Ne ayıp şeyler bunlar, çık çık çık, anlatmaya utanmıyor musun Oya?
Telaş zamanı. Bir yandan gittim gidiyorum, yattım yatıyorum pırpırı yüreğimde. Hemen ardında kesildim kesiliyorum eyvahları...
Evde, kesilmeden sonrasının hazırlıkları. Oturmama durmama müsait yerlerde, ha bunu böyle yaparız da, ha bunu şöyle ederiz. Yatmaya kalkmaya elverişli köşelerimde yatak döşek değişiklikleri, yastık takviyeleri...
Sanki film setindeyiz. Baş oyuncu geçici olarak sakat; inşallah geçici, amin..., buradan TV seyreder..., şu noktada oturur denize bakar. Kaykılarak gazete okur ve içinden gelirse laptop açar yerleri şuralar.
Bir başka ve en önemli nokta ise, düşün düşün boktur işin hallerimiz. Bir tuvalet meselesidir ki, baş problem olarak yaşanıyordu son günlerde Annem Selma ile aramızda. O da bugün çözüldü şükürler olsun. Olay yükselmekten çıkıyordu! Anacığım beni en yükseklere layık görüyordu... Tamam, yükseğe oturacağım artık, taht gibi. Yükseltici ile yetinmedik, klozetin de yükseğini bulduk, değiştirdik.
Güç olan bulmaktı. “Var ama Karaköy’den aldırın,” diyen Vitra ana bayii anamızdan emdiğimizi burnumuzdan getirdi. İstanbul kazanında, Cavit Bey kepçe şeklinde dolaştı gün boyu. Eczacıbaşı, Artema Vitra alışverişlerinin keyifli tarafı ev servisleri. Güleç gençler montaja gelince çekilenler unutuluyor. Bayilerden yaka silkiyor millet, nedenmiş anlaşıldı. Ana bayi buysa ailenin diğer fertleri nedir bilmem artık.
Tuvalet dedim de, anladınız mı bilmem. Gençlerin ağzında lavabo oldu şimdilerdeki adı. Tuvalet deyince bakınıyorlar bön bön. Haydi klozet deseler anlayacağım. Lavabolara, klozete yapacaklarını nasıl yapıyorlar bilemiyorum.
Bir ara da dabılyusi idi. Camilerde bile öyle yazar, WC, water closet yani. Oysa votırı kıl gibi akan taharet musluğundan küçük bir ibriğe doldurup kullanırsın. İşini bitirip ardından çekeceğin bir sifon falansa hakgetire. Temizlik imandan gelir ‘kokusu’na katlanabilirseniz kullanın bu WC’leri!
Ben söz konusu yerleri adlandırırken, halâ hela ve tuvalet arasında gider gelirim. İçimden bazı bazı hela desem de, dışımdan kibarca tuvalettir oraları. Benimki de ikiyüzlülük bir nevi. Olsun, kendimi lavaboya tünemiş ş’aparken hissetmiyorum hiç değilse.
Yatakta kahvaltı masamı da ısmarladım. Daha çok odamda, yatağımda kalayım istiyorum nekahatimde.
Kitaplar var okunacak, yemyeşil ağaçlar var pencereden bakılacak.
Cancan’ım var.
Banyo küvetini şimdilik aslanlar gibi koruyor ama galiba o da sökülüp gidecek...