Zor mutfak değil ki mutfağım. Ağdalı yemekler yapmıyorum ki mutfakları oturaklı ev hanımları usulünde. Rağmen bir kırılma noktamdayım. Daha da uyduruk hallerimdeyim.
Dört yumurta haşlasam da iki öğün yesem sanki ve de buyrun bakalım, yumurtalar yandı yaaa. Onlar ocağın tepesinde ben cam önüne devrilmiş kitap devirmekteyken..., çatur çutur patlama seslerini duymama rağmen başlarına neler geldiğine aymazken..., Cancan sağolsun vıııın fırladı mutfağa doğru. Olacak iş değil ya neyse, oldu bir kere. Elde var susuzluktan kavrulmuş dört yumurta, damakta kavrulmuş yumurta lezzeti. Tatmayan nereden bilecek kavrulmuş yumurtanın ne kadar güzel olduğunu.
Kocaman salatalarıma katıyorum birer birer. O aynı salatada ton balığı veya peynir meynir de olursa eğer iş bitiyor, tembel salatası veya sıcak mevsimlik salata olmuş oluyor. Kavrulmuş yumurtalı salata!
Tadına doyamadığım zeytinyağlı bamyam tembelliğimi ezer geçer. Her şartta yaparım, beklerim de öylece başında, yakmam, kıyamam. Seçe seçe almışım zaten tek tek, külahlı ayıklamışım bir keyif bir eziyet. İri kıyım soğanıyla, sarmısağı, sızması, limonu, tuzu... Kırmızı çarli biberden de dekoratif halkalar... On dakikada pişer benim ağız tadımda, sizler için bilemedin onbeş. Muuuhteşem.
On tane bamyayı bir kenara ayırıp, artan biberle bızzzzzzzlayıp, lor peyniri ile karıştırıp çömlek içinde yufka üstü yapsam mı? Yufkayı sızmayla bulayıp buruşturup yayın önce çömleğe. Döşeyip üstüne malzemesini atın fırına çıtırdak haller alana kadar. O haller üzerine çırpılmış yumurta yayıp üç beş dakika daha tutun sıcak fırında... Kolayın kolayı var yemeklerinden bir tane daha. Karabiberi unutulmasın, tuzu da.
Yumurtalarımı kavurmama vesile olan kitap da kitap olsa bari. Mark Crick, dünyaca ünlü yazarların üslûbunu taklit ederek onlara yemek yaptırmış. Kitaba adını veren Kafka usulü çabuk miso çorbası için sözde Kafka'nın tarifi: 2 çorba kaşığı miso, 140 gr yumuşak tofu, 4-5 küçük mantar, birkaç kurutulmuş wakame yosunu yaprağı. Miso Japon mutfağının vazgeçilmezi olsa da, ben kendi çorbamı tercih edeceğim müsaadenizle.
Şimdiii devreye dondurucu girecek. İşte o dondurucudur ki, olmadık zamanlarda olmadık yemekler çıkarır bağrından. Haşlanmış buğday var mı, vaaar. Közlenmiş bir avuç patlıcan var mı, vaaar. Daha ne olsun, hemmen dışarı alalım onları, çözelim. Karışsınlar önce, sarmısaklı yoğurda bulansın sonra; az sızma, nane kurusuyla kırmızı biber de süs olsun tepesine. Misoymuş, pöööh.
Köylerden gelen biber fazlaları kendi hallerinde, yağsız mağsız kızarsınlar tavada. Kızarma işinden sonra sapları koparılıp çekirdekleriyle birlikte çekilip alınınca, iş yoğurtlamaya kalır. Yoğurtlarız biz de, sarmısaklı elbette. Sızmasını da ihmal etmeyiz.
Semizotu da bir başka öğün. Adam olana yeter de artar bile. Doyamadım bu yaz semizotu yemeye. Sarmısaklı yoğurda...
Dondurma değil, dondurma kaşığıyla yuvarlanmış kavundan acele tatlı. Azıcık pudra şekeri kavun tadına ilave, ekşi tatlı böğürtlen dondurucudan, taze naneden süslemesi.
Yazı böyle böyle, ha geçirdim ha geçiriyorum.
Mutfakta biri ha var ha yok.