Kalıplarım var. Ben gibi çocuk kalmışların ve çocukların bayılacağı gibisinden kalıplarım oldu, eveeeet.
Tchibo denen, büyük mağazalarda açılmış o köşeler veya belli başlı
Tchibo mağazaları var ya, açıldıkları günden beri ilgimi çekmeyi başardılar. Her malına bayılıyor muyum? Yooo, aman ha, kalitesizim diye bas bas bağıran bol döküntülü yerler bunlar aslında. Ancak birincisi Çin malı değiller, ikincisi alınabilir nitelikli keyfe keder ıvır zıvır her zaman bulunuyor, üçüncüsü de
Tchibo marka kahveli
cappucino yanında limonlu veya frambuazlı
cheesecake dinlenceleri için ideal.
Kalp şeklinde pasta kalıpçıklarım da var, kutudan ikiz çıkıyorlar. Avucum kadar, kelepçeli hem de, şeker mi şeker.
Kuş, kedi, yonca ve kalp şekillerini tavaya koyup açın altını. Kırın yumurtayı kendi halinde, veya çırpılmış yumurtayı, ya da
pancake bulamacını dökün ortalarına. Pazar değil daha, ki hani mutlaka bir yumurta yenecek demiştik ya, bu defa Cumartesi yumurtası var Kedili Mutfaklar'da.
Lahanamın turşumsu hali de eşlik edecek kedi kafalı yumurtama. Bal ve portakalın lahanaya kattığı hafif tatlımsılık şahane. Kereviz sapları, sarmısak, limon ve süs biberleri de sakın ola ki bahane değil... Birbirlerine kattıkları güzellikler anlatmakla olmayacak gibi sanki. Yapmadıysanız hala rap rap lahana almaya, sonra da marş marş mutfağa. Tarifi aşağılarda bir yerde duruyor zaten, lahana pişirirken artmıştı da yapmıştım ya hani.
O kağıtta görülen ise dev bir sucuk dilimi; içi fıstıklı cevizli ve de bol acılı, bağırsak muhafazalı hem de kağıt veya naylon değil.
Günaydın Kasap üretimi, hani Bostancı'da esas yeri,
İstinye Park'ta da şubesi olan. Acılı suyu tavaya dağılmasın, sucuk o suyun içinde pişsin diye kağıtta yaptım. Olması gerektiğinden daha fazla lezzetliydi.
http://www.gunaydinkasap.com/ Sevgili Eren Cendey'in çevirisiyle kitap okumak harika. Hani beni yeminimden döndüren kadın desem yeri var. Sözde Türkçe olması gereken garip dillerde çeviri okumamaya o kadar özen gösteriyorum ki.* Bir harika akıcılıkta kitap, bir de defter yanısıra. Sahil bizim sahil olunca, kedi de kuvvetle muhtemel bizimkilerden, durmuş seyreyliyor denizi + bonus Kız Kulesi.
Sümbülüm dün kargo paketi içinden çıktı. İrice durduğuna bakmayın, soğanından henüz patlamış, toprağından baş kaldırmaya çalışan bir bebecik sümbül o. Edremit Körfez yağlarımın ortasında oturmuş ağlıyordu koliyi araladığımda, havasızlıktan tabii. Hemen açıldı pencere, çıktı oturdu deniz havasıyla Annoya havasını sürekli teneffüs edebileceği bir yere. Memnun, hem de çok. Selam eder Edremit'e, Çiğdem'e...
Daha daha var da, hava çok güzel.
Aattâââ...
* Fransız Babam, Can Yayınları, ilk baskı Mart, 2008, yani çiçeği burnunda.