Zam haberi
Elektriğe yapılan zam tüketiciye yansımayacakmış.
Elektrik elektrik olalı hiç kendini çarpmamıştı.
Mısır ekmeği, miktarı yaklaşık palamut eti kadar, haşlanan balık suyunda ıslatılmış..., havanda irili ufaklı dövülmüş fındık , bol bol..., incecik kıyılmış maydanoz, ağız tadına yettiği kadar dövülmüş sarmısak, üzüm sirkesi, çok az sızma ve tuz.
----------
Şöyle devam etti hamsiler, “biraz çerkezin tavuğundan, biraz rumun taratorundan, ille de mısır ekmeğimizden götür; sırtını da fındığımıza daya, meze diye çık sofraya. Ooh ne alâ memleket... Biz fındığımızı palamuta yedirmeyiz.”
----------
İş işten geçmişti lakin. Mutfakta olan olmuş, artık palamut mu fındığa yoksa fındık mı palamuta bir güzel... Üstelik sabah sabah... Hattâ sabahın köründe, saatin yedi kırkbeşinde.
Flaşşşşşşşşş, palamutaşa keşfedilmiş.
Blogger'lar (internet günlükçüleri), görevden alınan Ordu Emniyet Müdür Vekili Rıdvan Güler'e ve üreticilere destek için internette 'Fındık Zamanı' hareketini başlattı
ÜNSAL EREKE / MİLLİYET EKONOMİ
İnternette blog (günlük) yazıları yazan Oya Kayacan, Ordu Emniyet Müdür Vekili Rıdvan Güler'in görevden alınmasına tepki olarak başlattığı 'Fındık Zamanı' adlı hareket büyüyerek 'Bloglararası Fındık Birliği'ne dönüştü. 'Fındık için güçbirliği' kararı ile internette çeşitli ev yemeği tarifleri yayımlayan blog (günlük) siteleri aynı çatı altında toplandı.
Hareketin amacı 'fındık mağdurlarına destek' olarak açıklandı. Kayacan'ın kendi sitesinde 9 Ağustos 2006'da yayımladığı 'Çorbada tuz' başlıklı yazısındaki, ("Anamı alan kadı, kime şikayet edeyim? desem uyar mı? Not: Fındığımızı tüketmek için kampanya açsak mı? Herbirimiz evimize en az birer kilo fındık alsak mı? Fındık Ye çağrısı yapsak mı? Çorbada tuzumuz olsa olmaz mı?") çağrıya gelen yanıtlarla başlayan hareket, fındıklı yemeklerin tariflerini yayımlayan 'http://finduklutarifler.blogspot.com' sitesini yarattı. Tariflerin sayısı 100'ü geçince, bir kitap çıkartılmasına karar verildi. Kitabın geliri ile fındık bölgesinde yoksul öğrencilere yardım edilecek. Daha sonra da Bizim Fındık Çocukları adıyla bir dernek kurulacak.
Üreticiye destek
Hareketin öncülerinden Oya Kayacan, nasıl harekete geçtiğini şöyle anlattı: "Fındık haberlerini vatandaş olarak yakından takip ettim. Ordu'daki fındık mitinginde üreticinin üzerine yürümeyi reddettiği için görevden alınan Ordu Emniyet Müdür Vekili Güler'in insanların üzerine tazyikli su ve biber gazı püskürtmediği için görevden alınmasına üzüldüm. Kendisine destek için kendi çapımda harekete geçmeyi düşündüm."
Kayacan, birliğin oluşumunu da şöyle anlattı:"Fındıklı yemek tariflerimizle açtığımız fındık yolumuz özellikle reklam ve pazarlama bloglarının bizi desteklemesiyle büyüdü. Şu anda bütün günlükçüler kendi alanlarına göre fındığı araştırıyor. Yemek tarifleriyle, reklamcı ve pazarlamacı arkadaşlarımız da ekonomik boyutuyla fındığın önemini anlatıyorlar. Ortak amaç fındık mağdurlarına destek.
Tarifler toplanıyor
Siteye fındıkla ilgili yemek tarifi gönderenler, not olarak 'Her hakkı bloglararası fındık projesine aittir. Bu yazımla ilgili hiçbir maddi talebim yoktur' diye yazıyor. Sitede bulunan bazı fındıklı yemeklerin isimleri şöyle: Fındıklı kahverengi pilav, fındıklı makarna, fındıklı kızarmış rokalı pesto, fındık, nohut ve pırasalı patlıcan dolması, fındıklı fındık köfte, fındıklı beşamel soslu lazanya, fındıklı cacık, fındıklı taratorlu börülce salatası, süzme yoğurtlu, vişneli ve fındıklı graten.
http://www.milliyet.com.tr/2006/09/28/ekonomi/eko01.html
www.finduklutarifler.blogspot.com
-----------------
Güncellemeler
www.selimtuncer.blogspot.com 'dan, fındık güncellemelerini buraya da taşıdım. Teşekkürler Selim Bey...
