Ne kutlayacaktım?

Belalım gibiydi. Gidiyormuş. Ne hali varsa görsün.
Gideni kutlar, gelenden orta halli beklentilerim olduğunu beyan ederim.
Herkes umutları kadar/gibi yaşasın.
Ben hep öyle yaptım.

Annoya'm bilgisayarını açtı. Sabah sabah afiyetle yediği panettone dilimlerinin fotoğrafını basacak. Ben de yerimi aldım hemen, konuya müdahil olmalıyım.
Söylemesi ayıp, Noel panettone'miz Harry's Bar, Cipriani, Venezia imzalı.* Annoya'm diyor ki, "Ah nasıl oluyor da oluyor, canım ne çekse gelip beni buluyor?" Tabii yaaa, daha iki gün önce demedi miydi, "Aaaaah bu sene de bir panettone'miz olsa da yesek," diye.
Ben de bir Pansuman atayım dedim yarama. Aha Babaannem Hidayet Hanım kızı Halam Mürşide ile. Kırmızı uçlu Bahar cıgarası tütüyor elinde gel keyfime, kim takar baş örtüsünü saç bağını.
Son Singer'imi sorarsanız, iki üç ay önce katıldı bize. En ucuzunun bir pahalısını aldım. Hani fazla derdi tasası olmasın, bastım mı diksin. Ertesi gün Müjgan Hanım buyurdu geldi, oturdu makinemin başına, iplik takmaktan ilik açmaya anlattı ve gitti.
Engellenmiş keyiflerimi geri çağıra çağıra, tutukluk yapan aklımı ite kaka bayramı getirdim işte. Artık rakılarımı da koymaya başladım bazı akşamdan bazı akşamlara.