Bu yaz tutkum yeşil domatesler olunca (sağolasın
Mine'si), ister istemez
Fried Green Tomatoes at the Whistle Stop Cafe filmini hatırlamak düştü bana. Yeşil domates kızartması kesinlikle bu filmle birlikte girmiştir aklıma. Şimdi de, geç de olsa artık mutfağımda.
Polentalık mısır unumla beyaz un karışımı kullanacağım kızartmak için. Lakin ekşiyi çok sevmeme rağmen bu yeşil domateslerin ekşisine güvenemiyorum, biraz kırmak mayhoşlaştırmak gerekiyor. Hâl böyle olunca da şekerden medet ummak akıllıca geliyor bana. İkişer kaşık una bir koca kaşık pudra şekeri görüyor işimi. Kırmızı toz biber, deniz tuzu baharat ve ot karışımımla unlar ve şeker halleşiyor.
İki yumurta sarısı çırpıldı. Unlu karışımıma cajun seasoning de eklendi, o da zaten çeşitli baharatların sarmısak soğanın falan karışımı. Orta boy domatesleri dörder dilime ayırdım, kalınca olup sulu sulu kalsınlar içlerinde, dışları kıtırdak olsundu amacım. Oldu da.
Önce unlu karışıma, derken yumurtaya buladığım dilimleri kızartmak için sızma kullandım. Lezzette tavan yaptık. Dilimler kızardı bitti. Aynı sızmamın içine geri kalan iki yumurta akını çırparak attım. O da yayılıp kızardı bir güzel, çıktı dışarı. İki kocaman avuç maydanozu attım bu sefer kızartmak üzere.
Kızarmış yumurta beyazının üzerinde servis edilen kızarmış yeşil domates dilimlerini kızarmış maydanozlarla süsleyince...
... ya da dilimleri taze nanenin ferah kokusu ve görüntüsüyle başbaşa bırakınca..., çoook güzeldi çook.
----------
İşin tuhafı, ben
filmin uzun uzun bölümlerinin mutfakta geçtiğini, sürekli yeşil domates kızarttıklarını falan zannediyordum. Yeniden izleyince aaaa bir de baktım ki yokmuş öyle detaylar ve de hattâ adam öldürüp kızarttıkları sahneler daha da uzun!
----------
Var mı bir bilen?Netten edindiğim bilgilere göre kızartılan yeşil domatesler tarlada kızarmayan, hep yeşil kalan domateslermiş. Fikrimce, mevsim sonlarında turşuluk diye tezgahlara yayılan yeşil domatesler o yeşil domatesler olmalı. Var mıdır yani, kızarmayacağım ille de yeşil kalacağım diye tutturan domatesler?