[ 26 EYLÜL 2006 ]Sevgili Serdar Öner de “Findukta birluk!” başlıklı yazısıyla verdi desteğini... Teşekkürler.
[ 27 EYLÜL 2006 ]Altı Üstü Tasarım - Mehmet Doğan, “Altı üstü bir fındık” diyerek el sallıyor okyanuslar ötesinden...
[ 27 EYLÜL 2006 ]IQ’T, Türk fındığı üzerine yazmış: Oldukça uzun olmasına rağmen, başından sonuna kadar yorumları da dahil ederek okuduğum, dopdolu ve düşündürücü bir yazı olmuş; Türk Fındığı Nasıl Kurtulur?
[ 28 EYLÜL 2006 ]Sevgili Özen Demircan da konuyla ilgili sevimli bir yazı kaleme aldı. Yazısında, fındıkta kaçırılan fırsatlarla bağlantılı olarak Mark Twain’in bir sözüne yer vermiş: “Çok ender olarak bir fırsatı, fırsat olmaktan çıkmadan önce görebilmişimdir.” Peki, ya birileri fırsatı gösterdiğinde yine de görmez miydin Mr. Twain?[ 28 EYLÜL 2006 ]
Milliyet, yemek bloglarının Finduk Zamanı hareketini ekonomi sayfasında “Bloglararası fındık birliği” başlığıyla haber yaptı.
Enine değil boyuna.
Karar sizin.
Ne de güzel görünür bu pilavcı arabaları bana. Nohutuyla, didiklenmiş tavuğuyla, buharı camekanında... Hiç yedim mi durup pekiii? Yooo.
Büromuzun kuş müdavimlerinden biri. Serçelerimiz ve kumrularımız da var. Açılan her camdan, buyur muyur beklemeden girerler üstelik. Ablam Hülya kuştan da korkuyor galiba, geçen gün attığı çığlıktan anladık!Derken de sarmısak ilave edilecek istendiği kadar, incecikten dereotu, kıvamınca da süzme yoğurt.
Ancak bu kadar tadı yerli yerinde bir yoğurtlu havuç olabilir.
Bir de şu yoğurt patlayıp fotoğraflarımın keyfini bozmasa. Nasıl çekiliyor yoğurtlu resimler sahi? İlle de gün ışığında mı?
Otlu peynir var buzdolabında. Bızzzzt... Bayat ekmek, kara ekmek, çok tahıllı ekmek ya da; hangisi varsa; bende çok tahıllı kapkara kupkuru bir dilim var, o da buzdolabında. O da bızzzzt. Şamfıstık az ama korkudan az, bir dahaki sefere boool bol koyulacak, yakıştı çok.
Kabak kabukları soyulacak, ikiye bölünecek ve içleri oyulacak. Diri haşlamak tabiri caizse, öyle, hafifçe haşlanacak; az tuzla.
Oyulmuş kabaklar az önce bızzztlanan içle doldurulacak. Orta yerine sekiz on yaprak reyhan gömülecek, parmak hareketiyle doldurduğumuz içlerin ortasına doğru iterek. Üstüne kenarlardan içine doğru iterek, kocaman bacon dilimleri çepeçevre dolandırılacak. Sızma eksik kalmasın aman, keyfinizce sızmalansın kabaklar. Karabiberi de keyfe keder...
Veryansın fırında önce üzeri folyo ile kapalı, sonra da bacon kızarana kadar açık.
Siz böyle bir lezzeti daha önce düşünmemiştiniz bile.
Herkese, müthiş güzel katkıları için... Ne diyeyim bilmiyorum ki...
Muhteşemim, muhteşemsin, muhteşem
Fındık tabii, yine fındık; aklımda deyip de, nasılsa yaparım deyip de bekletmek olmaz. Doğru mutfağa...
Biz bu kitapla herkese bol bol fındık yedireceğiz. Yedirdiğimiz fındıkların kârı değil ama, emeğimizin kârı ile okul çocuklarına bir sürü güzellikler yapacağız.
Belki fındık üreticileri, aracıları, satıcıları da destekleyecekler bizi. Onlar da atacaklar ortaya biraz kârlarından karınca kararınca. Bizim Fındık Çocukları diyebileceğimiz çocuklarımız oluşacak belki zaman içinde, daha daha yazacağımız kitaplarımızın geliri ile eğitimlerine küçük de olsa katkılarda bulunabileceğimiz...
Neyse yine uçuşlardayım işte... Aynı zamanda da mutfaktayım. Fındıklı tarifler uydurmaktayım. Oh canıma değsin, pek de iyi yapmaktayım... Kişisel fındıklı tarif gayretlerimin zirvesine doğru tırmanmaktayım.
