmızı kırmızı



Olmaz ki böyle bir söveceksin bir öveceksin. Geçen gün domatesin kurusuna dilinden geleni söylemeden etme, çık arkasından methiye düzmeye başla, ki şimdi yapacağım odur.



Yeni mahsül belli ki, paketinde 'yarı kurutulmuş' yazıyor. Böyle hallerini buluyordum eskiden, yaşımsı kuru domates, işte yine çıktı karşıma. Sevinçliyim ki nasıl. Hem yarım yarım bölünmüş hem de ince dilinmiş şekli var. Tam da istediğimiz gibi bir de kıvamı yok mu, yani vallahi canımı ye be Yeşimsoy domatesçi kardeşim, sana helâl.

 



Paketten çıktığı gibi kullanılabilir domates gerektiren her yemekte, lezzeti alabildiğine yerinde. Yeniden alınacak paket paket ilk rastlandığı yerde, stoklanacak buzdolabında, bitmemesi hep olması sağlanacak taaaa ki yaz gelene...

Artı lezzet keyfi  katmak için bir avuç reyhan/fesleğen, iki diş sarmısak ve sızma gerekecek bir zahmet. 




Sıkıca basılacaklar kavanoza.  Sızması tepesini örtene kadar doldurulacak, ki emildikçe biraz daha katmak gerekecektir.  Koyun bir kenara sonra beklesin sizi orada.  O düşünsün artık nerelerde ne lezzetlere gark edeceğini siz aziz yemek düşmanlarını.  

Benim kavanozum tam da gözümün hizasında rafta bir yerde beni beklerken, ben de mutfakta bir yarım palamutun daha pişme usulü hakkında şahsi görüşlerimle istişare ederken..., durum şu oldu.  Yağlı kağıda yatırdığım palamutu üzerine reyhanlı domates sererek paketledim.  Kızgın tost makinesinde yedi sekiz dakika durdu durmadı..., taze soğan, biber falan da yanında...

Lezzetinden kafayı yedim.

Çeşitli balıklara bu yöntemi uygulayıp yemeye de devam edeceğim.

Ye ye yeeee...   

Etiketler:

27 Comments:

  • ağzım sulandı zaten acıktım

    By Blogger Handan, at 1 Kasım 2010 11:18  

  • "Yeşimsoy" demek markası, şiddetle aranacak. Ağrıyan diz izin verdiği ölçüde tabii:))
    Bir gün size yemeğe geleyim mi?
    :)))))
    Sevgiyle...

    By Blogger Leylak Dalı, at 1 Kasım 2010 12:39  

  • Oyacan'cım,
    O öyle denmez ama...
    Şöyle denir:Yi Yavrum Yi.... :)

    By Blogger Unknown, at 1 Kasım 2010 13:20  

  • eh yazin kralicesi tabiki kisinda katilmali sofralara, ister kuru ister yas. kuru domatesi bende cok severim
    ellerinize saglik Oya hanim
    Sevgiler
    Sefa

    By Blogger lezzet sefasi, at 1 Kasım 2010 14:56  

  • Sen de buraya tok gelmiyorsun ki hiç a Handan...
    ----------
    Şu diz meseleni iteleyip ötelemeye, duymazdan gelmeye çalışıyorum ama galiba bıçak kemiğe dayandı :( En kısa zamanda en sağlıklı şekilde çözebilmen için duacıyım Leylak Dalı...
    Hangi günmüş o bakiiim ;)
    ----------
    Böyle böyle obez ediyorlar çocukları. Yi yi dediği matah olsa canım yanmaz Mine'si, salçalı ekmek hamuru alt tarafı..., ne faydası var o zavallılara?
    ----------
    Neyse lezzeti ve kıvamı yerinde kışlık bir domates bulundu ya, gam yemem artık Sefa'cığım.

    By Blogger Oya Kayacan, at 1 Kasım 2010 16:35  

  • Şurdaki yemek tariflerini gördüğümden beri pizza yerken verdiğim paraya acıyorum pizza hut'ta, aklıma dolmalar balıklar geliyo

    By Anonymous Adsız, at 1 Kasım 2010 19:03  

  • kırmızı her daim güzel...

    By Blogger moon, at 1 Kasım 2010 23:15  

  • hersey iyi guzel de kızgın tost makinesi mi,nası ya, muhtesem kocaman bir tost makinesi ve grill yani bu hıı?
    nes

    By Anonymous Adsız, at 2 Kasım 2010 00:49  

  • Gasilhane, sen-de-mi? Paraya acımazdım da yaptığım hamallık için üzülürdüm doğrusu.
    ----------
    Al benden de o kadar Moon; 'Türk'ün gözü aldadır,' kanıtlarından biri de benim.
    ----------
    Nes-London mı?
    Abartmayalım makinenin niteliklerini Nes;) İki tost yanyana yapılabilen, icabında her ızgarayı yapmaya elverişli bir elektrikli alet işte. Bence her mutfakta mutlaka olmalı.

    By Blogger Oya Kayacan, at 2 Kasım 2010 09:23  

  • yihuuu kuru domates vakası sorunsuz halledilmiş..
    sızmalar reyhanlar koyulmuş..
    palamutta hafiften ortaya süzülmüş..
    palamutu kişniş tohumlu çok seviyoruz elimizde bol kuru domates mevcut ama bu kadar cesaretim yok galiba.. rakısı ve bol muhabbeti ile süper olur diyorum.. afiyetler olsun annoyam..

    By Anonymous pembe, at 2 Kasım 2010 10:58  

  • Sağol Pembe'ciğim, artık kalite bozmadıkça domateste Yeşimsoy kışları yaşayabiliriz... Şimdilik kaydıyla on üzerinden dokuz aldı benden. Verdiğim linkte değişik ürünleri de var.
    Cesaret ne için gerekiyordu, anlayamadım valla ;))

    By Blogger Oya Kayacan, at 2 Kasım 2010 12:07  

  • ne yapsam da izgara baliga degisik bir tat katsam diyordum. Ben hep ayni seyi yapiyorum takilmis plak gibi. Karnina maydanoz, sogan, ustune portakal dilimleri, tuz, karabiber, sur firina ... Ben boyle yari kurumusunu hic gormedim ama ben gormemisimdir mutlaka, varligini bile bilmedigime gore... Reyhan yerine defne koysam?

    By Blogger Mehtap Pasin Gualano, at 2 Kasım 2010 12:15  

  • Mehtap'çığım, az daha 'sen hala annenin balığını mı yiyorsun?' diyecektim ama neyse ki yırttın! Hiç değilse bir portakal var orada, ki eminim müthiş lezzet katıyordur balığına ve bu yüzden de vazgeçilmez olmuştur bu tarifin ;) Defne olmaz mı, zaten balığın ilacıdır! Reyhan/fesleğen balığın tadını olağanlıktan çıkarıyor ama. Sıkı market alışverişleri yapamıyorsundur eminim bunca işin arasında. Ben, uzun zaman ayırdığımda bir sürü yenilik ve ağzıma layık ürünler buluyorum.

    By Blogger Oya Kayacan, at 2 Kasım 2010 13:33  

  • "Yeşimsoy" yazıldı bir kenara ben bulursam buralarda yormam Leylak Dalı' nı, şimdik onun dizini yormama zamanı. Bu arada balığın tost makinasında pişime olayına bittim en kısa zamanda deneyeceğim, kızım balık delisi zaten, çok iyi oldu bunu öğrendiğim, sevgilerle...

    By Blogger bilge ve annesi, at 2 Kasım 2010 15:17  

  • Bilge'nin annesi, şu linkte satış noktaları var: http://www.yesimgida.com.tr/2010/index.php?p=4
    Gerçekten süpperrr bir pişirme şekli balık için. Ne kokar ne bulaşır ;) Kısacık bir zamanda mükemmel pişmiş balık budur.

    By Blogger Oya Kayacan, at 2 Kasım 2010 15:34  

  • Kuru domates sorunsalı da çözüldü demek ki, ben biliyorum işte kime soracağımı. Aklımı seveyim!
    Öperim Annoya.

    By Blogger Margot, at 2 Kasım 2010 17:16  

  • Oya'cığım,
    Domateslerle birlikte öyle iştah açıcı duruyorlar ki benim gibi hala annesinin balıklarını yiyenleri bile özendiriyorlar.
    Nedense balık denince biberiye, defne, sarımsak, tuz ve karabiber pişince de; roka, rakı, balık derim de başka bir şey demem. Limon zinhar. Tutucu muyum neyim anlamadım ki?
    Benim sarma aşı için kullanılan haşhaşın dövülmüş olması gerekiyor.
    Anladığım kadarıyla sen tane haşhaştan söz etmişsin. Onla olmaz Oyacım, söylemedi deme sonra.
    Veya bir gün Münevver'i de al gel ben pişireyim size.
    Sevgi ve selamlar,