----------
Eli bol insanlardanım. Deneme mutfaklarımı artık biraz küçültmeye karar verdim, verdimse de olmadı. Fındıklı patlıcan dolmama yedi adet küçük patlıcan kullandım.
İç hazırlamak için birer su bardağı fındık ve haşlanmış nohut, beş tane incecik sap pırasa yeterli, hattâ artacak bile.
Bu dolma için nohut haşlamak ayrı bir hüner gerektirmiyor, yine suda haşlanacak ama bildiğiniz gibi sade suda değil. İçinde çeşitli biber ve karanfil tanecikleri, taze defne yaprakları, tarçın çubuğu ve biberiye dalları var.
Şimdi nohut, pırasa ve tabii fındıklarımız yine bızzzt aletindeler. Ayrı ayrı yapsanız, pırasaların suyu çıkmasa, diğerleri de dişe gelseler iyi olur.
İçine yettiğince tuz, biraz dolma baharı, karabiber ve bir tutam da kırmızı biber ilave ederek karıştırdık dolma içimizi. Yarıdan kesilerek içi çıkarılmış patlıcanlarımıza doldurduk sıkı sıkı. İçinde pişerken kabaracak bir malzeme yok, bu yüzden pirinçli bulgurlu dolmalar gibi gevşek değil, sıkıca dolduruyoruz. Ve de diziyoruz tenceremize, hepsi ayakta, dipdibe. Tencerenin kalan boşluklarına bütün soğanlar ilave ediyoruz.
Bir küçük limonun suyu, sızma ve biberiye ile birlikte birbuçuk su bardağı kadar su ilave ederek orta ateşte pişireceğiz artık.
Benim kadar şanslıysanız eğer, içten biraz artacaktır. Tadına bakmışsınızdır mutlaka. Nasıl? Akşam rakılarınızın yanına bir meze daha kattım değil mi? Ya da sürsürleriniz için müthiş bir yenilik. İçine hemen sızma katın. Biraz laym sıkın, karıştırın. Laym olmadı limon, artık ben söylemeyeyim diyorum ama olmadı nar ekşisi...
Bu ara kendimi arabanın gaz pedalına benzetiyorum. Hemen yanında fren pedalı durduğunu da unutmuş gibiyim.
Deneysel fındık mutfağım bugün zirve yaptı.
Fren sesi nasıl yazılırdı?
İşte o sesle bitecek bu yazı.
Mis gibi kokulu, dipdiri, kıpkırmızı midi domateslerden ondört adet. Dolu avuçlarla fındık, ceviz, tuzsuz badem, tuzsuz şamfıstık ve bir küçük boy kuru arnavut biberi; havanda dövülüp hazırlanacak.
Kimi bütün kalmış, kimi ezilmiş, kimi ufalanmış olacak. İstediğimiz de zaten bu. Yoksa yine bizim o bızzzzt aletine başvurur, hiç yorulmadan hallederdik işimizi. Bu işte, nurlardaki babacığım Nuri'nin çeyiziyle evimize girmiş olan tarihi pirinç havanımı kullanıyor olduğum için ayrıca sevinç çığlıkları atmaktayım...
Domateslere kapak kesip içlerini çay kaşığı ile çıkarıyorum ve çıkanların yerine, havanda dövülmüş ve dovülmemiş olan karışımdan dolduruyorum. Domateslerin dolma işlemi bitince çay kaşığı ile yavaş yavaş bal akıtıyorum üzerlerine. Kapakçıkların üstüne, domateslerin sapla birleştikleri noktalara birer karanfil saplıyorum. Şimdi de kapaklarını kapatıyoruz ve işimiz neredeyse bitiyor.
Hepsi tencereye dizildi, tenceremiz folyo ile sıkıca kapatıldı ve başka bir kabın içindeki kaynar suya oturtuldu. Evet, bain marie... Gidip gelip bakın, alttaki tencere susuz kalmasın, içindeki domatesler kendi buharında iyice pişsin.
Dayanılmaz bir lezzet.
Dövdüğümüz içten arta kalan kadar taneli ezmeyi bal kavanozunun içinde kalan balla karıştırdım.
Muz yeme girişimlerinizde size yardımcı olacağını umarım...
Domatesleri yıkayıp kabukları ile birlikte bızzzzt. Derken içine bir demet, iki demet fesleğen yaprağı katarak tekrar bızzzt. Kavanoz, sürahi gibi yerlerde, üzerinde bir parmak zeytinyağı örtüsü ile iki üç ay dayanıyor, buzdolabında tabii. Konsantre olmadığı için çok kullanılıp çabuk tükeneceğini de eklemek istiyorum.
Ben özellikle makarna soslarımda, başkaca da aklıma gelen her yerde kullanıyorum.
----------
Arnavut biberli domates reçelim vardır benim, fındık da katarak değişik bir şekilde yapmak istiyordum. Belki gecikmeli olarak yine de yapacağım.