    By Blogger IŞILCA TATLAR, at 3 Kasım 2010 00:10  

  • :)) Margot'cuğum. Hayati ehemmiyet taşıyordu, çözdük şükür.
    ----------
    Vardır tabii rakı balığın senin dediğine yakın bir adabı Işıl'cığım. Biberiye ve sarmısak eklentileri klasik değilse de pek yakışkan tabii ;) Limon bazıları için 'zinhar' kimine göre de vazgeçilmezdir. Yedi sülalem Boğaz geçmişlidir, limonsuz edemez mesela. Bana sorarsan kızartmada limona evet, ızgarada pek değil...
    Haşhaş meselesine gelince, tohum haşhaş evde dövülmez mi? Sen bir daha sarmanı yaptığında haber ver, yetişirsek gelir tadarız tabii. Çok şekersin...

    By Blogger Oya Kayacan, at 3 Kasım 2010 07:47  

  • Oyacığım,
    Haşhaşı dövdükten sonra gelip bir de beni döveceğinden adım gibi eminim.
    Yok evde dövülmez veya çok çok zahmetli olur diye düşünüyorum. Taş dibeklerde ezilerek yağı çıkarılarak yapılıyor bu iş. Çok küçük taneler rondoda çekilmiyor ama biraz kavurduktan sonra kahve değirmenleri işe yarar mı bilemiyorum?
    Bazı yöresel ürünler satan yerlerde bulursam senin için alacağım. Pek çok şeyde kullanabilirsin. Ekmeğin üzerine sürülünce de biraz bal ilavesiyle pek güzel oluyor.
    Bayram sonrası buyurun gelin sizin için özel yaparım ve çok da mutlu olurum Oyacığım.

    By Blogger IŞILCA TATLAR, at 3 Kasım 2010 10:37  

  • Oya Hanım,ben de domatesin yarı kurumuşunu tercih ediyorum ama sizin sızmalı, fesleğenli pek bir güzel olmuş, ilk fırsatta hemen yapılacak.
    Sevgilerimle

    By Anonymous Adsız, at 3 Kasım 2010 11:48  

  • Uzmanlık gerektiren bilgiler için teşekkür ederim sevgili Işıl. Sen benim arsızlığıma bakma lütfen, yemiş kadar oldum ;)
    ----------
    Seveceğinden eminim Pınar'cığım. Sağlam da reklam oldu markaya yani ;))

    By Blogger Oya Kayacan, at 3 Kasım 2010 12:50  

  • Kafan düzeldi mi Oya hatun? Bilseler ki domatesler sana kafayı yedirdiler, kendileriyle pek bir gururlanırlardı.

    By Blogger Tijen, at 3 Kasım 2010 17:34  

  • Hangi kafam Tizo? Bende kafa çoook ;)))

    By Blogger Oya Kayacan, at 3 Kasım 2010 18:42  

  • Valla bildin, "annemin baligini yapiyorum hala"... :-))
    Ben de uzun uzun market dolasirim bazen ama, federico degisiklik kabul etmeyen bir cocuk, neyi sverse "boogggg" diyene kadar takiliyorum... Bir de deneme cesaretim mi eksik nedir...

    By Blogger Mehtap Pasin Gualano, at 3 Kasım 2010 22:39  

  • 'Ya duygusal ya akılcı' seçenek/sonuç arasında bıçak sırtı kaldığımda ben de hep duyguyu seçerim. Federico deyince de akan sular durur Mehtap, yeter ki o sevsin, yesin.
    Balık konusunda 'herkesin sevdiği lezzette kendi paketlenmiş balığı olsun' yöntemini deneyebilirsin belki. Federico da, bakalım bunlar ne yiyor, diye meraklanıp tadına bakarsa bakar ;)

    By Blogger Oya Kayacan, at 4 Kasım 2010 09:06  

  • evet kurutulmus domateste semi dried moda bu aralar. esim domatesci de oradan biliyorum :P

    By Blogger ozlemcim2010, at 2 Aralık 2010 14:32  

  • Ne güzel Özlemcim. Domatesçilik gibi bir meslek ilk kez duyuyorum ben ya... Seneye semi dried domateslerimiz ondan sorulur artık ;)

    By Blogger Oya Kayacan, at 2 Aralık 2010 18:46  

Yorum Gönder

<< Home